Hani ülkemizin % 99’u Müslüman diyorduk ya! Evet, eskiden sağcısı, solcusu, liberalı, çağdaşı, laik’i kime sorsaydınız müslüman olduğunu söylerdi. Gerçekten öyle miydi yoksa öyle mi görünüyorlardı bilmiyorum… Şimdi ise artık maskeler atıldı. Herkes serbeste inancın ya da inançsızlığını ifade edebiliyor… Bir bakıma maskesiz görüntü vermek iyidir. Kimin kim olduğunu tanımış oluyorsunuz fakat bu defa muhafazakâr kesim bazı sözde çağdaşlara tahammül gösterip, inançlarına, fikirlerine, zikirlerine, giyim tarzlarına saygı duyuyorken, adap ve edepten mahrum olan içimizdeki islam ve ümmet düşmanı sözüm ona güruh, ayni saygıyı muhafazakârlara göstermiyor/gösteremiyorlar. Belli ki hala 28 Şubat kafasındalar. Hatta muhafazakâr kesime hakaret etme hakkını da kendilerinde fazlasıyla buluyorlar…
Bunlar bu cesareti nereden buluyorlar?..
El cevap: son 20 yılda bazı değişimler oldu; Tek tipçi düşünce ekarte edildi. Kendilerini bu vatanın hamisi olarak görenlerin hayalleri suya düşürüldü. Vesayetçi zihniyet tarihe gömüldü. Lakin bu sefer de yıkılan Tabuların yerini Tâlut’lar aldı…
Mesela;
Başörtüsü zulmüne son verildi lakin; şimdi de giyinmiş çıplaklar türedi.
İstanbul sözleşmesi ile; LGBT terörü meşrulaştı, kadın cinayetleri ayyuka çıktı. Bu sözleşme geri çekilmiş olsa bile nafile; Atı alan Üsküdar’ı geçti…
İrticacı korkusu kalktı; FETÖ’cü korkusu geldi. Rejimi eleştirene Fetö’cü yaftası yapışıyor.
18 yaş altı nikah yasak; ama zina serbest, aldatma çağdaşlık oldu. Saatlik ev kiralama ile fuhuş sıradanlaştı.
Nüfus kimliğinden “Din” hanesi kalktı; dinsizlerin cenaze namazı kılınır oldu.
Nas denilerek sözde faizle mücadele edildi; politika faizi, % 45’e, mevduat faizi %50’ye çıkarıldı.
Allah’a, Peygambere, İslama hakaret etmek; düşünce özgürlüğü sayılıyor.
“Müslümanım ama şeriatçı değilim” diyenler; samimi müslüman oldu.
Üniversiteler; Kur’an ayetlerini inkâr eden İlahiyatçılar yetiştirdi.
Sünneti, Hadisi yok sayan; sözde dindar toplum oluştu.
Dinsizliği teşvik edip; İslama hakaret eden sözde sanatçılar çoğaldı.
İslamiyet; hem sağcı hem solcu partilerin propaganda malzemesi oldu.
Dergâhlar çoğaldı; deistler, ateistler, panteistler, panenteistler meydana çıktı.
Gazze ve birçok ülkede insanlar açlıktan ölürken; çöplüklerimiz ekmekle doldu.
İslam mücahitlerini terörist ilan edip; Siyonistleri destekleyen şarlatanlar var.
Tv dizileri; necaset musluklarına döndü. Ahlaksızlık, iffetsizlik normalleştirildi.
Avrupa birliği sevdasıyla; tüm değerlerimiz dejenerasyona uğradı.
Komşuluk, ahbaplık ilişkileri bitti; Sosyal yaşam monotonlaştı.
Samimiyet, hoşgörü, vefa yok oldu; asabiyet, tahammülsüzlük, bencillik hastalığı peyda oldu.
Adalet, mülkün temeli olmaktan çıktı; Mülk, adaletin oyuncağı haline geldi. Yüksek mahkemelerimiz birbirilerini şikayet eder oldu…
Devenin neresi doğru ki?..
Türkiye’de, Müslüman olduğunu söyleyenlerin sayısı %75’lere kadar geriledi. Aile kavramı yok olmak üzere. Monoton yaşam revaçta. Akrabalık, akrebi aratmıyor. Dostluk, mazide kaldı. Arkadaşlık, zaman öldürme aracı oldu. Siyaset çirkefleşti. Siyasi rekabet, siyasi düşmanlığa dönüştü. Artık iki kesim var; “A” tarafı, “B” tarafı. Ortası yok..
Allah cc sonumuzu hayreylesin diyelim lakin bu gidişat da pek hayra alamet değil !..
Hamdullah IŞIK malabub@yaani.com