https://www.gazeteantalya.com/files/uploads/user/img/yazarlar/thumbs/y15-kaya-bagislar.jpg
Kaya BAĞIŞLAR

11 Eylül ve Gerçekler (1)

10-09-2023 00:22 148 kez okundu.

         Küresel emperyalist güçler, propaganda savaşlarını çok iyi bilir ve kullanırlar. Ellerinde bulunan ve her alanda acımasızca kullandıkları ve vahşetlerini kamufle etmekte aktif kullandıkları ve  çok iyi değerlendirdikleri algı aracı olan görsel ve yazılı medya ile doğruyu yanlış, yanlışı doğru göstermeyi kurnazca kullanırlar.
            Ve maalesef oluşturulan küresel yalanlarla tüm dünya kamuoyu bir şekilde bu yalanlara inandırılır ve bu katil, zalim emperyalistler hedefledikleri amaca hiç sıkıntı çekmeden ve milyonlarca insan hipnotize edilmişçesine vermek istedikleri algıyı beyinlere yerleştirmeyi başarır ve kendilerini haklı kılmayı başarırlar.
ABD’nin New York kenti Manhattan merkezinde ikiz Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, Camp David’e ve Pentangon’a 11 Eylül 2001’de düzenlettiği saldırılar ve sonrasında hedeflerindeki saldırıları yani, Afganistan’a ve Irak’a saldırılarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdiler. Çünkü kendilerine karşı küresel bir terör (!) saldırısı olmuştu ve asimetrik savaş stratejilerinin tüm unsurlarını ve vahşi savaş yöntemlerini kullanmalarını artık kimse engelleyemezdi.(!)
ABD’ye yapılan saldırının kapsamı, ciddi bir eşgüdüm ve ciddi bir planlama gerektirmesi, aradaki teknik ve stratejik güç farkı bu saldırıların, alışılmış terör saldırıları (!) olmadığını kanıtlıyordu hiç şüphesiz.
“Gri Savaş” diye nitelendirilen bu saldırıların nereden ve kimden geldiği  belli olmadığından ABD emperyalizmi tüm dünya ve özellikle İslam dünyasının her bölgesini her islami/müslüman örgüt (!) ve hükmi şahsiyeti artık “DÜŞMAN” taraf olarak yaftalamış idi. ABD, artık kendisine karşı yürütülen asimetrik savaşa karşı dünyanın her yerinde karşılık vermeyi kendinde hak görüyordu ve karşılık vermeliydi de. Çünkü ABD’ye saldıran  “düşman”, yani saldırıda bulunan, devletlerden her hangi  bir devlet değil,  her yerde olma ihtimali olan “İslami terör” ve teröristler (!) her yerde var olabilirdi. ABD’yi savunmak için her yöntem artık meşru (!) idi. Çünkü asimetrik savaşta terörist (!) ve terör saldırılarının (!) nereden geleceği belli olmadığından savunma, her yere ve her şeye karşı yapılmalıydı/yapılabilmeliydi.
 
Asimetrik savaş kural tanımıyordu. Bu nedenle asimetrik asimetrik savaşa karşı savunmada da acımasız davranılmalıydı ve her yer ve her şeye karşı tedbirli yani, saldırı düzeninde bulunulmalıydı. Savunmada kural ve ahlak yoktu maalesef.
Bu saldırılarda ABD’nin ekonomik, askeri ve siyasal sembolleri hedef alınmış ve ve ABD’nin bir “HİÇ” olduğu gösterilmişti. Asimetrik savaş ile karşı karşıya kalan  ABD’nin ne insan hakları ne hukuk ne de evrensel kuralları tanımayacağını artık gün gibi aşikardı.
1 lt. suyun dahi uçağa girişinin imkansız olduğu farklı havalimanlarından kısa aralıklarla içi bombalarla doldurulmuş 4 uçaktan biri Boston Uluslararası Kogan havalimanından Los Angeles’e doğru havalanıp yönü New York’a çeviriyor, diğeri aynı havalimanından kalkıyor, bir diğer uçak  6 dakika sonra Washington’dan yükselecek, son uçak da Nework’tan New York’a doğru yönlendirilecek, teröristler (!) havalimanlarına ellerini kollarını sallaya sallaya defalarca girip çıkacak, uçakları saldırı  için hazırlayacak, kule tarafından saniye saniye takip edilen uçaklar liman trafiğini alt-üst edecek tarzda uçacak ve stratejik hedefleri vuracaklardı ama, ABD istihbaratının haberi olmayacaktı.
ABD ve küresel katillerin emrinde olan haber ağları insanları esir almış, insanların akılları ile değil gözleriyle düşünmelerini sağlamayı, yani saldırıyı terör saldırısı (!) olarak vermeyi ve buna inandırmayı başarmışlardı. Meşru müdafaa (!) ile süslenen nefret, vahşi katil İsrail’lilerin CENİN mülteci Kampı’nda katliam yapmasına sebep olmuştu. Çünkü katledilenler terörist (!) idi. Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması artık terörle mücadele ağına takılmıştı bir kere. Artık her edersen et, vahşice katliam yap, insan hakları ihlallerinde sınır tanıma. (!) Artık gerekçe hazırdı: “Terör ile mücadele.”
ABD istihbaratı  ile içli dışlı olduğu herkesçe bilinen ve El Kaide’nin lideri Üsame Bi Laden 1998 yılında ABD’lilerin öldürülmesi konusunda  fetva imzalamıştı. Apaçık idi ki; dünyada /sömürü alanlarını genişletmek isteyen ABD’nin stratejik ve asimetrik savaşına / saldırılarına zemin hazırlanıyordu.
Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a saldırıları ile ilgili komplo teorileri elbette çok fazladır. Böyle bir saldırıda spekülasyon elbette olacaktı. Ancak cevapsız kalan o kadar çok soru var ki, ister istemez bu sorular şüphelere yol açacak ve komplo teorileri gerçeğe dönüşecekti:
 
*Bir litre suyun dahi sokulamayan havalimanlarına aylar öncesinden istihbari bilgi alınmasına rağmen 19 terörist (!)  elini kolunu sallaya sallaya uçaklara bomba yüklüyor, kule havalanmalarına müsaade ediyor olması,
*Bir kaçı gönderilen mesajları bir vesile ile görmeyecek ki, ölen birkaç yahudinin yanında,  saldırı günü işe gitmeyen 3000’e yakın Yahudi olduğu, bunların ölmediği gerçeği ve ölen (!) yahidilerin aslında Hristiyan oldukları,
 
*Çökme/yığılarak yıkılma  ihtimali olmayan ve çelik konstrüksiyondan inşa edilen Dünya Ticaret Merkezi’nin aşağı doğru yığılarak yıkılıyor olması,
*Sabah saatleri olması ve hiçbir gerekçe olmamasına rağmen kameraların birinci kuleye uçak çarpmadan önce çarpma noktasına zumlanması,
 
*Üsama Bin Ladin’e bağlı grupların sivil uçak kaçıracağı, uçuş okullarına öğrenci gönderdiği istihbari bilgisinin aylar öncesinden yetkililere ulaştığı,
 
*İkiz kulelerin içten gerçekleştirilen patlamalarla patlatılması ve yavaşlatılmış video görüntülerinde bu patlamaların apaçık görülüyor olması,
 
*Müthiş bir alev topuna dönen ve yıkılan ikiz kulelerin enkazından teröristlerin (!) pasaportlarının zerre miktar kirlenmeden, yanmadan, enkazda zarar görmeden tertemiz çıkması akıl alacak gibi değil. Tüm bunlardan sonra hiç kimsenin ikiz kulelere yapılan saldırıyı terör saldırısı olarak değerlendirmesi beklenemezdi.
 
Çarpmadan 102 dakika sonra 13 saniyede  çöken Kuzey Kule’de  ve çarpmadan 56 dakika sonra 10 saniyede çöken Güney Kule’de  (South World Trade Center) 2606 sivil insan, 19 hava korsanı, 246 yocu ve Pentagon’da 125 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden 343 kişi itfaiyeci 72 kişi de güvenlik görevlisi idi. Uçaklar ilk çarptığında İkiz Kuleler’de tahminen 17 bin 400 kişi var olduğu düşünülmektedir.
ABD’nin dünya üzerinde her yeri işgal ve sömürü alanı yapmasına/görmesine/saldırmasına ancak bu denli büyük bir saldırı “neden” yapılabilrdi.
Afganistan ve Irak’ın vahşice işgali ve milyonlarca insanın barbarca katledilmesi işte bu ikiz kule saldırıları ve işbirlikçilerin uygun şart ve zemin oluşturmasından sonra gerçekleşmiştir.
11 Eylül’deki ve sonrasındaki cinayetler elbette hiçbir zaman unutulmayacaktır.ABD, faşizmin ve fitnenin merkezidir.20.09.2023
 
Kaya Bağışlar
kayabagislar@hotmail.com
Neler Söylendi?