-Dayı, toplum olarak demogojiyi çok seviyoruz. Kendi aramızda birbirimize hoşgörü ile anlayış göstereceğimiz yerde, demogoji yaparak üste çıkmaya çalışıyoruz. Bu hastalık sadece bizde mi var?
- Konuşurken dikkat ettim, “demogoji” dedin ama doğrusu demagojidir, Yeğen. Sende haklısın. Konuşurken hep yanlış telaffuz ederiz. Öz Türkçesi ise laf ebeliğidir, laf cambazlığıdır. İstersen biraz açalım: “Demagoji; Bir kimsenin ya da topluluğun duygularını kamçılayarak veya okşayarak, ona ya da onlara gerçek dışı şeyler söyleyerek kendine çekme çabası” olarak tanımlanır.
- Dayı, toplum nasıl anlamıyor, hemen inanıyor?
-Demagoji yapanlara demagog denir, Yeğen. Onlar ki, üstün bir hitabet ve propaganda yeteneğine sahiptirler. Çoğunlukla dindarlık, milliyetçilik, Atatürkçülük, sağcılık ve solculuk gibi popüler kavramları kullanarak ve bunlara bağlılığı sömürerek yapılır.
- Dayı, bu tip insanlar önemli konuları tartışmaktan kaçınıyor. Özellikle TV’de açık oturumlara çıkmayan, birebir program yapan liderler aklıma geldi. de…"Hitabet, pohpohlama ve hakaret etme konusunda becerikli oldukları halde neden karşılıklı tartışmaktan çekinirler, Dayı?
- Demagoji, daha çok siyasi arenada görülür. Bu kavram, “Batı medeniyeti kadar eski bir geleneğin ürünüdür”, Yeğen. İnsanların aklına değil, duygularına hitap edilir.
- Dayı, siyasette; dinsel, ırksal veya sınıfsal unsurların istismar edilmesi, her konuda vaat verilmesi ve halk adamı görüntüsü demagogların bir özelliği herhalde.
-Aynen öyle. Antik dönemden beri demagoglar varlığını sürdürüyor. Halkın duygularına hitap ederek, yönetim gücünü elde ederler. Rakiplerini zayıflık veya ihanetle suçlayarak tüm güçleri kendilerinden toplama eğilimi gösterirler.
-Dayı, hangi yöntemleri kullanırlar?
- Kişiden kişiye değişir, Yeğen. Yine de ortak özellikler vardır. Demagoglar, genellikle halkın mantıklı düşünme kabiliyetini tıkarlar ve kitleleri duygularıyla hareket etmeye sevk ederler.
- Dayı, çok kısa oldu. Ben ayrıntılı bir şekilde öğrenmek isterim!
- Ben demagog muyum, Yeğenim? Bak, çevrene! İstemediğin kadar görürsün! Seç seç al. Şaka bir tarafa… Demagogların hepsi, “Günah keçisi bulma” taktiğini kullanırlar. 1. Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın yaşadığı problemleri Adolf Hitler'in Yahudilere yüklemesi buna en iyi örnektir.
- Yani diyorsun ki, “demagogların en sık başvurduğu yöntemlerden biri halkın yaşadığı sorunları başka bir dini, etnik veya sınıfsal gruba mal etmektir.”
- Günah keçisi taktiğinin temelinde "biz" ve "onlar" ayrımı yatar, Yeğen. Demagoglar bir de, halk içerisinde var olan korkuları derinleştirerek kitlelerin desteğini sağlamaya çalışır.
- “Biz gidersek, Türkiye batar”, ya da “terör artar” gibi mi, Dayı?
- Verdiğin örneği bana teyit ettirmeye çalışma! Sorun varsa sor.
- Dayı, bazı siyasetçiler; halkın duygularını hitap ederek, fikir ve söylemlerin doğru olup olmadıklarına bakmadan kullanıyorlar.
- Demagogların bir özelliği de budur, Yeğen. Onlar için hedefe varmak önemlidir. Bunun için kolayca yalan söyleyebilirler. Onlar, halkın duymak istediklerini söylerler ve halkı heyecanlandırarak kendilerine oy devşirirler.
- Ya yalan işe yaramazsa, Dayı.
- Onlarda çare tükenmez! İlk söylemlerini destekleyen veya çelişen farklı yalanlar söylemekten çekinmezler.
- Halkın gözü kapalı mı, Dayı, bu yalanlara nasıl inanıyorlar?
- Demagoglar boş insan değildir, Yeğen. Hem hatiplik yeteneğine sahiptirler hem de karizmatik kişilerdir. Bu becerileri sayesinde kitlelerin hayranlığını veya sevgisini kazanarak gözlerini boyarlar.
- Dayı, demagogların söylediği yalanlar… Toplum bunları görmez mi?
- Bu kişilere duyulan hayranlık; dilleri bağlar, gözleri kör eder, Yeğenim! Negatif yanlarını görünmez kılar. En önemli özelliklerinden biri de; rakiplerini zayıflık veya ihanet ile suçlamalarıdır.
- Hiç aklıma gelmemişti, Dayı. Demagog politikacıların; rakiplerini beceriksiz, zayıf veya başarısız olmakla suçlamaları… Vay anasına! Ben bu filmin Türkçe versiyonunu gördüm! İyi geceler, Dayı.
- Sen sordun, İsmet Sayar istedi, ben de anlattım.