Dünyada 76 milyon kişinin alkol bağımlısı olduğunu ve yılda 3,3 milyon kişinin alkol kullanımına bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiğini belirten uzmanlar, alkol hakkında söylenen birçok bilgi ve inancın aslında yanlış olduğunu vurguluyor.
Alkol bağımlılığının, kişinin beden ve ruh sağlığını, aile ve iş hayatını etkileyecek düzeyde alkol alması ve alkol alma isteğini durduramaması ile ortaya çıkan önemli bir hastalık olduğunu kaydeden uzmanlar, alkol kullanımı ile ilgili toplumun yanlış inançlara sahip olduğunu belirtiyor.
Alkol ile ilgili doğru bilinen yanlışlar nedeniyle, alkol kullanımı toplumda kabul gören bir davranış olarak algılanıyor. Alkolün vücuda girmesiyle vücutta ölümcül bir yolculuk başlıyor: Keyifle alınan alkol, mide yüzeyinden hücrelere geçiş yapıyor. Yüzde 20’si mideden, yüzde 80’i ince bağırsaklardan kana karışıyor. Alkolün sonraki durağı ise karaciğerdir, karaciğerin önceliği yağ asitlerini yakarak enerji üretmektir. Ancak alkol alınınca, karaciğer yağ asitlerini parçalamayarak biriktirir ve bu durum karaciğerin yağlanmasına yol açar.
Alkol kanla kalbe, akciğerlere ve bronşlara ulaşır. Akciğerlerden de dakikalar içinde beyne ulaşarak uyuşma etkisi yapar. Artık alkol vücuda alındıktan 3 dakika sonra tüm hücrelere ulaşımını tamamlamış olur. Alınan alkol miktarı, belirli seviyeyi geçerse kişide solunum yavaşlar, koma hatta ölüme neden olur.
İşte; alkol hakkında doğru bilinen yanlışlar;
YANLIŞ: Alkol iyi uyumaya yardımcı olur. Alkol al rahat uyu!
DOĞRU: Alkol uyku kalitenizi düşürür. Sık sık uyanmanıza ve REM evresinde daha az uyumanıza neden olur.
YANLIŞ: Alkol vücudu ısıtır. İç, için ısınsın.
DOĞRU: Bu tamamen yanlış bir inanıştır. Alkol aldığınızda vücut ısınız düşer. Çünkü alkol vücudun yüzeyine daha fazla kan ulaşmasını sağlar ve bu da vücutta ısı kaybına neden olur. Alkol aldıktan sonra hissedilen sıcaklık, kanın yüzeye doğru akışının cildi ve ciltteki sinir uçlarını ısıtması ve bunların beyne sıcaklık algısını iletmesi iletmesinden dolayıdır ve çok kısa sürer...
YANLIŞ: Alkol kan damarlarını açar.
DOĞRU: Kullanım miktarı arttıkça alkol damar sertliği ve damar daralmasına yol açar.
YANLIŞ: Bira alkol sayılmaz, bağımlılık yapmaz. Bu nedenle Almanlar su yerine bira içer.
DOĞRU: Bira da diğer içkiler gibi bağımlılık yapar. Alkollü içkilerin etkisi içinde bulunan alkol miktarı cinsine göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle ‘standart içki’ adı verilen terim oluşturulmuştur. Örneğin bir bardak bira; bir kadeh rakıya, cine, votkaya, viskiye ya da bir kadeh şaraba eşittir.
YANLIŞ: Alkolün de faydası var, bazı hastalıklara iyi gelir.
DOĞRU: Alkollü içkilerin kalp ve damar rahatsızlıklarına faydalı olduğu şeklindeki iddialar tamamıyla yanlıştır. Alkol toksik bir maddedir ve kullanımında güvenli bir alt sınır yoktur.
YANLIŞ: Alkol, sesi açar. Sanatçılar sahne öncesi bu nedenle alkol alır.
DOĞRU: Alkol vücuttaki su miktarını azaltır ve vücudu susuz bırakır. Bu durum konuşmaya ve şarkı söylemeye olumsuz olarak yansır. Ayrıca aç karnına alkol almak kan şekerini düşürür ve sahne performansı sergilenirken korunması gereken enerji seviyesi de kan şekeriyle birlikte düşer.
YANLIŞ: Alkol, anne karnındaki bebeğe geçmez.
DOĞRU: Hamile kadınların alkol almaları durumunda alkol kana karışıp plasentadan geçerek fetüse ulaşır. Alkol fetüsü her safhasında etkiler ancak özellikle ilk aylarda çok daha ciddi zararlara neden olur. Bebekte büyüme eksikliği, beyin ve sinir sisteminde hasarlar gibi alkole bağlı doğum kusurları görülebilir.
YANLIŞ: Alkol kan yapar. Alkol kan yapıcı bir gıdadır.
DOĞRU: Alkolün hiçbir besin değeri yoktur. Kan yapıcı bir özelliğe de sahip değildir. Özellikle yaralanma durumlarında, kanın pıhtılaşmasını önlediği için ciddi kan kaybına yol açar.
Bir başka okurumuz ise ülkemizde tedavi gören madde bağımlısı insanların sayısı hakkında bilgi edinmek istiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele konusunda bilinçlendirme, koruma, tedavi etme ve tedavi merkezi sayısını artırma çalışmaları sürerken, ülkemizde uyuşturucu kullanımının hızla yükseldiği ortaya çıkıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son beş yılda uyuşturucudan tedavi olan bağımlı insan sayısı iki kat arttı. Söz konusu verilere göre; 2010 yılında 137 bin 187, 2011 yılında 157 bin 216, 2012 yılında 227 bin 298, 2013 yılında 258 bin 441 ve 2014 yılında ise 272 bin 266 uyuşturucu bağımlısı ilgili merkezlerde tedavi gördü. Bu hastaların büyük çoğunluğu ayakta tedavi görürken, uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle tedavi merkezlerine müracaat eden insan sayısının her geçen yıl arttığı görülüyor.
Bakanlık ise uyuşturucu bağımlılığının önüne geçmek için bir dizi çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, 2010 yılında 19 olan tedavi merkezi sayısı 42’ye yükseltilirken, ülke genelinde 17 tedavi merkezinin daha açılması planlanıyor. Aynı amaç doğrultusunda insanların daha kolay bilgi alabilmesi için 8 Temmuz 2015’te ALO 191 Uyuşturucuyla Mücadele Danışma ve Destek hattı faaliyete geçirildi. Bu hattan bugüne kadar 32 bin vatandaşa hizmet verilirken burayı arayanların yüzde 75’ini erkeklerin oluşturduğu belirtildi. En çok arayan yaş gruplarının ise 25-34 yaş arasında olduğu kaydedildi.