​Kardeşlik Hukuku

​İnsanlık tarihinin kardeşlik hukuku açısından ele alınacak ilk eylem ve kardeş ilişkisi, şüphesiz Hz.Adem’in (a.s) çocukları Habil (Allah’ın selamı üzerine olsun) ve Kabil’in (lanetullah-i aleyh) bize bıraktığı, Kabil’de mücessem hale gelen ve  can yakan kıskançlık, bencillik ve tahakküm hastalığı ve Habil’in insanlığa örnek olan fedakarlık  ve teslimiyetinin gıbta edilecek örnek davranışlarıdır.
O günden bu yana Kabil nefretle ve lanetle Habil rahmet ve esenlikle yad edilegeldiler. İnsanoğlunun bencil, nankör, kıskanç, psikopat, çıkarcı, sadist, zalim, narsist kişiliği vs. yazık ki modern çağdaki insanımızda fazlası ile tecessüm etmekte ve çok çok kötü örneklerle ortaya çıkmaktadır.
İnsanlığa örnek ve yol gösterici olarak gönderilmiş nice peygamber ve iyilik abideleri, insanoğlunun bu nefret edilecek ve kendisini “aşağıların aşağısına” yuvarlayacak kötülük serencamından “ahseni takvim” e evrilmesi için aklın alamayacağı mücadeleler vermiş ve insanlığın parlak birer yol gösterici yıldızları olmuşlardır. Habil’in katledilmesi başta olmak üzere sayısız sadist eylemlerle insanoğlu, vahşi bir yaratık olduğunu göstermiştir.
Kabil karaktersizliği ve sadizminin çağdaş bir sürü örneği vardır elbette. Bosna’daki katliama sessiz kalmış, Irak’ta ABD faşizminin katlettiği 500 bini masum ve mazlum çocuk olmak üzere tüm kaynakları silah zoruyla sömürülmüş 1 milyon  müslüman için: “Bu çok zor bir seçimdi ancak bu bedele değdiğini düşünüyorum” diyecek kadar alçalan ABD’nin ilk kadın Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’in, Kabil gibi aşağılık bir kişilikten ve sadist bir ruhtan başka bir özelliği var mı? Kabil ve Albright gibiler kıyamet gününe değin lanet ve nefretle anılacak ve maşeri vicdan elbette ki cehennemin derin çukurlarında kavrulmaları için dua edecektir.
Emsalsiz örnek Hz. Muhammed Mustafa’nın (a.s.) izinden gittiğini iddia eden çağdaş nesillerin kardeşliğinin, ibretlik bir hikayesi var ve elbette detaylı bir tahlile de ihtiyaç duyuyor.  
Mücahitlerin müteahhit olduğu, birlikte yola çıkılanların, iman erlerinin menfaat, ikbal ve şahsi çıkar için yoldan toplananlara kurban edildiği, ortak çıkar ve beşeri zaaflar uğruna hiçbir itikadi ve fıkhi ölçünü kalmadığı zor zamanlardayız. Allah adına aldatmanın (!), istismarın, çıkar elde etmenin dibindeyiz ve “eman” hissiyatının zedelendiği en derin ikilemleri yaşıyoruz.  
Hud Suresi 112.Ayette buyurulduğu üzere: “وَلَا فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ بَص۪يرٌتَطْغَوْاۜ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ ”  “Sana emredildiği gibi dosdoğru ol. Sen ve seninle beraber olup hatalarına pişmanlık duyarak tövbe edenler olarak her zaman doğru olun! Aşırıya giderek Rabbinize karşı gelmeyin! Rabbinizin yasalarına uyarak yaşayın! Yasalarımıza aykırı hareket etmeyin! Bilin ki yaptıklarınızı görmekteyiz.” İlahi ikazı yüzümüze, derin izler bırakırcasına iniyor ama nobranlığımız, ibret almamızı engelliyor. “Mü’min mü’minin kardeşi” değil de sanki mü’min mü’minin düşmanı gibi zıvanadan çıkıyoruz. Sahabe hayatı tarihi bir menkıbe artık bizim için!!!  
İşte o gün Casiye Suresi 34.Ayette buyurulduğu üzere:
2 / 2
وَق۪يلَ الْيَوْمَ نَنْسٰيكُمْ كَمَا نَس۪يتُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَا وَمَأْوٰيكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ َنَاصِر۪ين”
“Onlara şöyle denilir; "Dünyada hesap gününe inanmıyordunuz. İnkârınız nedeniyle cehennemle cezalandırılacağınıza inanmıyordunuz. Bazılarınız hesap gününe inandığını söylüyor ama hesap gününü unutuyordunuz. Siz inkârcılar! Siz yasalarımıza göre yaşamayanlar, insanların uydurduğu yasalara göre yaşayanlar! Yeryüzünde Rabbinizi, Rabbinizin yasalarına göre yaşamayı unuttuğunuz gibi; hesap günü Rabbiniz de size yardım etmeyi unutacaktır. Sizin barınağınız cehennem ateşidir. Cehennem ateşinden sizi kurtaracak yardımcılarınız da yoktur. Dünyada yasalarımıza uymayı hatırlamadığınız gibi, cehennemde yanarken biz de sizleri hatırlamayacağız." Denilir.  
İlahi bereketin gönüllerde filizlendirdiği kardeşlik hukuku; insanoğlunun ve alemlerin kurtuluşu olacak yegane yoldur.
İlahi düsturları yol gösterici kabul etmeyen her toplumun sonu felakettir.
Ey insanoğlu!
Gözün ne zaman doyacak?
Ne zaman hesaba çekileceğini hatırlayacaksın?
Yetmez mi bunca tuğyan? 15.06.2023