DÜNYA
Giriş Tarihi : 28-01-2024 22:28

Filistin direnişi tüm dünyada meşruiyet kazandı!

Uluslararası Ceza Mahkemesinde görev yapmış Hassan Aslam Shad ve The Palestine Chronicle editörü Dr. Ramzy Baroud UAD'nin siyonist İsrail'e yönelik ihtiyati tedbir kararları hakkında açıklamalarda bulundu. Shad yaptığı açıklamada, "Çok yakın bir gelecekte Binyamin Netanyahu ve yandaşlarına karşı tutuklama emirlerinin çıkarıldığı haberlerini görmemiz gerçekten mümkün" ifadelerini kullandı.

Filistin direnişi tüm dünyada meşruiyet kazandı!

Müslüman ülkelerden ilk avukat Hassan Aslam Shad ve The Palestine Chronicle editörü Dr. Ramzy Baroud, UAD'nin İsrail'e yönelik ihtiyati tedbir kararları hakkında konuştu.

"BU KARAR, İSRAİL'İN SORUMLU TUTULMASINA YÖNELİK İLK ADIM"

Shad, Uluslararası Adalet Divanı'nda işgalci İsrail'e yönelik açılan davayı "uygun bir dava" olarak vasıflandırmasının önemine dikkat çekerek, şu ifadelerde bulundu:

"Bu (karar) İsrail'in hepsi olmasa da bazı soykırım eylemlerinden sorumlu tutulmasına yönelik ilk adım. Dolayısıyla bu tespit, İsrail'in sorumluluğunun yasal dayanağını da ortaya koydu. Burada çok fazla siyasi ivme oluştuğunu görüyorum. Tüm ülkeleri bağlayan evrensel yargı kavramına sahibiz. Ülkeler, savaş suçlarından, insanlığa karşı suçlardan ve soykırımdan sorumlu kişileri, kendi iç hukuklarında yargılamak için gerekli adımları atmak zorunda. Çok yakın bir gelecekte (İsrail Başbakanı) Binyamin Netanyahu'ya veya İsrail ordusu komutanlarına ve askeri kampanyaya katılan kişilere karşı tutuklama emirlerinin çıkarıldığı haberlerini görmemiz gerçekten mümkün. Bunun bir kez gerçekleştiği gün, İsrail'in Gazze'deki eylemlerinden pişmanlık duyacağı gün olacak."

"UAD'DE ALINAN KARARLAR, İSRAİL'E DESTEK VEREN ÜLKELERİDE ETKİLEDİ"

UAD'de alınan kararı BMGK daimi üyesi olan ABD'nin veto etmesinin mümkün olduğunu bu yüzden alınan kararın uygulanması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) götürülmesi gerektiğini hatırlatan Shad, konuşmasının devamında şunları söyledi

"UAD'nin kararları, İsrail'le omuz omuza duran ve İsrail'e bu soykırım kampanyasını yürütmesi için silah, araç ve yöntemler sağlayan ülkeleri de etkiledi. Koşullar göz önüne alındığında ABD'nin bunu veto etmek istemesi durumunda bunun çok ama çok zor bir karar olacağını düşünüyorum. UAD kararı sonrası iç politik açıdan Netanyahu üzerindeki baskı artacak. İsrail'e bir ülke olarak bakıldığında birçok siyasi çalkantıdan geçtiği görülüyor. İsrail'de ülkenin yarattığı iyi niyetli ne varsa sağ kanat ve yaşanan iç kavgalar nedeniyle kaybedildi."

"İSRAİL KELİMENİN TAM ANLAMIYLA SİVİLLERİ ÖLDÜRÜYOR"

UAD kararı öncesi "ateşkes" yapılması yönünde karar alınacağı konusunda fazla iyimser olduğunu dile getiren Shad, UAD'de her ne kadar doğrudan ateşkes kararı alınmamış olsa da sivillerin korunması emrinin sivilleri hedef alan İsrail'i kısıtladığı için zımni bir ateşkes niteliği taşıdığı görüşünü paylaştı.

Shad, UAD kararı sonrası İsrail'in savaşın meşru müdafaa olduğu yönündeki anlatısının çöktüğüne işaret ederek, "İsrail, ister orantılı ister orantısız, hiçbir uluslararası hukuk kuralına uymadan bir askeri harekat yürütüyor. Kelimenin tam anlamıyla sivilleri hedef alıyor ve öldürüyor. Bu karar Filistinliler için bir zafer. İhtiyati tedbirlere 17 kişilik heyetin 15-16 gibi bir çoğunluğu tarafından karar verilmesi UAD'de temsil edilen küresel toplumun İsrail'i soykırım yapan bir devlet olarak gördüğünü gösteriyor." ifadelerinde bulundu.

"ALINAN KARARLA FİLİSTİN DİRENİŞİ DÜNYADA MEŞRUİYET KAZANDI"

Binyamin Netanyahu'nun UAD'de alınan kararların "nesilleri etkileyecek utanç verici kararlar" olarak vasıflandırdığını hatırlatan Ramzy Baroud, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"İsrail, Holokost'u referans aldı ve varlığını haklı çıkarmak, yıllar boyunca Gazze'de Araplara ve Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini açıklamak için birçok şekilde kullandı. Kendisini eleştirenleri ve düşmanlarını antisemitizmle suçlamak için de kullandı. UAD'nin kararının çok önemli ve tarihi bir karar olduğunu düşünüyorum. İsrail hükümeti bunun tarihi bir emsal karar olduğunu çok iyi biliyor. İsrail'in soykırıma yönelik eylemlerini inceleyecek bir davanın açılmasına izin verilmesi 75 yıl önce başlayan tarihi bir sürecin tersine çevrilmesi. Bu, Filistin direnişine büyük bir meşruiyet kazandırıyor çünkü artık az çok resmi olarak soykırımla mücadele ediyorlar."

"UAD KARARLARI BATILI ÜLKELERİN DESTEĞİNİ ZAYIFLATACAK"

Baroud, UAD'nin ihtiyati tedbir kararlarının tamamen tatmin edici olmadığını vurgulayarak, güçlü bir ateşkes çağrısının yapılmamasının İsrail ve destekçileri tarafından kararların yanlış yorumlanmasına olanak tanıyabileceğini belirtti. Ancak, Güney Afrika Dışişleri Bakanının ifade ettiği gibi kararların uygulanması durumunda etkili bir ateşkes niteliği taşıyabileceğinden hatırlatan Baroud, konuşmasının devamında şu ifadeler de bulundu:

"UAD, Hamas'tan veya diğer Filistinli gruplardan terörist olarak bahsetmedi ve Filistinli gruplar olarak adlandırdı. Almanya karar alınmadan önce karar ne olursa olsun saygı duyacağını zaten söylemişti. ABD'de, Kanada'da, İngiltere ve Fransa'da, özellikle Almanya'da sürekli İsrail'in meşru müdafaa durumunda olduğunu sürekli papağan gibi tekrarlayanlara karşın İsrail'in Gazze'de yaptıklarını kendini savunma olarak almayan bir hukuki karar var. Dolayısıyla İsrail'in artık uluslararası toplumdan, daha doğrusu Batılı ülkelerden aldığı desteği zayıflatacak bir karar."

"NETANYAHU'NUN AÇIKLAMARI ÇELİŞKİYLE DOLU"

Baroud, İsrail'in genel olarak uluslararası hukuku tanımayan bir tutum sergilemesine rağmen, kendi eylemleri nedeniyle meşruiyetini kaybetmeye başladığını fark ettiğini vurgulayarak, Netanyahu'nun hızla açıklama yapması ve diğer İsrailli yetkililerin yaptığı açıklamaların, konunun ciddiye alındığının bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Baroud, İsrail tarafından konu le ilgili yapılan açıklamaların çok fazla çelişkilerle dolu olduğunu söyleyerek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Netanyahu, UAD'yi utanç verici bir karar vermekle suçluyor. Aynı zamanda İsrail'in savaşı sürdüreceğini ancak uluslararası hukuka da saygı duyacağını söylüyor. İsrail'in artık mantıklı bir siyasi söylemi yok gibi görünüyor. Netanyahu hükümetinin siyasi iflasının UAD'nin kararından sonra da devam ettiğini düşünüyorum. Bu durum İsrail'i zamanla kesinlikle daha fazla izole edecek ve Filistinlilerin konumunu daha da güçlendirecek."

"İSRAİL TEK BAŞINA TÜM BUNLARI YAPMAYA GÜÇ YETİREMEZDİ"

Baroud, İsrail'in etnik temizlik ve soykırım hususundaki tutumu sebebiyle en çok saygı gösterdiği mahkemenin UAD olduğunu ve bunun Yahudilerin tarihi deneyimlerinin etkisiyle olduğunu belirtti. Ancak aynı mahkemenin İsrailliler tarafından düşman gibi algılanmaya başlanmasının tarihsel bir çelişki olduğunu vurguladı.

Baroud, Güney Afrika'nın bu davayla üzerine düşeni yaptığını ve diğer ülkelerin de yapması gerekenleri düşünmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"İsrail'e destek veren ülkelere de baskı yapılması gerekiyor. Çünkü bu ülkelerin desteği olmadan İsrail bunları yapmaya güç yetiremezdi. İsrail şu anda soykırımla suçlanıyor. Dolayısıyla ülkelerin 'İsrail Filistin işgalini sona erdirene veya belki de Gazze'de soykırım yapmadığı kanıtlanana kadar İsrail'i boykot etme prosedürünü başlatmak için yasal yükümlülüğümüz var' demek için her türlü ahlaki ve hukuki nedenleri var."

Gazete AntalyaGazete Antalya