Adalet. Merhamet. Vicdan. Sevgi. Sorumluluk bilinci. Duygudaşlık. İnsanı diğer canlılardan ayıran soylu hisler.
Öte yandan, duygusal körlük veya sağırlık. Diğer adı merhametsizlik. Narsizm, bencillik ve konforculuğu artıran bir öğe. Değerli bir okuyucumuz bize bir istekte bulunmuş. Günümüzdeki artan kötülüklerin kaynağını, sebebini yazmamızı belirtmiş. Kötülük üzerine o kadar çok romanlar yazılmış. Şiirler kaleme alınmış ki. Tarihteki savaşlar aslında, güçlülerle zayıfların savaşından çok, iyilerle kötülerin savaşı olmuş bir bakıma. Her dönemde, servet peşinde koşmayan, sade yaşayan, bilge ruhlu insanlar var oldular. Kötülük genleri her insanda olsa bile o güzel ruhlu insanlar o genlere yenilmemişler.
Gel gelelim, her konuşmalarında ağızlarından balçık akan, çemkirme konusunda birinciliği kimseye bırakmayan, akşama kadar boş laflar üretip gıybet eden, her konuda atıp tutmaktan mangalda kül bırakmayan, sözde insan hakları savunucusu, laf ebelerinin sürüsüne bereket. Bu birey tiplerindeki artış hayra alamet değil. Bu tipler her yerde. Mahallede. Şehirlerde. Aramızda. Yatay ilişki kuramayan,( empati kuramayan ) çıkarcı, egosunu ön plana alan, karakter yapısı yozlaşmış. Duygu dünyası kokuşmuş. Vicdanı çürümeye yüz tutmuş insanların dünyaya tapınma arzusu hepimizi tedirgin ediyor. Buna bir de toplumsal değerlerde azalış ya da yok olma duygusunu eklediğinizde ortaya bir ucube yaratık psikozu çıkıyor. Kuyudaki kurbağa dünyayı sadece kuyunun ağzı kadar zannedermiş. Güya, dünyayı değiştirmeye çalışan, adalet, merhamet, iyilik tüccarları için, naçizane bir tavsiye. Kendilerine iyilik etmek istiyorlarsa. Eğer ki, az da akitleri varsa mübarek kitapta yer alan 'Taha suresini' okusunlar yeter. Ruhlarını ne derece şeytana sattıklarını kavrarlar.
Günümüzde, birisi hakkında kanaat belirtirken, en zahmetsiz, en kolayı da, önyargılı davranmak. Sermaye de istemez hani. Dar, ufuksuz bir bakış açısıyla kendi penceresinden yargılamak ne kolay değil mi? Kızılderili bir bilge, birisi için atıp tutanlar için ' Birisi hakkında konuşmadan evvel, o insanın ayakkabılarını giy ve 1 kilometre
yürüdükten sonra o kişi hakkında fikirlerini belirt' der. Çok anlamlı bir söz. Ne zavallıdır insanoğlu. Tarih sürecine baktığımızda, empati kurmaktan çok, yargılamayı, dünya hırsını bastırmaktan çok, mal ve eşya biriktirmeyi, barıştan çok, savaşı tercih etmiştir. Tarih okuyanlar bilirler. Kimi insanlar iktidar ya da tutku için her dönemde masum insanlara zarar verdiler. Zulüm uyguladılar.
Burada güç ve servet kavramlarını birbirine karıştırmamak lazım. Güç olgusu insanın doğasından gelir. Lakin servet duygusu toplumun benimsettiği bir kavram. Şeytan, zayıf insanlara her an kötülük yapmaları konusunda telkinde bulunurken, birincil hedefi de imanı zayıf insanları seçmesi rastlantı değildir. Bundan seneler evvel
fakirliği kader olarak düşünen insanlar vardı. Onuru için akşam aç karnına yatan insanların yerini günümüzde gayrimeşru yollardan para kazanma hırsı sardı. Adalet ve hakkaniyet için çalışan sivil toplum örgütleri biraz olsun içimizi ferahlatıyor. Ben yine de umutluyum. İyi insanlar da var aramızda. Kötümser olmaya gerek yok.