Sayın bakanımız öğretmen liselerini yeniden açıp yeni öğretmen formatı oluşturulması gerektiğini söylemesi köşe yazılarımızı teyit etmiştir.
Öğretmen liselerinden sonra üniversitede yapılması düşünülen eğitimin altını çizerek belirtiyorum, mevcut üniversiteler çerçevesinde çok verimli bir netice elde edileceğine inanmıyorum. Çünkü üniversitelerimizin içinde bulunduğu durum sistemin gizli dirençlerinden bir tanesidir. Bu toplumun içerisinde toplumun unsurlarından biri olarak gözükse de vatan millet edebiyatı yapsalar da yetiştirdikleri (gezici) neslin karşılığı ortadadır. Sayın Cumhurbaşkanımız zihinlerimiz abluka altında ifadesini kullanarak, üniversite eğitimlerinin adeta CHP’nin gençlik kolları gibi çalışan kurumlar haline dönüştüğünü ifade etmiştir. Kendi kültürel değerlerine, inanç değerlerine bağlı bir toplum oluşturma yerine Amerika ve Avrupa hayranı, bu topluma ve menfaatine çalışıp düşünmeyen nesiller yetiştirmekten ileriye geçememiştir. Böylece üniversitelerimiz sınıfta kalmıştır. Bunun için Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen liselerinden sonra öğretmenlerini ya bakanlık bünyesinde yetiştirmenin ya da Millî Eğitim Bakanlığı’na yapılan müdahale gibi üniversitelere de aynı müdahale yapılmak suretiyle üniversitedeki eğitimin yeniden formatlanması gerektiğinin altını çiziyorum.
Ben bu köşeden kimsenin canını sıkmak, kimseyi hedef almak veya kimseyi rencide etmek için bir uğraş ve çaba sarf etmiyorum. Bu köşeden Allah’ın izniyle toplumumuzda gördüğümüz hataları, kusurları, eksiklikleri alternatifi ile birlikte yazıp çizmeye çalışıyorum. Bazı insanlar yapıcı yazıları bile kendilerine muhalif kabul edecek kadar alınarak bakıyorlarsa kusura bakmasınlar yaptıkları işte bir problem var demektir. Kendilerini çek etmeleri ve çeki düzen vermeleri gerekiyor demektir. Şu ana kadar yazdığım köşe yazılarımda Rabbime hamdolsun yüzümü kara çıkaracak bir ifade kullanmadım, yazmış olduğum yazılarda yüzde 90’ın üzerinde geleceğe yönelik tespitlerin isabet ettiğini gördük.
Muasır medeniyet diye batı gösterilerek bilinçaltımıza ve bilincimize batı hayranlığı ve batı karşısındaki ezilmişliği yerleştirmek ile zihinlerimiz kuşatılmıştır. Bu şekilde kuşatılan zihinlerin yapmış olduğu işler, ister bu toplumun menfaatine gözüksün isterse Allah rızası adına gözüksün ne olursa olsun sonuçta Batı’nın ve Avrupalıların bize empoze ettiği çizgiden dışarı bir üretim yapamayacaktır. Dolayısıyla kendi kültürümüzden uzak, kendi inancımızdan uzak, kendi bilincini oluşturamayan bir toplum olarak şu an Tarihte yer alıyoruz. İnşallah, devletin üst kademesi bunun farkına vardı ve bu noktada düzeltilebilecek hamleler yapmakla meşgul gibi görünüyor diyebilirim. ALLAH (cc) toplumumuza, idarecilerimize basiret ve doğruda sebat etme gücü versin.