SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
Giriş Tarihi : 13-12-2022 13:24

“Hukuk herkese karşı üstün olmalı”

Daha İyi Yargı Derneği’nin, “A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu”nu iş ve hukuk dünyasına anlatmak için başlattığı “Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları”nın 12’ncisi, 9 Aralık 2022 Cuma günü Antalya’da gerçekleşti. Önceki Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları, sırası ile Denizli, İzmir, Bursa, Mersin, Edirne, İstanbul, Hatay, Kayseri, Çanakkale, Gaziantep ve Konya’daydı.

“Hukuk herkese karşı üstün olmalı”

Antalya buluşmasının konusu, istikrarlı büyüme ve kalkınma”ydı. Açılışta Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkan yardımcısı Boğaçhan Göksu ile Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (BAKSİFED) Başkanı Abdullah Erdoğan konuştu. Buluşmada , Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz’un moderatörlüğünde, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay, istikrarlı büyüme ve kalkınma için gereken yapısal reformlar” üzerine konuştu. Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Odman Boztosun da yargı reformu gerekliliği üzerine değerlendirmelerini aktardı.  Buluşmanın bir diğer konuşmacısı Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün de Türkiyenin yargı düzenini değerlendirip, daha iyi bir yargı için derneğin hazırladığı “Adan Zye Türk Yargı Reformu” başlıklı çözüm önerilerini sundu. Av. Mehmet Gün, özetle şunları söyledi:
 
Yargıçlar devletine dönüşmeden yargı bağımsızlığı sağlanmalı
 
Ekonomistler Türkiyenin aslında zengin bir ülke olduğunu ama kaynaklarını iyi değerlendiremediğini, elde olanı israf ettiğini, çözümün ise yapısal reformlardan geçtiğini anlatıyorlar. Yine ekonomistler söz birliği etmişçesine, yapısal reformların en başında hukukun üstünlüğü’ ile bağımsız yargı’nın geldiğini söylemekteler. Sadece hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı, yargıçlar devletine yol açabilir. Bu da vesayeti doğurur. Yolun sonu ise bağımlı yargı’ olur. Yargıçlar devleti tehlikesinden korunmak için, vesayet tuzağına düşmeden, yargı bağımsızlığını sağlamak zorunludur. Bu konuda iki temel tedbir alınabilir: Yargı idaresinin hiçbir kişi kurum veya koalisyonun etki edemeyeceği şekilde bağımsız oluşumunu sağlamak, onunla birlikte yargı idaresinde alınan her türlü kararın herkes tarafından yargısal denetime götürülmesinin yolunu açmak. Daha İyi Yargı Derneği bunun için iki temel çözüm önerisi geliştirdi: Adalet Yüksek Kurumu ve Daimi Hukuk Şurası, Adalet Yüksek Mahkemesi. Adalet Yüksek Kurumu, kaliteli yargı hizmetleri üretimine odaklı, yargının tüm paydaşlarının adil olarak temsil edildiği, tam şeffaf ve hesapverir, tam bağımsız düzenleyici bir kurum olarak tasarlandı. Daimi Hukuk Şurası tüm paydaşlar ile yargı hizmet kurumlarının temsilcilerinden oluşacak, her sene toplanacak, halkın ihtiyaç, şikayet ve önerilerini anlayacak, tavsiyelerde bulunacak. Adalet Yüksek Mahkemesinde de isteyen herkes, hiçbir masrafa katlanmadan ve risk üstlenmeden, yargının idaresi ile ilgili her türlü işlem hakkında dava açabilecek.
 
Türkiyede kamu görevlilerine ve siyasilere karşı hukuk üstün değil
 
Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü için herkesin, en başta yargı mensupları ve diğer kamu görevlilerinin kanun önünde eşit ve herkes gibi hesapverir olması ile gerçekleşir. Hukuk devleti ve kanun önünde eşitlik için, hukukun herkese karşı üstün olması gerekir. Ancak Türkiyede kamu görevlilerine ve siyasilere karşı hukuk üstün değil. Tam tersi, ‘üstünlerin hukukusöz konusu. Anayasa Mahkemesinin Soma maden faciası ve Pamukova tren kazası kararında da tespit ettiği üzere, suç işleyen ancak soruşturulmaları idari amirlerinin yargıya izin vermesi şartına bağlı olan kamu görevlileri, yargı önüne çıkarılamamaktadır. Yargı kamu görevlilerine karşı bağımsızca görevini yapamamaktadır çünkü kamu görevlileri hakkında yargının olağan işlevini göstermesi siyasi iktidarın izin vermesi şartına bağlanmıştır. 3628 sayılı Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa göre üst düzey kamu görevlilerinin karıştığı suçların soruşturması, onların amirleri olan siyasilerin izin vermesine bağlıdır. Etkin yargı ve hukuk güvencesine sahip olmayan kamu görevlilerinin kaderi, üst idari amirlerinin, en üstte ise yürütme gücünü kullanan siyasilerin iki dudağı arasındadır. Bu şartlarda kamu görevlilerinin amirlerini hukuka uyarlı davranmaya zorlaması beklenemez. Tersine üst idari amirlerin alt derece kamu görevlilerini suça bulaştırması ve bürokrasinin bir bütün olarak bozuşmasından endişe edilmelidir. Hukuk güvencesinin böylece ortadan kalkması ile bürokrasi, yani kamu görevlileri, en üst idari amirleri olan siyasilere teslim olarak biat etmek zorunda kalır.
 
Kamu görevlisinin yargılanması için ön izin kaldırılmalı
 
Türkiyede bürokrasinin siyasi iktidarları hukukun üstünlüğüne uymaya zorlaması, yürütmenin kendiliğinden hukukun üstünlüğünü sağlaması mümkün değildir. Hukukun üstünlüğünü sağlanabilmesi için bizim önerilerimiz şunlardır: Yargı mensupları dahil bütün kamu görevlilerinin suçlarında idari amirlerinin veya kendi kurumlarının soruşturma ön izinleri kaldırılmalı, alt derece kamu görevlilerinin soruşturmasında, il ve/veya kalkınma bölgesi merkezindeki uzmanlaşmış mahkeme görevli olmalıdır.
Kamu görevlileri için uzman mahkeme, kurulacak Adalet Yüksek Mahkemesi olmalıdır. Dokunulmazlık koruması geliştirilmeli, soruşturma iznini TBMMdeki siyasi çoğunluk değil Adalet Yüksek Mahkemesi vermelidir.
 
‘Çocuk hakimlersorunu
 
Bir diğer önemli sorunumuz ‘çocuk hâkimlerdir. Hukuk mesleği mensuplarına güvenebilmeli, ‘çocuk hakimlerterimini dilimizden çıkarmalıyız. Hukuk fakültesi mezunlarını meslek seçiminde iyi bilgilendirmeli, meslek stajı, özetmenlik ve yardımcılık gibi aşamalardan geçirerek iyice geliştirmeli, kişisel olgunluğa eriştiklerinde tam yetki vermeli ve ilerleme için aralarında açık ve adil bir yarış oluşmasını sağlamalıyız. Türkiyenin Almanya, İngiltere, Fransa, ABD gibi yoğun iş yaptığı ülkelerle rekabet edebilmesi, daha az gelişmiş ülkelerle rekabette öne geçebilmesi için hukukçularımızı o ülkelerin hukukçuları ile yarışır bir şekilde geliştirmeliyiz. Hukuk mesleği mensuplarının performansını, temizledikleri dosya sayısına göre değil, mesleki, sosyal, bireysel ve hizmet kalitesi ana başlıklarında objektif kriterlere göre değerlendirmeliyiz.
 
Hakim ve savcıların da kendi meslek kuruluşları olmalı
 
Hakim ve savcıların da avukatların barosu ve noterlerin odası gibi kendi meslek kuruluşu olmalı. O meslek kuruluşları hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını savunmalı, kendi meslek mensuplarının gelişmesi ve kaliteli hizmet vermesi için çaba göstermeli. Hakimin, savcının meslek kuruluşuna kimse karışamamalı, onlar da şeffaf ve hesapverir olmalı. Yargı verimli çalışmalı, hizmetleri ile ülkenin kalkınmasına en yüksek katkıyı vermelidir. Verimli hizmet üretimi, etkin mahkeme yapılanmasına ve dağılımına bağlıdır. Bunun için ilk derece, istinaf ve temyiz mahkemelerini etkin olabilecekleri şekilde yeniden yapılandırmalıyız. Mahkemelerin, Türkiyenin halihazırdaki 26 kalkınma bölgesinde optimum dağılımını sağlamalı, böyelikle uzmanlaşmalarını ve günlük hizmeti halkın ayağına götürmelerini sağlamalıyız. Mutlaka adli hazırlık mahkemelerikurmalı, yargı sistemimize modern uyuşmazlık yönetim sistemleri ve yargılama usulleri kazandırmalıyız.
 
HSKnin atama kararları yargı denetimine açılmalı
 
Türkiye bir orta gelir tuzağı içindedir. Hukuk alanında, bu tuzağı aşmanın yol haritası bellidir. Ülkemizin hukukun üstünlüğü endeksinde 0,81den 0,19 seviyesine düşmesinin nedenlerinden biri olan Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararları yargısal denetime tabi tutulmalı, bunun için de bir uzman mahkeme kurulmalıdır. Daha İyi Yargı Derneği bu amaçla bir Adalet Yüksek Mahkemesikurulmasını öneriyor. HSK kararlarını Adalet Yüksek Mahkemesi denetlemeli, onun kararlarını temyiz denetimi de Anayasa Mahkemesinde olmalı. Bu sayede yargı sistemimiz bir daha bir tarikatın, cemaatin eline geçmeyecektir. Türkiye hukukun üstünlüğü endeksinde hızla yukarı tırmanırsa, mahkemelerimiz davaları üç-dört ayda sonlandırır hale gelirse, hukuka, yargıya ve ülkemize güven hızla yükselecek, güven kaybı nedeniyle kaybettiğimiz, dışarıya kaçan sermaye ve yatırımlar hızla ülkemize akacak ve milli gelirimiz kısa zamanda 25-30 bin dolar seviyesine gelecektir. Hukuki güvenlik ortamında ekonomik ilişkilerin gücü, kalitesi ve katma değerli üretim artacak, ihracatımızın maddi değeri artarak dış ticaret açığımız kapanacak, makro kararların öngörülebilir, kestirilebilir, bilimsel ve isabetli olması sağlanacaktır. Hukukun her alanda güven oluşturması, yargının her alanda hesapverirliği sağlaması ile siyasete ve ekonomiye istikrar gelecek, Türkiye hızla yüksek refah devleti olma yolunda ilerleyecektir.”
 
Adan Zye Türk Yargı Reformu
 
Türkiyedeki yargı sorunlarını tespit edip çözüm önerileri geliştirmek, bu öneriler üzerinde toplumsal mutabakat sağlanması ve çözümlerin hayata geçirilmesi için çalışmak üzere Kasım 2014te kurulmuş, siyaseten tarafsız bir sivil toplum kuruluşu olan Daha İyi Yargı Derneğinin yargının kaliteli hizmet vermesi için geliştirdiği çözüm önerilerini içeren Adan Zye Türk Yargı Reformu” çalışması, yargıda şu temel dokuz reformu öneriyor:
 

* Hakimler Savcılar Kurulunu, toplumun tüm kesimlerini temsil eden, hiçbir kişi, grup veya koalisyonun etki edemeyeceği, tam bağımsız hale dönüştürerek, kaliteli yargı hizmeti üretimine odaklanan düzenleyici bir kurum olarak Adalet Yüksek Kurumu oluşturmak.

* Yargının idaresiyle ilgili her türlü karar ve işlemi etkin yargısal denetime açıp, bu amaçla yargı konularında uzmanlaşmış Adalet Yüksek Mahkemesi oluşturmak.

 * Anayasa Mahkemesinin daire sayısını 3e çıkarmak, üye sayısını 15den 30a yükseltmek, seçimlerini kamuoyunun katılımına açık şeffaf ve yargı denetime tabi tutarak kapasitesini artırmak ve siyaseten tarafsızlığını geliştirmek.

 * Hukuk mesleklerinin her biri için, yönetimleri sadece meslek mensupları tarafından seçilen, tam bağımsız yargısal meslek kuruluşları oluşturmak.

 * Yargı görevlerine kabul ve atamalarında tam liyakati sağlamak; yargı üst organlarına, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine adaylık ve atamalarda kamuoyunu dahil ederek tam şeffaflığı, seçme ve atama kararlarını gerekçeli açık oya tabi tutup bütün aşamaları yargı denetimine tabi kılarak tam hesapverirliği sağlamak.

 * Ahi geleneğinin özüne uygun olarak yeknesak hukuk meslekleri kariyer planı oluşturmak ve insan kaynaklarını ihtiyaca uygun olarak geliştirip liyakat esaslı olarak değerlendirmek.

 * Yargı hizmet birimlerini, mahkemeleri ve insan kaynaklarını 26 kalkınma bölgesi bazında optimum şekilde dağıtmak, uzmanlıkları merkezlerde yoğunlaştırırken hizmeti halkın ayağına götürmek.

 * Uyuşmazlıkları erken aşamada tespit ederek yargının iş yükünü önceden kestirmek, yargı kaynaklarını ileriye yönelik planlamak, modern uyuşmazlık yönetim usulleri ve dava öncesi dürüst ifşa ve ibraz kurallarıyla sulh ve uzlaşmayı teşvik etmek, davaları en geç üç-dört ay içinde sonlandırmak.

 * Herkese karşı hukukun üstünlüğü için kamu görevlilerinin suçlarında idari amirlerinin ve kendi kuruluşlarının soruşturma izni vermesi şartını kaldırmak.

Gazete AntalyaGazete Antalya