Bugün Susmak…

Ali YILMAZ

19-02-2023 00:59

Türkiye 07.02. 2023 günü saat 04.17’de Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 şiddetinde büyük bir deprem hadisesi ile karşılaştı. Bu depremin ardından saat 13.24'te Elbistan merkezli 7,6 şiddetinde ikinci bir deprem daha meydana geldi. Ve bu deprem, başta 10 ilimizi etkilediğinden önce sarsıldık, sonra da adeta yıkıldık.
Depremler normal karşılanan doğa olaylarıdır, beklenmez olgular değildir. Ne kadar önlem alırsanız alın, insanları etkiler. Ancak neticesinde gerekli önlemler alınmazsa afet haline dönüşmektedir. Demem odur ki; bugün yaşadığımız tablo, önceden alınmış önleyici tedbirler ve sonrasında iyi bir organizasyon ile bu ölçüde yaşanmıyor olabilir ya da bu vahamet ortaya çıkmazdı. Ne hızlı müdahale ne de koordinasyon sağlanabildi.
Türkiye gibi bir ülke, bu depreme neden hazırlıksız yakalandı? İşin aslına bakılırsa, deprem “ben geliyorum” dedi. Lakin hükümet, tüm uyarıları yine dinlemedi, “ Hadi işinize bakın” dercesine…
Hükümet, hiç mi hazırlık yapmadı? Depremle ilgili çalışmalar tabi ki yapıldı. Depremle ilgili “2023 yılına kadar hazır hale getirilmesi gerektiği “ yolunda planlamalar yapıldı ve “Acil Eylem Stratejileri” oluşturuldu. Bunları kim uygulayacak, işinin ehli olmayan ve AFAD kadrolarına atanan imamlar ve öğretmenler mi? Bu iktidar, bir türlü liyakati ve kariyeri önemsemedi! Öyle olunca da yapılanlar raflarda dosya içerisinde tozlanmaya bırakıldı. Eski Türkiye’de deprem senaryoları yapılır ve müdahale planları ile personel eğitilirdi.
Ve kaçınılmaz son! Deprem Türk milletini bir gece yarısı ansızın yakaladı. Ve ciğerlerimiz yandı! Türk milletinin dayanışma kabiliyetinin ne kadar yüksek olduğunu bu depremde gördük. Deprem olur olmaz, yardım konvoyları yollara düştü. Lakin “dağıtım organizasyonu” iyi olmadığından aksaklıklar baş gösterdi. İlk günlerde yıkılan binaların başında sadece millet vardı. Millet, devleti aradı, göremedi! Bu durum, “nerde bu devlet, bu enkazın altında devlet var “ gibi serzenişlere neden oldu. Aslında enkazın altında kalan devlet değil, bu işi beceremeyen yöneticiler kaldı.
Deprem bölgesinde yıkılan evlerde hırsızlık ve gelen yardımların yağmalanması oldu mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan yağma olaylarından bahsederken İçişleri Bakanı Soylu yağma yok dedi. Madem yok, neden O’Hal ilan edildi? Mevcut yasalar size her türlü önlemi alma yetkisi veriyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Haluk Levent’in başkanı olduğu Ahbap Derneği’ne vatandaş güvenerek önemli miktarda bağışta bulundu. Hemen AKP harekete geçti. “Ahbap Derneği’ne gönderilen paralar nerede? Yıllardır muhalefet sordu. "20 senedir toplanan deprem vergileri nerede?" Hangisine cevap verdiniz? Millet, devleti yönetenlere değil de Haluk Levent'e güveniyorsa... Oturun düşünün! Bir değil 10 kere düşünün!
Antalya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bayram Ali Çeltik, bölgeden döner dönmez bir paylaşım yapmış: “Ses varken ekip yoktu/ Ekip varken ekipman yoktu/ Ekipman varken ses yoktu/ Tüm sürecin özeti bu.”
Devletin görevlileri ve sorumluları, afete dönüştürülen bu doğa olayını, “Yüzyılın afeti” ve “kader planı” gibi açıklamalarla geçiştirdi. Böyle olunca da tepkiler çığ gibi büyüdü. “Afet üzerine siyaset yapılmaz!” Evet doğru. Lakin siyaset, doğal bir deprem olayını afete dönüştürmüşse… Ne yani, susup oturacak mıyız? Üstelik siyasetin fitilini AKP sözcüsü Ömer Çelik, ”Cumhur İttifakı olarak sahadayız” diyerek ateşledi. Ne yani, muhalefet o esnada golf mu oynuyordu?
Bilim doğa olaylarını, kader planı ile açıklamaz. Tekniğe uygun yapılar yapma! Depreme kâğıt üzerinde hazırlan ve kâğıt üzerinde tatbikat yap! Sonrada “kader planı…” Bir atasözü vardır: “Eşeğini sağlam kazığa bağla sonra Allah'a ısmarla…”
Barınma Hakkı, sosyal devlette bir insan hakkıdır. İnsanların bu çürük binalarda oturmasına müsaade etmek sosyal devlet ile bağdaşmaz. Ayrıca sosyal devlet, iki de bir “ imar barışı” çıkararak kaçak ve usulsüz binalara ruhsat vermez ve para toplamaz.
“Vatandaş 6 katlı binasına kaçak olarak 6 kat daha çıkmış. Devlet ne yapmış? 12.000 TL ver, seni affedeceğim. Lakin deprem, devlet gibi düşünmemiş.” Bu binanın zemin kat kolonları 6 katı taşıyacak kalınlıktaydı, 12 katı taşıyamaz, ben affetmiyorum.”
Şimdi soralım: devlet mi suçlu, deprem mi? Ya da vatandaş mı suçlu, deprem mi?” Soruyorum: İmar barışı bir kader midir? 2018 İmar barışı, “ver parayı al ruhsatı…” Süreç sorgulanmazsa sonuç kader olur.
İnşaat sektöründe ve tekniğinde kötü değiliz. Bizde eksik olan ahlak… Niyet ise bozuk! Niyet, hırsızlık ve para hırsı… Bugünkü sistemde önüne gelen inşaat yapıyor. Fay hatlarına, dere yataklarına, yumuşak zeminlere ve tarım arazilerine inşaat yaparsanız, riski artırırsınız. Bir an önce inşaat yapma ruhsatı AB standartlarına yükseltilmelidir.
Gelişmiş ülkeler bunu nasıl yapıyor? Devlet tarafından zemin etüdü tamamlanmış, tarıma elverişli olmayan, sert zeminli arsalar üretiliyor. Sonrasında buralarda yapılacak inşaatların nitelikleri belirleniyor ve yapı uzmanlarınca projeler, taviz verilmeden denetleniyor. Sıkıysan malzeme çal! Ruhsat almak da yüklenici firma olmak da zor vesselam… Ya biz de? Ver parayı al ruhsatı! “Vatandaşın sorununu çözdük!” Sanki iyi ettin!
Yıkılmış binaların doğru yerlerinden numune alınmadan inşaat kalıntılarını kaldırmak veya acele ile yapılan tetkikler; delil yok etme ya da karartma anlamı taşır. Barolar birliği harekete geçmeli ve delil tespitlerine katkı sunmak için gerekli, çalışmaları yürütmelidir.
Yıkılan şehirler ne olacak? İyi bir şehircilik anlayışı ve mühendislik tekniği ile zemin etüdü yapılmış, depreme dayanıklı yeni şehirler kurulabilir. Bu bölgede 13,5 milyon insan yaşamaktadır. İnsanları ana yurtlarından mahrum etmek; demografik yapının değişimine yol açabileceği gibi sosyolojik sorunlara da yol açacaktır. Bu ciddi bir beka meselesidir. Bu nedenle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önerisi dikkati alınmalı, “yabancılara toprak satışı yasaklanmalıdır. ”Ve bölgede devam eden çadır, yakıt, seyyar tuvalet ihtiyacı da zaman geçirilmeden giderilmelidir.
“Bu depremle birlikte ortaya çıkan mekanizmalar ve ilişkiler meselenin sandığımızdan daha vahim olduğunu ortaya çıkardı. Uzun zamandır normal hayatı olağanüstü hale getirerek yaşamayı kanıksadığımız için, belli ki, içine düştüğümüz kıskacın vahametini algılamakta zaafa düşmüşüz. Çok basit ama bir o kadar da acı olan şu: Türkiye yönetilemiyor. Ve yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuş gibi yapması binlerce cana mal oluyor. Eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin "milli birlik ve beraberlik" nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız.”
Bu sözler bana ait değil. Allah’tan değil. O’Hal var. Bu sözler; Ömer Çelik’in, Yeni Şafak’ta 23 Ağustos 1999’da yayımlanan “Bugün susmak…” başlıklı yazısıdır.
Allah kimseyi söyledikleri ile sınamasın!

DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Böcek Büyük Yara Aldı 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Kimin hissesine düşerse alsın! 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Kırık Cam Teorisi 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 Pudra Şekeri ve Darbe! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Uyuyanlara Ağıt 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Değerli Yalnızlık! 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00