Yüreği yanık bir anneden uzun bir mektup aldım. Özetliyorum: ‘Evladımı bilgisayarın başından kaldırmak bir kâbus. Gece geç saatlere kadar oyun oynuyor. Sabahları kan çanağına dönen gözleriyle onu uyandırmak ona da bana da adeta bir işkence. Yemek alışkanlığı bozuldu. Dışarı çıkartamıyorum. Yaşamsal aktivitelerinde azalma başladı. Asosyal olmasında endişe ediyorum. Beni dinlemiyor. Sözümü ona geçiremiyorum. Bana nasıl bir yol izlememi tavsiye edersiniz. Şimdiden teşekkür ederim.’
Okulların açılmasıyla birlikte ebeveynlerden bu yönde şikâyetler gelmeye başladı. Bilgi teknolojilerini doğru kullanmaya henüz hazır olmayan çocuklar karşılaştıkları karmaşık bilgileri nasıl değerlendireceklerini bilememektedir. Bu durum onların duygu, bilinç ve davranış düzeyinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Dolayısıyla bu durumda ailenin denetimi ve takibi çok önemli bir konu olarak görülmektedir. Bu nedenle sorunun bir bütün olarak ele alınması analiz edilmesi ve toplumun geleceği adına sosyal bir çöküntünün yaşanmaması için etkin tedbirler alınması büyük önem taşımaktadır.
Ebeveynler çocuklarına bilgisayar ve internet erişimi satın aldıklarında görevlerinin bittiğini düşünmemeli. İnternette meydana gelen tehlikelerden korunmak için internet ve bilgisayar kullanımını en azından ‘ev içi denetleme’ yapabilecek seviyede öğrenmelerinde fayda vardır.
Çocukların bilgisayar ve internet ile hangi yaşta tanışmaları gerektiği ve hangi program ve oyunların çocukların ın gelişimine olumlu etki yaptığını araştırmalı ve buna göre davranılmalıdır. Ergenler ve çocuklar için internete giriş ve çıkış saatleri takip çizelgesi yapılmalıdır. İnternet kültürünün özkültür ve değerlerin önüne geçmesine izin verilmemelidir.
Çocuğun tüm uğraşı bilgisayar ve internet olmamalıdır. Anne ve baba çocuğuna küçük yaşlardan itibaren iyi bir boş zaman faaliyeti vermelidir. Bu tür uğraşlar pek çok psikolojik sıkıntıya karşı koruyucu bir kalkan olacaktır.