Dost görünümlü düşman;SİGARA

Hamdullah IŞIK

11-06-2020 01:35

En büyük servet sıhhattir, sağlıktır; Sağlık mutluluktur; Mutluluk yaşama sevincidir...
İnsanlar, sağlığını yitirmeden  önce kıymetini pek bilemezler....  

Sultan Süleyman şöyle der; "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya  devlet cihanda; bir nefes sıhhat gibi…"  Cihan Padişahı Süleyman, bir nefes sıhhat uğruna bir devletin bile feda edilebileceğini ifade  etmiştir... 

Osmanlı Devletinin fikir babası Şeyh Edebali de damadı Osman Gaziye şu öğütte bulunmuştur; “İnsanı Yaşat ki; Devlet Yaşasın...” 

 İnsanın malı, mülkü, mevkii, makamı ve şöhreti giden sağlığını, sıhhatini geri getiremez. Onun için sağlığımızı yitirmeden önce değerini iyi anlamalıyız….

Toplum olarak, hastalanıp yatağa düşmeden, doktora gitme alışkanlığımız yoktur maalesef. Oysa hastalık gelip kapımızı çalmadan önce, sağlığımıza gerekli ihtimamı gösterebilirsek, yaşamımızdan zevk alır, dünyevi ve uhrevi görevlerimizi itina ile yerine getirebilir, ihtiyarlığımızda bile kimseye muhtaç olmadan hayatımızı sıhhatli olarak yaşayabiliriz…

Hastalıklara davetiye çıkaran alışkanlıkların en masumu, en yaygını, belki de en kötüsiü sigaradır. Bu masum görünümlü düşman, birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Coronavirüsten daha tehlikeli olan bu meret, küçük yaşlardan itibaren kanımıza girmeyi başarmakta ve kendine müptela etmektedir. Çoğumuz  bu dost sandığımız düşmanın tuzakına düşmüşüzdür. Gençler, büyüklerinin sigara içtiklerini gördüğünde özenti duyarlar. Derken bir marifetmiş  ve meziyetmiş gibi sigaraya merhaba demeye başlar ve  artık ömür boyu kurtulamayacağı lanet dumanın esiri olurlar… Tertemiz ciğerlerine nikotinli dumanı  çekerek büyük bir haz duyarlar. Farkında olmadan teslim oldukları bu küçük canavardan kurtulmak ise  artık büyük bir irade ister. Ondan ayrılmak için kimisi bacağını kaybeder,, kimisi ciğerlerini feda eder, çok kişi de kalp ve damarlarının işlevini tamamen yitirir... 

Sigara içen kişi kendi sağlığını yitirdiği gibi, yanında bulunan kimseleri de büyük riske atmaktadır. Özellikle ailesini, akrabalarını,  arkadaşlarını,  sevdiklerini farkında olmadan zehirlemektedir. Sigara illeti, hem üzüntülü hem de sevinçli durumlarda insana güya yarenlik eder. İnsan, bu sinsi düşmanın tuzakından kolay kolay kurtulamaz. Tek kurtuluş yolu azimdir, kararlılıktır, iradedir…

Çok geç değil. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Yıllarca bu meretin dumanına  esir olanlardan biriyim.. Defalarca kurtulmayı denedim fakat  önceleri başaramıyordum. Sonra beni iyice rahatsız ettiğini fark ettim. Gece rahat uyuyamıyor, nefesimin daraldığını hissediyordum. Bir gün, üç arkadaş oturmuş sigara içiyor ve zararlarından söz ediyorduk. Konuşma esnasında bir arkadaşımız, “gelin hep birlikte sigarayı bırakalım” dedi. Üçümüz de kabul ettik. İddiaya girdik. “Kim tekrar sigara içerse diğerlerine hediye alacak” diye de şartımızı koyduk. Hemen kendi  sigara paketimle birlikte onların da paketlerini buruşturup attım. Bir hafta boyunca üçümüzde içmedik  İkinci haftanın başında Onlar tekrar sigaraya  başladılar. Ben, bir haftalık sürede bile sigarasız hayatın ne kadar faydalı olduğunun farkına vardım. Geceleri rahat uyuyor, sabahları zinde kalkıyordum. Ve kendi kendime söz verdim; “bir daha sigara illetini ağzıma almayacağım” dedim. Şükürler olsun dediğimi de yaptım. Yaklaşık 25 yıl oldu bir daha ağzıma almadım. Çok rahatım. Çok huzurluyum.

Siz de bu gün sigarayı bırakırsanız, inanın yarın çok mutlu olacaksınız. Ve “keşke daha önce bıraksaydım” diyeceksiniz. Dumansız hayat; Çok rahat… Pişman olmayacaksınız. Tek pişmanlığınız; sigaranın kararttığı sağlığınız, boşa giden zamanlarınız ve sigaraya verdiğiniz servetiniz için olacaktır. Giden zaman geri gelmez ama belki kalan sağlığınızı kurtarabilirsiniz. Geleceğinizi karartmayınız. Bu günden tezi yok “Sigaraya Son” deyiniz. Sağlıklı, Sıhhatli, Mutlu ve Huzurlu bir yaşam dileklerimle...
 
                                                                                                                          Hamdullah IŞIK
                                                                                                                      malabub@yaani.com
DİĞER YAZILARI Nereye Doğru Gidiyoruz? 01-01-1970 03:00 Hoş geldin demeye yüzümüz yok Ya Şehr-i Ramazan 01-01-1970 03:00 Bir Günde İki Sınav!.. 01-01-1970 03:00 İçimizdeki ‘Rasmus Paludan’lar… 01-01-1970 03:00 Ömür Sermayemizden Bir Yılı Daha Tükettik… 01-01-1970 03:00 Toplumsal Felaket Olarak; “KAN DAVALARI” 01-01-1970 03:00 Ömür boyu ilim öğrenmeye gayret etmeliyiz... 01-01-1970 03:00 Ey Sevgililer Sevgilisi Hoş Geldin!.. 01-01-1970 03:00 Sabır, Acı Olsa Da; Meyvesi Tatlı Olur... 01-01-1970 03:00 Ehliyet Almakla Şoför Olunmuyor 01-01-1970 03:00 Su da yanar!.. 01-01-1970 03:00 Bayramımız Bayram Ola!.. 01-01-1970 03:00 Biz Kimi̇z ? 01-01-1970 03:00 Dost Profilleri 01-01-1970 03:00 Cennetlik Kadın... 01-01-1970 03:00 Bilen Üretir, Bilmeyen Eleştirir… 01-01-1970 03:00 Çermik Kaymakamlığından, Diyarbakır Valiliğine… 01-01-1970 03:00 Ve Bir Ramazanı Daha Uğurluyoruz… 01-01-1970 03:00 “Temizlik, İmanın Yarısıdır…” 01-01-1970 03:00 Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı… 01-01-1970 03:00 Bilgisayar İcat Oldu, Ar-Ge Kayboldu… 01-01-1970 03:00 Tedaş’ın Doğurduğu Kötü Çocuk; Dedaş… 01-01-1970 03:00 Daima Bahar Olsun İsteriz… 01-01-1970 03:00 Hz. İsa Kimden Kaçıyordu? 01-01-1970 03:00 İlk izlenimler çok önemlidir... 01-01-1970 03:00 Seyahat özgürlüğünü kısıtlamak bu kadar kolay mı? 01-01-1970 03:00 Yezid’in Torunları İşbaşında… 01-01-1970 03:00 Eleştiriye Tahammülü Olmayan; Yönetime Talip Olmasın… 01-01-1970 03:00 ​Helal Lokma, İnsanın Öz’ünü Meydana Çıkarır… 01-01-1970 03:00 ​ Türkiye’de Siyaset Nereye Gidiyor?.. 01-01-1970 03:00 Amerika ve Avrupa'nın Şımarık Çocuğu: İsrail 01-01-1970 03:00 Kahvehane’ler Tekrar Kıraathane’lere Dönüştürülmelidir... 01-01-1970 03:00 Zengin İle Fakir Arasındaki Okyanus… 01-01-1970 03:00 Ve Yine Buruk Geldi Şehri Ramazan… 01-01-1970 03:00 İnsan kalitesi nasıl ölçülür?... 01-01-1970 03:00 Niçin Geçmişe Özlem Duyulur?... 01-01-1970 03:00 Öğrenmeyen İnsan Yoktur… 01-01-1970 03:00 Öfke ve Stresle Baş Etme Bilinci 01-01-1970 03:00 Rahmetliyi Nasıl Bilirdiniz? 01-01-1970 03:00 ​Yolunuyoruz !.. 01-01-1970 03:00 Su Hayattır ama... 01-01-1970 03:00 Koltuk Büyütmez İnsanı; Koltuk, İnsanla Büyür 01-01-1970 03:00 Dernekler Denetlenmiyor mu?.. 01-01-1970 03:00 Ömür Sermayemizden Bir Yıl Daha Eksildi… 01-01-1970 03:00 ​Engelliye Engel Olmayalım!.. 01-01-1970 03:00 Nice sahte peygamberler, şeyhler, seyyidler türedi... 01-01-1970 03:00 "Kul'a Bela Gelmez; Hak Yazmayınca..." 01-01-1970 03:00 Serenat Sevgiliyedir Ey Gül-i Ruhsar 01-01-1970 03:00 En'neslünnefis Mala Bube Seyyidleri 01-01-1970 03:00 İnsan Gereksinimleri ve MASLOW’ un Hiyerarşisi 01-01-1970 03:00 Ekersen; Biçersin... 01-01-1970 03:00 Okuyalım... 01-01-1970 03:00 AA!.. Senin bir gözün körmüş!. 01-01-1970 03:00 Can içinde ara canı... 01-01-1970 03:00 En İyi Ürün; İşimize Yarayandır... 01-01-1970 03:00 ​15 Temmuz: "Halkın zaferi" 01-01-1970 03:00 Bilgeler üretir, cahiller eleştirirler... 01-01-1970 03:00 Saygısız sevgi laubalilik olur? 01-01-1970 03:00 Salgın hastalıklardan korumanın manevi yolu 01-01-1970 03:00 Güle güle mağfiret ayı!... 01-01-1970 03:00 Ahirette çok ağlar; Dünyada gülen... 01-01-1970 03:00 Hoş Geldin Ey Kutlu Ay 01-01-1970 03:00 Kur'an ve Ramazan 01-01-1970 03:00 Akıl ve Silah 01-01-1970 03:00