Günaydın Dayı. İyi Pazarlar.
- Sağol YEĞEN! Sana da iyi bir hafta sonu diliyorum.
- Dayı hanımları alalım, bir köye gidelim.
Bildiğim bir yer var, kârı koca iki köylü yurttaş kendi mekanlarında köy kahvaltısı veriyor.
- Gidelim YEĞENİM! Ben de köyde doğduğum için köy benim için hep ilgi çekici olmuştur.
İnsanları da samimi bulurum
- Dayı geçenlerde bir arkadaşımı da davet ettim.
"Otel kahvaltısını tercih ederim, daha hijyen dedi"
Eşi ve çocukları daha köy yaşantısını görmemiş
kavanozda yaşıyorlar be Dayı.
- Sen ona Tolstoy'un, "Hayatın Anlamı" kitabını okumasını öner.
- Konusu ne Dayı?
- Ben sadece kitabın arka sayfasındaki bölümü anlatayım.
Önce sen oku, sonra zengin arkadaşına okut!
"Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için onu bir köye götürdü.
Çok fakir bir ailenin evinde bir gün - bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu: “Yolculuğumuz nasıl buldun?” “Çok güzeldi babacığım” diye cevap verdi oğlu. “İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?” “Evet.” “Peki ne öğrendin?” “Şunu gördüm” dedi oğlu: “Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahçeye kadar, onlarınki ise ufka kadar uzanıyor.” Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi: “Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiği için, teşekkür ederim babacığım!”
Zenginlik sadece mal mülk, makam ölçülmez YEĞEN!
Atatürk, " Köylü milletin efendisidir" demiş.
- Haklısın Dayı.
Köylüyü desteklemek gerekir. Oradaki yaşamı da özendirmek...