Travmatik olaylar içerisinde fiziksel şiddet, anne ve baba boşanması, savaşlar, doğal afetler, kazalar, cinsel veya fiziksel istismar, ani ölümler veya ciddi hastalıkları sayabiliriz. “Travmatik bir olayın çocuk üzerinde etkisinin olması için illa direkt maruz kalması veya kendi başına gelmesi gerekmez, travmatik bir olaya şahit olmak hatta bazen sadece duymak bile çocuğu çok olumsuz etkileyebilir.”
Travmaların her çocukta aynı tepkiyi oluşturmayabileceğini kaydeden Dr. Ali Mert Beşenek şunları söylüyor:
“Çocukların travmatik olaylardan etkilenmesinde çocuğun kendisine, ailesine ve travmatik olaya bağlı bazı faktörler rol oynamaktadır. Çocuğun geçmişteki deneyimleri, olayları algılama biçimi, inanışları ve düşünce kalıpları travmatik olayın etkisini arttırıcı veya azaltıcı olabilir. Benzer şekilde ailenin travmatik olayı algılama ve yorumlama biçimi, çocuğun verdiği tepkilere yaklaşımları, çocuğa güvenli bir ortam sağlama kapasiteleri, psikolojik olarak destek olma becerileri ve aile içindeki güven ortamı çok önemli faktörlerdir. Ayrıca travmatik olayın ani olup olmadığı, hiç beklenmeyen bir sonuçla karşılaşılıp karşılaşılmadığı, travmatik olayın tek sefer mi yoksa uzun bir süre boyunca birden fazla defa mı olduğu, travmatik olay olurken yaşanılacak çaresizlik hissinin boyutu da travma sonrası verilecek tepkileri etkiler.”
Bir aydan uzun süren tepkilere dikkat!
“Travmatik bir olay yaşandığında birtakım tepkilerin oluşması kaçınılmazdır” diyen Dr. Ali Mert Beşenek, bu tepkilerin bir ayı aşkın sürede devam etmesi halinde uzmana başvurulması gerektiğini belirterek “İlk bir ay içerisindeki bu ‘akut stres tepkileri’ eğer çocuğun okul-aile-akran işlevselliğini bozacak düzeyde değilse normal sınırlar içerisinde kabul edilebilir. Çoğu çocuk bu dönemde hızlıca toparlar ve gündelik yaşantısına devam edebilir. Ancak ne zaman ki bu tepkiler bir ayı aşkın bir sürede devam eder, şiddeti artar.