"Ârun aleyküm, â,run aleyküm, â,run aleyküm!"

Ehud Olmert, 15 Ekim 2023’te katıldığı televizyon canlı yayınında  Suriye'de yaşanan iç savaşa ilişkin "Suriye'yi iç savaşa soktuk, çünkü Beşar Esad bizimle olma teklifimizi reddetti. Suriye’deki bütün terör örgütleri Esad’a karşı kuruldu ve bazı ülkeler komik bir şekilde bunun bir özgürlük mücadelesi olduğuna inanıyor.” ifadelerini kullandı. 

1964 yılında Suudi Arabistan tahtına geçen Kral Faysal bin Abdülaziz İslam Birliği düşüncesine sahipti.

Mescid-i Aksa’nın bir faşist Yahudi tarafından yıkılması üzerine, Kral Faysal bin Abdulaziz yaptığı Kudüs/cihad çağrısında: 

“Kardeşlerim! Neden bekliyoruz? Dünyanın vicdana gelmesini mi bekliyoruz? Nerededir ki dünyanın vicdanı? Mukaddes Kudüs’ü Şerif sizi çağırıyor. Kendisini kurtarmanızı bekliyor. Neden korkuyoruz? Ölümden mi korkuyoruz? Allah yolunda cihad ederek ölmekten şerefli ve daha faziletli ölüm var mı? 

Ey kardeşlerim, bizim istediğimiz İslam Milliyeti ve İslami uyanıştır. Milliyetçilik, ırkçılık veya bloklaşma değildir arzumuz. Çağrımız İslami çağrıdır. Allah yolunda cihad etmeyedir çağrımız. Dinimiz, inancımız, mukaddesatımız ve harimi İslâm içindir çağrımız. 

Ne zaman ki hatırlasam Haremi Şerifimiz (Kudüs) ve mukaddesatımız işgal ve tecavüz altındadır ve aşağılanmaktadır ve orada günahla Allah’a isyan ve ahlaki çöküntüler sergilenmektedir; işte o zaman Allah’a halisane yalvarıyorum, eğer bana cihad etmek ve mukaddes topraklarımızı kurtarmak nasip olmayacaksa, beni bu dünyada bir an bile yaşatma. Diyordu. ” [1] Ortadoğu Portalı

Ayrıca Kissinger Kral Faysal’a: “İsrail’e destek olmaktan vazgeçerseniz, ambargo biter” dedi ve Kissinger petrol kuyularını bombalama tehdidinde bulundu. Kral Faysal Kissinger’e tarihe geçecek şu çarpıcı sözü söyledi: “Tabii ki petrol kuyularımızı bombalayabilirsiniz. Fakat unutmayınız ki, biz ve atalarımız hurma ve deve sütüyle yaşıyorduk, yine öyle yaşayabiliriz; ancak artık siz petrolsüz yaşayamazsınız.”[2]

Maalesef Kral Faysal Bin Abdulaziz 25 Mart 1975’te sarayında yaptığı bir halk görüşmesinde ABD’den yeni dönmüş olan yeğeni Faysal Bin Musad tarafından katledilecekti.

Gazze’deki hastanaeyi bombalarla tahrip edip 500’den fazla çocuk,kadın,tedavi gören insanı katleden ve bu saldırıyı kendisinin yapmadığı yalanını atan terörist İsrail gibi, o gün de Faysal Bin Musad’ın akli dengesizliği gündeme getirildiyse de,bu durum yalanlandı ve Faysal Bin Musad 18 Haziran’da Riyad Meydanı’nda asıldı.

Mısır’da Muhammed Mursi Batılılar tarafından hiçbir zaman hazmedilemedi. Çünkü ABD çıkarlarına eğilimli bir düşünsel yapıda biri değildi. ABD eğilimli politikaları benimseyen General Abdulfettah Sisi ABD, İsrail ve Suudi destekli darbe ile demokratik seçimlerle iktidara gelen Mısır’ın tek seçilmiş lideri Muhammed Mursi iktidardan uzaklaştırılmıştır..

Ürdün Kralının İngiliz muhipliği, Hafter’in ABD köleliği, diğer islam ülkelerinin lider kadroları ve muhtemel iktidar olacakların “Batı”cılığı çok iyi bilinmektedir.

PKK’nin kimler tarafından kurulduğu ve şimdilerde yönetildiği, FETÖ terör örgütünün on binlerce ajan devşirerek ABD istihbaratının Türkiye şubesi gibi çalıştığı, Afganistan’ı it gibi terk etmek zorunda kalan ABD’nin  giderken götürdüğü devşirilmiş ajanların varlığı bize, Ortadoğu ve diğer üçüncü dünya (!) ülkelerinin nasıl yönetildiğini çok iyi anlamamızı gerektiğini anlatmaktadır.

Gücün mü hukuku, hukukun mu gücü şekillendirdiği artık şüpheli hale geldi.

Gücün, kendine uygun bir hukuk oluşturduğu bir dünyada huzur, güven, adalet, mutluluk, adalet kalmaz.

Yüzyıllık hesaplar ve ajanlık faaliyetleri ile dünyayı sömürge alanı haline getiren ABD teknolojik gelişmelerin verdiği güç ile elde ettiği silahlarla bu düzene çomak sokan, karşı koyma ihtimali bulunan, rotalarından çıkan her bölgeyi ve lideri  acımasızca bombalayarak on binlerce insanı vahşice katletmekten geri kalmamaktadır.

ABD’nin Ortadoğu piyonu ve jandarması katil ve terörist devlet İsrai’in  bugün Filistin’de vahşete varan katliamlar yapması, sivillerin üzerine tonlarca bomba atarak “insani suç” işlemesi ve soykırım yapması hegemonya çabalarından başka bir şey değildir. 

2002 yılında; izleyenleri şok eden bir ‘şiir’ vardı televizyon ekranlarında. İsrail tarafından babası hapsedilen bir Filistin’li kız çocuğu, babasına duyduğu hasreti “Arun aleyküm, arun aleyküm, arun aleyküm” diye başlayan bir şiirle dünyaya duyurmuştu. 

Gazze’de insanlık tarihinin 2.Hitler’i olarak vahşi katliamlara neden olan ABD ve İsrail ve Batı dünyasına “Dur” demek için diplomatik çabalar yetmeyecektir. Bu ülkelerin diplomatlarını kovarak elçiliklerini kapatmak, var olan üslerine kilit vurmak yapılabilecek en basit adımlardan bir kısındır.

Gazze’de yaşanan  ve insani tüm hasletleri katleden bu vahşete sessiz kalan dünya, hiçbir demokratik hassasiyetten söz edemez artık. Çünkü Müslümanlara karşı gösterilen bu acımasız tutum; insani hassasiyeti olan tek-tük kişiler olsa da, tüm Batı dünyasının vahşi bir ruh haline sahip olduğunu göstermektedir.

Ehud Olmert’in yukarıdaki sözündeki derinliği idrak edemeyen yığınla insan ve bu vahşete dur demek için kılını dahi kıpırdatamayan bunca islam ülkesi.

Gerçekten, "Ârun aleyküm, â,run aleyküm, â,run aleyküm!"  ve  "Ârun aleyne. 21.102023

[1] Ekrem Kızıltaş, Kral Faysal Suikastı: Dünya Ve Gerçekler

 [2] Ekrem Kızıltaş, Kral Faysal Suikastı: Dünya Ve Gerçekler