Değerli Yalnızlık!

Ali YILMAZ

04-10-2020 14:49

Şimdiye kadar hiç dış politika ile ilgili yazı yazmadım. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanları da hep eleştirdim.
Dış politika bir uzmanlık işidir, aynı zamanda bir siyaset biçimi…
Başka bir anlatımla, “bir devletin sınırları ötesindeki devletlere uyguladığı siyasete verilen isimdir.”
Dış politika alanı birçok alanla ilişkilidir.
Sosyoloji, ekonomi, eğitim, kamu yönetimi, tarih ve coğrafya alanları dış politika ile doğrudan ilişkilidir.
Mesela, tarih bilmeden dış politikada stratejik bir vizyona ve taktik bir zekâya sahip olunamaz.
Bu nedenle dış politikayı icra etmek zordur.
Yıllardır kamu bürokrasisinde çalışmış ve meslek hayatının 3 yılını ABD’de Dışişleri personeli olarak geçirmiş biri olarak bu konuda fikirlerimi yazma ihtiyacını duydum.
Ve fikirlerim beni bağlar.
Bir daha da kolay kolay yazmam.

Dış politikada başarının sırrı, usta bir diplomasi ve iyi uluslararası ilişkilerde gizlidir.
Dış politikanın birincil amacı, ulusal çıkarları korumak ve savunmaktır.
Bunun için diğer ülkelerle ilişkilerde iyi taktikler ve stratejik hamleler gerçekleştirmek zorunlu hale gelebilir.
Ve bu süreç kısa vadeli değildir.
Askeri güç son seçenektir.
Onun için liderler, bakanlar ve heyetler sürekli müzakerede bulunur ve işbirliği yollarını denerler.
İyi diplomasi ve kriz yönetimi birçok gerginliği azaltarak, çıkabilecek savaşları önlemiştir.


Dış politikada en önemli hususlardan birisi de özellikle komşularla iyi ilişkiler kurulması ve ticaretin artırılarak ekonomik gelir hedeflenmesidir.
Bunlar sağlanmış mıdır?
Dış politika, sadece içerden ve dışardan düşman üreterek ve bunlarla mücadeleye zaman ve kaynak harcayarak yapılamaz.
 
Bugünlerde dış politikada bir yalnızlık yaşanmaktadır. Bu yalnızlık, “değerli yalnızlık” olarak tanımlansa da…
Bizi haklı iken haksız duruma düşürecektir.

Birçok konuda farklı politikalar izleyen ve birbirlerine düşman tavırlar takınan ülkeler Türkiye’ye karşı birleşmiş durumdadır.
Türkiye attığı adımlarda şüphesiz haklıdır ve uluslararası haklarını savunmaktadır.
Örneğin Doğu Akdeniz’de… Suriye ve Irak’ta…
Bu hakların uluslararası sözleşmelere bağlanması gerekir.
Bunu nasıl sağlayacağız?
Dış politikada herkese bayrak açarak ya da karşımızda düşmanlaştırarak bunu başarmak mümkün değildir.
Karşı tarafın gücünün fazla olduğunu düşünen tarafsız ya da bizden yana yer alması gereken bazı ülkeler…
Güce biat ederek aleyhimize tavır almaktadır.
Nerede övgüler dizilen Arap ülkeleri?
İsrail ve ABD, Suriye’de PKK-YPG terör örgütüne her türlü desteği vermekte ve Yunanistan’ı kışkırtmaktadır.
İç siyaset sıkışınca dışardan düşman aramak ve her şeyi dış güçlere bağlamak yenidünya düzeninde bir moda oldu.
Önüne gelen bunu yapıyor!
Özellikle ABD ve Fransa liderleri…
Suriye ve Libya'da hızla yalnızlaşıyor Türkiye...
Ve bu kadar yalnızlaşmış bir Türkiye yedi düvele meydan okuyor.
Buna ne can dayanır ne de ekonomi…
 
Rahmetli Turgut Özal,1983 yılı sonunda başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz Dışişleri'ne verdiği ilk talimat şu olmuştu: “Bana on yıllık bir barış sağlayın! Çevreyle kavga etmeyelim. Ekonomiyi güçlendirmek için buna ihtiyacımız var.”
Zira kavgaya ve savaşa dayanan bir dış politikayı, Türkiye, uzun süre sırtında taşıyamaz!
Ekonomik gücü ne kadar dayanır? Bilmiyorum.
ABD ve Rusya elini ateşe uzatmıyor, maşaları vasıtası ile her taraftan Türkiye’yi rahatsız ediyor.
Elleri kolları uzun…
Çıkarları bizden yana olunca, ince bir manevra ile hemen dost görünüyorlar. Fırtınanın şiddeti geçinceye kadar…
“Kuzu postuna bürünmüş ayı” bunlar.
Çabuk inanıyoruz.
Yine rahmetli Özal’ın bir sohbetinde, “Dış politika heyecanlarla yapılmaz. Heyecanlarla memleket idare edilemez.
Soğukkanlı olmak zorundayız.
Yani hesabını kitabını yapacağız, artısını eksisini koyacağız, ondan sonra karar vereceğiz” dediği ifade edilmektedir.
Doğru değil mi?
 
Dış politikada imaj, tutarlılık ve mukayese odaklı muhakeme önemli bir yer tutmaktadır.
Bir taraftan yurt içinde huzur ve sükûnu sağlarken, diğer taraftan da bölgemizdeki barış ve güvenliği çıkarlarımız doğrultusunda korumak durumundayız.
Zorluk buradadır.
Dış politikada dost düşman ülke kavramı yoktur, çıkarların birbirleri ile çatışması vardır.
Amerika, Güney Kıbrıs'a uyguladığı silah ambargosunu birden kaldırdı. Şimdi de Batı Trakya’da Yunanistan ile birlikte kara tatbikatı düzenliyor.
Neyin tatbikatı bu, kime karşı yapıyorlar?
Bunun açıklanması gerekir.
Arkasına ABD ve Fransa’yı alan Yunanistan, hakkı olmadığı halde bazı adaları silahlandırdı.
Yeterince tepki gösteremedik.
Misilleme olarak, S-400 Hava Savunma Sistemi’nin aktif hale getirilmesi gündeme getirilmeli ve Montrö Anlaşmasına göre boğazlar Yunanistan’a kapatılmalıdır.
Ayrıca Akdeniz’de 3 ay kalacağı açıklanan Oruç Reis gemisinin Antalya’da demirlenmesi endişeyi artırdı.
Bu geri çekilme; egemen güçlerin isteği ile mi oldu, yoksa ufukta bir çatışma ihtimali mi var?
Kafalar karışık.
 
Türk devleti, özellikle dış politikayı iç politikada malzeme yapmadan her şey yerli yerine oturtmak zorundadır.
Demokrasiyle yönetilen Müslüman bir kimliğe sahip olması bir avantajdır ve bunu kullanmalıdır.
Zira demokrasiye inanmış, güçlü bir hukuk devleti, dışardan gelen tehditlere karşı daha iyi savunma mekanizması geliştirebilir.
Bunun için, eş dost yandaş yerine, diplomaside tecrübe ve bilgi birikimi ile öne çıkmış isimlerden bir beyin takımı kurulmalıdır!
Farklı fikirde olsalar bile…
Tecrübesi ve iyi ilişkileri ile tüm dünyaca tanınan,  Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’ndan bu hamleyi bekliyoruz.
Bunu yapabilecek "diplomasi birikimi" elinde vardır.
Yeter ki, parti politikalarından etkilenmesin.
DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Bugün Susmak… 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Böcek Büyük Yara Aldı 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Kimin hissesine düşerse alsın! 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Kırık Cam Teorisi 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 Pudra Şekeri ve Darbe! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Uyuyanlara Ağıt 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00