Kimin hissesine düşerse alsın!

Ali YILMAZ

07-02-2022 00:09

BA’DE HARABİL BASRA
-Dayı, Datçalılar, elektrik zamlarına karşı hükümeti istifaya davet ettiler ve zamların geri alınmasını istediler. Bu tepki başka yerlerde de başladı. İlk defa AK Parti iktidarı halktan böylesine sert tepki gördü.
-Çoban ateşidir, Yeğenim. “Ateş düştüğü yeri yakar.” Gerçekten bu zamlar insanları çileden çıkarttı. İlk defa her kesimden tepkiler gelmeye başladı. Şanlıurfa’da AK Parti’ye yakınlığıyla tanınan restoran sahibi Faruk Akbaş, işyerine 42 bin TL elektrik faturası gelince Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Bunun hiçbir izahı olamaz Başkanım, bilesin hayat yaşanmaz hale geldi” mesajı gönderdi.
- Datça’da yüzlerce vatandaş ellerindeki elektrik faturalarını yakarak, “Saltanat size, tasarruf yoksula”, “AKP al bu faturaları başına çal”, “Böyle gitmez bu kervan, sandıkta döner bu devran” şeklinde slogan atmışlar. Son zamanlarda görülen değişik bir eylem…
- Dedim ya, Yeğenim. “Son elektrik zamlarının kabul edilemez olduğuna” büyük çoğunluk inanıyor. Sadece muhalif olanlar değil, iktidarı destekleyenler de” bu kadarı da olmaz” demeye başladı. Bu şartlarda insanca yaşam koşullarını sürdürmek imkânsız. Ben de tek ışıkla yazılarımı yazmaya çalışıyorum. Tasarruf etmek zorundayım. Bu ay benim faturam: 6700 TL
- Dayı, ne yapıyorsun, fabrika mı işletiyorsun?
-Sadece ısınma ve zaruri elektrik giderleri, Yeğenim. Isınma olarak da sadece salon ve mutfak yanıyor. Diğer yerler kapalı. “Emeklilikte Döşemealtı ilçesine yerleşip, bahçeli bir evde keyif sürelim” dedik burnumuzdan getirdiler.
- Devleti yönetenlere ısrarla ve inatla görevlerini hatırlatmak gerekmez mi, Dayı? Demokratik bir şekilde, kırıp dökmeden yönetenleri uyarmak amacıyla bu tür eylemler gerekli. Koyun gibi mi olacağız? Sür istediğin yere! Ses çıkarma! Datça Demokrasi Platformu, bu konuda bir açıklama yapmış:
“Artık yeter diyoruz! Bıçak kemiğe dayanalı çok oldu. Kıt kanaat bile geçinemiyoruz. Giderek artan enflasyon karşısında ne asgari ücrete ne de emekli maaşlarına yapılan zamların bir anlamı kaldı. İşsizlik giderek artıyor, insanlar geçinemediği için intihar ediyor.”
- Her yerleşim yerinde doğalgaz yok, Yeğenim. Özellikle kışı çetin ve uzun sürmeyen bölgelerde insanlar genellikle elektrikle ısınıyor. Faturalar dehşet verici boyutlara ulaşınca insanların nevri döndü.
-Dayı, elektrik dağıtım şirketleri, devletten aldığı elektriği vatandaşa %600’lere varan oranda karla satıyormuş. Dağıtım şirketlerinin içerisinde hiç elektrik üretmeyen firmalar da var. Devletten elektriği al, vatandaşa fahiş karla sat! Ne ala memleket.
- Bu konuda akli selim herkes şikayetçi, Yeğenim. Elde avuçta ne varsa, bir avuç kapitalistin cebine konuluyor. Bu bir soygun değil de nedir? Bu düzen var olduğu sürece dar gelirliler işsizlik ve aç kalma korkusu yaşayacaklar. Bu oran doğru mu? Bilmiyorum. Lakin doğru ise yazık, hem de çok yazık!
-Bu düzen böyle devam eder mi, Dayı?
- Rahmetli Ecevit, bir mitingde "bu düzen değişecek" deyince bir vatandaş "düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?" diyeli 16 yıl oldu. Sahi düzen değişti. Yeni kadrolar ve yeni iktidar geldi. Ne değişti? Düzenler değişti. Lakin düzülenler değişmedikçe, düzenin değişmesi bir işe yaramaz.
- Düzülenler neden değişmez, Dayı? Haklarını bir türlü aramayı ve almayı öğrenemediler. Pısırık ve korkak insanlardan oluşan bir toplum, her türlü kötü yönetilmeyi hak ediyor!
- Ne bileyim, Yeğenim? Ya düzen hoşuna gidiyor ya da çıkarı olduğundan düzülmeye rıza gösteriyor. Başka bir cevap aklıma gelmiyor!
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı elektrikte kademeli tarife limitinin artırılması işe yaramaz mı, Dayı?
- Dertlere deva olmaz, Yeğenim. Elektrik dağıtım şirketlerinin, “dağıtım bedeli” adı altında elektrik faturalarından elde ettikleri inanılmaz karların düşürülmesi gerekiyor. Bugün toplumun önemli bir çoğunluğu artık temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamıyor, geçinemiyor, barınamıyor ve ısınamıyor. Halk, elektriğe aklın almadığı bedeller ödemek zorunda kalırken, elektrik kartelleri zenginleşmeye devam ediyor.
-Dayı, benim aklımın almadığı ne biliyor musun?
-Nereden bileyim, Yeğenim? Niyet okuma sanatım yok.
- “Milyonlarca insan açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşarken, sermaye sahibi azınlık; zenginliklerine zenginlik katmaya devam ediyor” diyorsun. “El hak” doğru. Lakin dar gelirliler bu düzeni neden savunuyor?
- Bu konunun incelenmesi gerekir, Yeğen. Sosyolojik bir vaka var ortada… Bir de toplumun ağır ve derin yoksulluğa itilmesinin nedeni, sermaye transferidir. Bu sessizce yapılıyor.
- Faturalardaki vergiler kaldırılır, her haneye 250 kilovat ücretsiz elektrik verilirse fiyatlar düşmez mi, Dayı?
-Böyle bir kararın alınacağını sanmıyorum. Hükümette ne böyle bir karar çıkar ne de halkta hükümeti zorlayacak bir irade…
- Ya çıkarsa, Dayı? Şimdi öyle bir niyetleri olmasa da önümüzde seçim var, bu kadar baskıya dayanamazlar!
-Ba’de harabil Basra…
- Bu ne demek, Dayı? İnan ki anlayamadım!
- “Basra yandıktan sonra…” anlamı taşır. Sen bu deyimin hikayesini bilmiyorsun galiba. Anlatayım:
“Eski zamanlardan birinde, fakir bir adamın yolu Basra’ya düşmüş. Bu fakirin, kesesi ne kadar fakir ise, gönlü o derece zengin imiş. Ve kesesi bomboşmuş. Basra halkı ona hiç itibar etmemiş. Ne, “Aç mısın?” diye soran olmuş, ne de yatacak bir hasır gösteren. Kasaplar, kestikleri bir dananın etinden, kedinin köpeğin önüne atar gibi bir parça da onun önüne atmışlar.
O fakir adam, o bir parça eti pişirebilmek için ateş aramaya başlamış. Ancak, hangi kapıyı çaldıysa, ona ateş veren çıkmamış. Kalbi çok kırılan fakir:
“Allah’ım!” dedim, “Şu Basra halkının kötülüğünden ve cimriliğinden sana sığınırım. Beni bağışla ve elimdeki şu bir parça eti pişirecek ateş ihsan et. Yoksa ben onu, dağdaki aç canavarlar gibi çiğ çiğ yiyeceğim!”
Fakirin bu duasından az sonra, Basra’da büyük bir yangın çıkmış ve kısa süre de tüm Basra kentini sarmış. Kentin kıyısında bir yerlerde elindeki eti pişiren o fakir adama, onu kapısından kovanlardan birisi demiş:
“Aradığın ateşi sonunda buldun!” Fakir ise, alev alev yanan Basra şehrine bakıp, cevap vermiş: “Evet ama, “Ba’de harabil Basra” (Basra yandıktan sonra)
Bu deyim, “İş işten geçtikten sonra” anlamında kullanılır. Yapması gereken bir işi zamanında yapmayıp, başına gelecek belalara davetiye çıkaranlara denir.
Kıssadan hisse…
Kimin hissesine düşerse alsın!

DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Bugün Susmak… 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Böcek Büyük Yara Aldı 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Kırık Cam Teorisi 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 Pudra Şekeri ve Darbe! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Uyuyanlara Ağıt 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Değerli Yalnızlık! 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00