En düşük memur maaşının yükseltileceği bir modelin uygulanması gerektiğini bunun da seyyanen zam ile yapılabileceğini ifade eden Hisarkaya, kamu görevlilerinin de asgari ücrete kadar olan kazançlarından gelir ve damga vergisi alınmaması konusunda “Vergi muafiyeti nedeniyle ilgililere teşekkür ediyoruz ancak yeterli değil. Vergi muafiyetinin gelir dağılımında adaleti sağlayabilecek yeterlilikte bir düzenleme değil. Sadece kısmi olarak bazı çalışanları rahatlatacak. Çünkü buradaki temel yaklaşım memurlarda matraha ve kesintiye esas maaşla genel rakam arasında bir fark var. Aylık vergi matrahının baz alındığı rakam üzerinden yüründüğünden asgari ücretin 4253 rakamının altından hesaplama yapılıyor. Asgari ücretle memurlar için aynı şey söz konusu değil. Belirli aralıklarda aylık veya yıllık olarak hesapladığınız zaman bazıları için bir avantaj oluşturuyor sadece. Bunun üzerinden memura yüksek bir iyileştirme yaptık algısı doğru değil” ifadelerini kullandı.
Vergi muafiyetlerinde düşük maaş alanların daha az etkilendiğini belirten Başkan Ünal Hisarkaya, “Mutlaka ama mutlaka ek zam uygulamasının devreye alınması gerekiyor. Vergi muafiyetinde düşük maaş alanlar nasıl daha az etkileniyorsa ek zam için de oransal bir artış sağlanacaksa bu makası daha çok açacaktır. Onun için biz Memur-Sen olarak seyyanen zammı önceliyoruz. Seyyanen bir iyileştirmeye ihtiyaç var. En düşük memur maaşının ücretini yükseltecek parametrelerini tartışmalıyız” şeklinde konuştu.
Kamuoyunda memur maaşlarına yüksek iyileştirme yapılacağı algısına sebebiyet veren açıklamaların doğru olmadığını ifade eden Memur-Sen Antalya İl Başkanı Ünal Hisarkaya, “Bu zamların bütçeye getirdiği yükü toplam memur sayısına bölerek memura bu kadar iyileştirme yapılıyor şeklinde bir algının kesinlikle sağlıklı bir cümle olmayacağını gerçekçi tablolar ve rakamlar üzerinden konuşmamız gerektiğini söyledik. Ek zam görüşmelerimizin bir an önce başlamasını istedik. Birçok kalemde memura iyileştirme yapılabileceğini söylemiştik. Vergi muafiyeti bunlardan birisiydi. Çok küçük rakamlar olduğu gibi yüksek maaş alanlar açısından ortaya başka sonuçlar da çıkabiliyor. Memurun alım gücünü artıracak seyyanen onarabilecek bir yaklaşıma ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
3600 ek gösterge konusunda çalışmaların devam ettiğini söyleyen Ünal Hisarkaya, ek göstergelerin tamamının ele alınması gerektiğini ifade ederek yalnızca belli meslek gruplarının dahil edileceği bir modelin genel memnuniyet üretmeyeceğini söyledi.
Hisarkaya, “3600 ek gösterge konusunda baştan beri kamudaki ek gösterge sistematiğinin tümden ele alınması gerektiğini savunuyoruz. Biz sadece polis, hemşire, öğretmen ve din görevlileri üzerinden yürüyen bir yaklaşımın kamunun bir kısmını memnun edebilir ama kamunun hepsini memnun edecek bir sistematik inşa etmek gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
