Böcek Büyük Yara Aldı

Ali YILMAZ

21-05-2022 23:00

 

Sosyal belediyecilik anlayışı, işsizlik ve yoksulluğun olduğu ülkelerde merkezi yönetimler kadar yerel yönetimleri de sorumlu kılar. Lakin ülkemizde halkın beklenti ve sorunlarına köklü çözümler üretilemediğini, yapılmaya çalışılan birçok faaliyetin de kaynak israfına neden olan popülist yaklaşımlar olduğunu görüyoruz.

 

Eğri oturalım doğru konuşalım! Birçok kentte projeler ve harcamalar kentin ihtiyaçlarına göre mi yapılıyor? Ben yaşadığım ilde toplumun temel gereksinimlerini katılımcı bir süreçle saptayan, kentli ihtiyaçlarını gözeten, alternatif çözümleri barındıran bir yerel yönetim modeli göremiyorum.

 

Örneğin, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin gençleri uyuşturucudan koruma gibi bir programı ve projesi var mı? Defalarca sordum ve yazdım. İlgililerden ses seda çıkmadı. Anneler feryat ediyor! Belediye ise topu iktidara atıyor. İktidarın zaten feleği şaşmış, ne yapacağını bilmiyor!

 

Sosyal belediyecilik konusu ancak insan odaklı, çözümleyici, sürdürülebilir farklılıklar olduğunda başarıya ulaşabilir. Merkezi iktidar ve yerel yönetim hangi partilerde olursa olsun, “halkın oyları ile seçildikleri için halkın (kamunun) yararına iş birliği yaparlar.” Yapılan faaliyetlerin ve harcamaların halka açık bir biçimde, sokaktaki insanın anlayacağı sade bir yönetimle gözler önüne serilmesi insanları rahatlatır.

 

Ülkemizde şeffaflık, “çölde kalmış bir vaha misaline dönüştü. CHP tüm söylemlerde önemli bir noktaya değiniyor: “Siyasi iktidar işleri, adrese teslim bir biçimde, gizli kapaklı yürütüyor. Halk, bütçenin hangi kalemlere, hangi yöntemlerle neler harcadığını göremiyor. Soruyoruz: “İşler “örtülü” yürüyor, gizlilik esas, hatta “ticari sır” gibi komik gerekçeler ileri sürülüyor.”

 

Peki, bazı CHP’li belediyeler de iktidar gibi davranmıyor mu?  Bu sorunun cevabı halkta… 1994 de Refah Partisi’nin belediyedeki yönetim başarısı, iktidarı getirdi. Dostlarıyla iktidar olacağını iddia eden CHP, halkın güvenini kazanmak istiyor ise sahip olduğu belediyelerde başarılı olmak zorundadır.

 

İstanbul ve Ankara belediyeleri başta, şeffaflığı uygulamaya başlayınca seçmenler, vatandaşlar ilk defa, “kendilerine saygı duyan, değer veren” bir yerel yönetim gördüler. Demek ki, istenirse yapılabiliyor. Şeffaflık, demokrasinin olmazsa olmazıdır.

 

Antalya halkının önemli bir kesimi ile CHP’li seçmen, Muhittin Böcek’in belediyeyi yönetme biçiminden memnun değil. Bu kitle, sürekli genel merkezi bilgi ve belge akımı ile topa tutuyor. İyi de bu Böcek, aynı Böcek… Ne değişti? 20 yıldan beri Konyaaltı Belediye Başkanlığı yapmadı mı?

 

19 ilçeyi kapsayan koskoca turizmin ve tarımın başkenti için, kentin nefesini açacak mega projeler üretmek her babayiğidin harcı değildir. Bunun için ya iyi bir ekip kuracak, işlerine karışmayacaksın ya da kendin işi kotarabilecek bilgi ve deneyime sahip olacaksın. İkisi de yoksa zor dostum zor!

 

Bu köşenin yazarı olarak, Muhittin Böcek’in proje ve hizmet üretme noktasında hiçbir çaba sarf etmeden Menderes Türel’e karşı seçimi kazanacağını ve bunun nedenlerini uzun uzadıya yazmıştım. İsteyen Kral Çıplak isimli kitabımdan okuyabilir. “Seçimi Muhittin Böcek kazanmadı, Türel kaybetti!” Bu sefer de Böcek kaybedecek! Kral çıplak…

 

“Böcek, ne yapıyor ki, tartışmaların odağında…Sağlık sorunlarına rağmen, fedakârca işinin başında… Yangında…Selde…Afette…Kısacası her an ve her yerde halkın yanında diyenler de olacaktır. İnceledim, araştırdım, sorguladım ve yazdım. İşte Böcek için söylenenler:

 

Konyaaltı’nda ölüsü olanın cenazesini, oğlu kızı evlenenin düğününü kaçırmayan, her açılışa koşturan, önüne gelen vatandaşa sarılan Böcek; verdiği sözleri artık yerine getirmiyor. Her isteğe “olur” diyor ama sonuç yok. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Muhittin Böcek’e 10 numara büyük geldi, Muhittin Böcek başkanlıktan gidici, aday bile yapmayacaklar.

 Bırakın vatandaşları, STK başkanlarına veya kent yöneticilerine bile kolay kolay randevu vermiyor. Halkın sorunlarını nasıl öğrenecek, halkın sesini nasıl duyacak?

Dar bir kadro ile çalışıyor, kimseye güvenemediği için tüm yetkileri kendinde topladı. Koca bir kent, küçük bir ilçe mantığı ile yönetilemez. Bürokratlarına gereği gibi yetki devri yapmıyor. “Dediğim dedik, çaldığım düdük” anlayışı ile her istediğini yaptırmaya çalışan tek adam zihniyeti; sosyal belediyecilik modeli değildir.

Kariyer ve liyakate göre ehil kadro yerine, sözünü geçireceği “evet efendimci” kişilerden dar bir ekip kurdu. İçlerinde var olan liyakatli kişileri de yetkisiz ve etkisiz bıraktı. Kent kimliği ve estetiğinin siyasete ve ranta kurban edilmesi sakıncalıdır. Kent estetiğinin; mimariye, bilime ve işin uzmanlarına bırakılması gerekir. Herkes uzmanlık alanında otoritedir. “Her şeyi ben bilirim, benim dışımda kimse söz söyleyemez” anlayışı ile kent yönetilemez.

İYİ Parti ve CHP ile iyi bir koordinasyon kuramadı. Bazı AK Partili ileri gelenleri ile samimiyeti ve ilişkileri CHP’de rahatsızlık yaratıyor. CHP’li bazı isimlerle kin duyacak kadar kavgalı. Hizmetlerde duygusallık olmaz!  İYİ Parti kontenjanından görev verdiği kadroların atamalarını ilgi alanlarına göre değil, rastgele yaptı. Bu nedenle yapılan hizmetlerde verim alınamadı.

Ramazan eğlenceleri, konserler, festivallerle, üç-beş beyaz eşya dağıtmakla, birkaç ağaç dikmekle ve bol bol şarklı video çekip yayınlamakla belediye başkanlığı yürütülemez. Bunu yapan bir Başkan’ın, seçimde karşısına çıkacak bir rakibin gerisinde kalması ya da aday gösterilmemesi doğal karşılanmalıdır.

Öte yandan Muhittin Böcek’in, CHP’nin içinde Ümit Uysal, Çetin Osman Budak ve Mehmet Hacıarifoğlu ile arasının iyi olmadığını herkes biliyor. Önümüzdeki seçimde muhtemel rakipleri bu isimler arasında çıkacak. Sürpriz isim olarak Cavit Arı’yı unutmayın! Sessiz ve derinden gidiyor ve kimseyle kavgalı değil. Milletvekilliğinde iyi bir sınav verdi.

Sokağın sesi böyle. Bunlar benim değil, vatandaşın görüşleridir. “Halkın sesi hakkın sesi” olduğuna göre Böcek de bu konuyu değerlendirecektir. Bize yağ çekmek değil, gerçekleri yazmak yakışır. Dostluk başka, iş başkadır. Yazmak da bizim işimiz… Bu arada “Muhittin Böcek Hayranı” olan bir kitleyi de unutmayın! Bunlar bazı belediye bürokratları, İYİ Parti kontenjanını kullanan bazı İYİ Partili dostlar ve işleri iyi yürüten mutlu bir azınlık…

 

Evet, Antalya Büyükşehir Başkanlığı için Cumhur İttifakı-Millet İttifakı çekişmesinden daha büyük bir savaş olacak gibi görünüyor!  Ama bu savaş, “Antalya’ya hizmet savaşı” değil, belediye başkanlığı adaylığını ele geçirme savaşı…

 

Gelelim, tartışmalar ile Antalya’nın gündemini oluşturan konuya… Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 6-8 Mayıs tarihleri arasında Aksu Solak Köyü At-Çayırı Mevkiinde bu yıl ilkini düzenlenen “Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali”, tepkilerin odağına oturdu ve haber organlarında bazı iddialar ortaya atıldı.

 

Muhittin Böcek iki yönden eleştirilere hedef oldu: Birincisi, Festivalde harcanan para…İkincisi, festivale sponsor edilen kişi ve kuruluşlar… Festivalin bütçesi iddia edildiği gibi 20 milyon mu, belediyenin açıkladığı gibi 6 milyon 700 bin TL mi? Hangisinin doğru olduğunun bir önemi yok. Önemli olan, halk; geçim sıkıntısı içinde inim inim inlerken, sosyal belediyecilik iddiasında olan bir belediyenin bu işe ön ayak olması… Kim ne istiyorsa yapsın! Bağışta bulunmak isteyenler de o STK’ya yardım etsin, sen de destek ver. Organizasyonda senin işin ne? Eyy Belediye… Uçtu gitti paracıklar… Bize ne kaldı? Yirmi milyoncuk mu, yedi milyoncuk mu? “Zenginin malı, züğürdün çenesini yorarmış.”

 

Belediyenin açıklaması beni tatmin etmedi. Daha çok savunma ve bazı gerçekleri üstü kapalı reddetme çabası olarak algıladım. Dostum Muhittin Böcek, fena sinirlenmiş ve incinmiş görünüyor. Hızını alamamış olacak ki, sosyal medya hesabında; “Kirli oyunlarına, iftira ve yalanlarla devam edenlere meydanı boş bırakmayacağım. Hele kirli dillerini Yörüklere uzatanlara asla izin vermeyeceğim” şeklinde paylaşımda bulundu.

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Arkadaşlar! Gidip Toros Dağları’na bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez” sözünü de hatırlattı.  Bir Yörük – Türkmen çocuğu olarak Yörük kültürünün yayılmasından en fazla gurur ve onur duyanlardan biri olurum. Lakin işin rengi değişik.

 

Sayın Başkan! Bu kirli oyunlarına, iftira ve yalanlarına devam edenler kim ya da kimlerdir? Hastalığınız sırasında sitem ettiğiniz bazı CHP’liler mi?  Örneğin, Serik’te bir bakan danışmanın da devrede olduğu AVM konusu ve bazı belediye bürokratları ile anlaşmazlığa düşen, eski vekiliniz Mehmet Hacıarifoğlu mu? İler ki seçimlerde karşınızda aday olması muhtemel olan rakipleriniz mi? Kim bunlar?

 

Diğer bir konu; Yörük ve Türkmenler bu milletin çimentosudur. Bizi kimse kişisel kavgasına ya da siyasi emellerine alet etmesin! Biz hakkımızı her mecrada duyururuz. Bu iş başka, Yörük -Türkmen davası başkadır. Kamuoyunda iddia edilen hususlara bu şehrin başkanı olarak açık ve net cevap vermelisiniz.

 

Festivale Antalya’da tatilde olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gelmesi bekleniyordu. Lakin gerçekleşmedi. Yaptığım istihbarata göre, genel başkan uyarıldı! Sponsorlar konusunda kendisine bilgi verildi. O da her gün TV’de suçladığı kişi ile karşılaşmamak için gelmekten vazgeçti. Daha doğrusu vazgeçirildi. Bu durum, “Antalya’da Muhittin Böcek çizik yedi” yorumlarına neden oldu. Böcek, basın organlarında, bazı köşe yazarları nezdinde ve çıktığı TV programında durumu kurtarmaya çalışsa da… Oluşan algı değişmedi.

 

Böcek büyük bir yara aldı!

DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Bugün Susmak… 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Kimin hissesine düşerse alsın! 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Kırık Cam Teorisi 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 Pudra Şekeri ve Darbe! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Uyuyanlara Ağıt 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Değerli Yalnızlık! 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00