- Dayı, Coronavirüs ortalığı kasıp kavurdu. Dükkanlar kapandı, işyerleri yarım kapasite çalışıyor, pazarlar bile bomboş.
Ne olacak bu milletin hali?
- Türk halkının çoğunluğu işçi, memur ve küçük esnaftan yani çalışan emekçi kesimden oluşuyor.
İçlerinde evine ekmek götüremeyecek durumda olanlar var.
Allah sabır versin.
- Allah sabır versin, vermesine de, ortalık yangın yeri gibi.
Hükümet bu konuda nasıl bir çözüm düşünüyor net bir acıklık yok.
Var ya da ben anlayamadım Dayı.
- Bu dünyayı saran bir afet YEĞENİM. İnsan sağlığı ve ülke ekonomileri büyük tehlike altında.
Ne kadar sürecek o da belli değil.
Bu şekilde yaşamı zorlaşan insanların tedbirleri sürdürmesi de çok zor.
- Dayı, en büyük tehlike güvensizlik ve panik havasıdır.
Hükümetin yanında, yerel yönetimler de sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde bir şeyler yapmalıdır.
- Virüsün ilk görüldüğü ülkeler olan Çin, Singapur, Güney Kore ve Almanya önlemleri daha önceden ve sıkı uyguladı. Ölüm oranları ya yok ya da iyice azaldı YEĞENİM.
Türkiye de başarılı önlemler aldı, sağlıkçılar canı pahasına hastanelere koştu.
- Ama daha sıkı uygulamalara ve daha çok test yapılmasına ihtiyaç var.
Kaynak için geçiş garantisi verilen köprüleri devletleştirsek mi Dayı?
- Yine lafı soktun YEĞEN!
Siyaset yok.
Kendini müktedir ve güçlü sanan insanoğlu ve dünya liderlerini bu küçük virüs dize getirdi.
Ben ona bakıyorum.
KORONA’NIN ADALETİ
Gözle görülmeyen, küçük bir canlı,
Ders veriyor insana, insanlığa.
Koronanın adaleti diyorum ben buna.
Yarasaya dokunmuyor, insanı öldürüyor.
Giymiş tacını başına,
Kim efendi gösteriyor.
Bakmıyor, kimsenin gözünün yaşına,
Kılık kıyafetine.
Son model arabasına, bankadaki hesabına.
Hepimizin gözlerindeki korku aynı,
Ölüm korkusu.
Market tezgahlarına saldırışımız aynı.
Kalmadı fareden farkımız,
Telaşla kaçışımız aynı.
Sınır tanımıyor Korona.
Uzak Asya’dan Amerika’ya,
Kuzey Avrupa’dan, Afrika’ya.
Herkes eşit korkuyor.
Fakir köylü, zengin tüccar,
Sıradan işçi, zalim diktatör.
Kıyametin provasını yapıyor adeta.
Önemi kalmıyor hiçbir şeyin,
Hayatta kalmaktan başka.
Kendini her şeyden üstün gören,
Dünyanın efendisi insan,
Nerede o devasa kudretin,
Bu kadar mıydı?
O yenilmez gücün, kuvvetin.
Hey Amerika!
Nerede o nükleer başlıklı füzelerin?
Herkesi öldürmekle tehdit ettiğin.
Ey koca Rusya!
Kapatsana çelik ve soğuk duvarlarını,
Girmesin içeri kimse.
Ey Alman!
Ne oldu disiplinli çalışmana?
Yetmedi mi?
Kibirli Fransız!
Anlamıyor mu bu küçük canlı,
Senin o burnu büyük duruşundan.
Ya bizim şanlı tarihimiz?
İman gücümüz?
Buda mı yetmedi?
Ortadoğunun kendi bedenini patlatan cellatları!
Yok mu bir intihar bombacısı,
Yok edecek bu küçücük virüsü.
Koca Çin!
Yapıyordun ya,
Her şeyin aynısını.
Yapsana bu meretin de
düşmanını.
Tepeden konuşurken insanlık,
Düşmanı sanırken biri, diğerini.
Ders almalı artık bundan.
Ne kadar zayıf, ne kadar kırılgan.
Gözle görülenden korkmazken,
Gözle görülmeyenden yok olma ihtimalinden.
Korona, hepimize öğretti adaleti.
Hepimizin eşit olduğunu,
Ne kadar zayıf olduğumuzu.
Kendine gel artık!
Dersini al bu küçük virüsten.
Bırakın böbürlenmeyi,
Birbirinizle savaşmayı.
Kim bilir?
Daha tehlikeli başka neler bekliyor seni?
Bırak harcamayı paranı,
Silaha, petrole, savaşa.
Ortak kullanalım dünyanın nimetlerini.
Yemesin bir Alman, Afrikalıdan daha çok,
Giymesin bir İngiliz,
Bangladeşli çocuğun diktiği kıyafeti.
Ne işi var sansar derisinin,
Bir Fransızın üstünde.
Bırakın süs yapmayı, koca filin dişini.
Medet ummayı bırak küçük iktidarına,
Gergedanın dişinden.
Kimse açlıktan ölmesin,
Beyaz derili, kara deriliden üstün olmasın.
Bitsin, binlerce yıllık kölelik.
Tapınak inşaatından, arenaya.
Şeker kamışı tarlasından, fabrikaya.
Yer altında nasıl aynıysak hepimiz,
Yer üstünde de, eşit olsun bedenimiz.
Bugün belki el çektiriyor birbirimizden,
Mutlaka yarın, elele tutuşmalıyız yeniden.
Teşekkür etmeliyiz belkide,
Bu küçük taçlı canlı ya.
Hırsımızı indirir,
Vicdanlarımızı iktidara getirir belki de.
Kim bilir belki bir fırsattır,
Yeni bir dünya düzenine.
Dr.Hüsrev Çetin
12.3.2020 İzmir