Dünyada iki büyük güç vardır:
Biri AKIL, diğeri SİLAH: Ama Akıl Silahı da yener...
Akıl, Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük lütuftur. Zira akıl olmasaydı, insanın hiçbir ayrıcalığı olmazdı. İnsanlar arasındaki sevgi, saygı, hoşgörü, samimiyet, ilim, ibadet akıl ile olur. Aile ve akraba ilişkileri, dostluk ve arkadaşlıklar, komşuluk ve hemşerilik münasebetleri, hâsılı tüm insanlık ilişkileri akıl zenginliği ile gelişir ve olgunlaşır.
Akıl olmazsa; düşünemezdik. O zaman dünyadaki diğer canlılardan herhangi bir farkımız kalmazdı.
Akıl olmazsa; zekâ ve hafızanın da önemi olmazdı. Zira akıldan yoksun insanların çoğu zekidirler, olguları hemen algılayabilirler, güçlü bir de hafızaları vardır algıladıklarını belleklerine kaydedebiliyorlar ama aklıselim değildirler, doğru kararlar alamazlar, hareketleri, konuşmaları, giyinmeleri hatta yemeleri, içmeleri bile farklıdır, toplumda sorumlulukları yoktur.
Akıl;
Eğitimle-bilgiyle şekillenir,
Kültürle-ahlakla güzelleşir,
İmanla-ihsanla olgunlaşır…
Bence akıllı insan; kendini yetiştirebilen, ailesini yönetebilen, topluma faydalı evlatlar kazandırabilen, namerde muhtaç ettirmeyen, daima ileriyi görebilendir…
Akıllı lider; tebaasını yönetebilen, yönetimindeki insanların, toplumun ya da ülkenin huzur ve refahını en üst düzeye çıkaran ve muasır medeniyetler seviyesinin önüne geçirebilendir.
Hani deriz ya; “aklın yolu birdir” diye. Akıl çalışırsa doğruyu bulur. Mısırlı Profesör Abdüsselam, insan beyni üzerinde yaptığı bir araştırmada beynimizin 30 Milyar hücreden oluştuğunu ancak, bunların sadece 30’da birinin kullanıldığını geriye kalan 30’da 29’unun ise yedekte beklediğini tespit etmiştir. Bu güne kadar insanoğlu tarafından yapılan tüm icatlar, bilim, sanat, teknoloji alanındaki tüm çalışmalar, sosyal, kültürel gelişmeler, ekonomik faaliyetler, kısacası her şey; sadece beynimizin 1/30’u ile gerçekleşmiştir. Geriye kalan 29/30’unun ne zaman ve nerede kullanılacağı konusunda aklımız aciz kalmaktadır. Profesör Abdülselam bu tespitinden sonra; “iman etmekten başka çarem kalmadı” diyerek Müslüman olmuştur.
Aklın çalıştığı her yerde; huzur, refah, sıhhat, selamet ve mutluluk vardır.
Silahın konuştuğu her yerde ise; acı, kin, kan, gözyaşı, sefalet ve yok olma vardır…
Tarihte, "Köroğlu" diye tanınan ve zalim Bolu Bey'ine başkaldıran bir Yiğit’in tarihe geçen; "Silah icat oldu mertlik bozuldu" sözü bu gün çok daha anlam kazanmaktadır. İşin bu günkü boyuta varacağını Köroğlu tasavvur etmiş midir bilemem ama o günkü silahlar sadece bir mermi patlatır, isabet ettirilemezse ikinci mermiyi doldurma şansı olmazdı kullanıcısının…
Neticede o günkü, "Çakmaklı Tüfek" in icadı adeta bu günkü atom bombasının atası olmuştur. Zira o icattan sonra insanların aklı fikri silahla hep meşgul oldu olmaya da devam etmektedir. İnsanlar başka şey düşünemez oldu. Her kes daha güçlü ve daha çok zayiat veren silahı icat etmek için aklını daha çok meşgul etmeye başladı. Bu vampir icat, insanları, doğayı ve tüm canlıları tehdit ede ede bu günkü nükleer silahlara kadar geldi. Oyuncak sayılacak derecede basit bir ateşli silah olan "çakmaklı" dan bu güne, çok şeyler değişti. Deyim erindeyse; köprünün altından çok sular geçti…
Günümüzde kara silahlarının yanı sıra, hava, deniz ve nükleer silahlarla tüm insanlar tehdit altında bulunmaktadır. Her zaman büyük balığın küçük balığı yuttuğu dünyamızda, balıkların balinası hiç şüphesizdir ki Amerika’dır. İsrail ve İngiltere’ nin dışında tüm dünyayı tehdit olarak görüp, icat ettiği her yeni silahı menfaatlerine ters düşen küçük devletleri her hangi bir bahane ile "deneme tahtası" şeklinde kullanarak test etmektedir…
Artık bu teknolojik silahları da geçtik. Şimdi Biyolojik Silah zamanı… Ve şu anda tüm dünya bu biyolojik silahın tehdidinde. Artık güçlü ile güçsüz, zengin ile fakir ayni kefede hatta ayni gemide… Biri batarsa diğerinin kurtulma şansı da olmayacak…
Tabi herkesin hesabı var ama tüm hesapları altüst eden daha büyük hesap Allah’ındır. Yanlış hesap Bağdat’tan döner sözü de boşuna söylenmemiştir. Kirli hesap peşinde olanlar şimdi kazdıkları kuyuda boğulmak üzeredirler. Allah (c.c.)’nun insanlara bahşettiği aklını, insanlık yararına kullananlar ile insanlığı yok etmek için kullananlar yarış halindedir. Rabbim aklını iyi yönde kullananları artırsın, akla ziyan akıl sahiplerine de akıl zan versin…