Kırık Cam Teorisi

Ali YILMAZ

19-09-2021 14:25

Yaşadığımız toplum bir garip oldu. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Dün birbirlerine demediğini bırakmayanlar kuzu sarması dost, dün içtikleri ayrı gitmeyenler bugün kanlı bıçaklı oluverdi. Gelişmeler ve yaşananlar, “bu kadar da olmaz”, dedirtiyor.
Dün mevcut iktidara ve liderine olur olmaz sözlerle saldıranlar önemli makamlara gelirken, kuruluşunda emeğini ve terini akıtmış olanlara bedel ödetiliyor.
Atalarımız ne güzel söylemiş, "Dostunu ölçülü sev, bir gün düşmanın olur. Düşmanına da, ölçülü buğzet, bir gün dostun olur." Başka bir deyişle, düşman bildiğin ile dost, dost bildiğin ile düşman olursun!
İşte bu örnekleri sıkça yaşadığımız bir süreçten geçiyoruz. Siyasette 24 saat uzun zamandır, her şey olabilir! Lakin toplum hayatında bozulmalar ve güvensizlikler artınca, ister istemez endişeleniyoruz! Nereye gidiyoruz?
Siyasetteki gelişmeler ve söylemler topluma yansıyor. Siyaset düzelmedikçe toplumun düzeleceği yok. Ya da tersi… “ Tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan çıktı” misali.
Bazı siyasi liderler çok saldırgan bir tavır sergiliyorlar. O kadar belden aşağı vuruyorlar ve birbirlerine öylesine ağır hakaret ediyorlar ki, Mevlana’nın, "Edep ya hu" sözü kulaklarımızda çınlıyor. Eskiden böyle miydi? Siyasette bir espri, bir seviye ve kibar bir üslup vardı.
 
Parti içi demokrasiyi hep savunagelmişimdir. Lakin aynı partide etkili ve yetkili olan birlerinin içerde sus pus olup, dışarda kendilerini bu makamlara getiren liderlerini itham edercesine konuşmalarını da doğru bulmam.
Bu insanlar, önce kendilerini, sonrada partisini halk nezdinde rezil kepaze ediyor. Oysaki bizim bildiğimiz, doğru olan, "Kol kırılır, yen içinde kalır." Varsa bir eleştirin, önce çıkıp aslanlar gibi, bunu parti içerisinde yapacaksın! Hem partide görevde kalmaya devam et! Sonra da karnından konuş! “Yok, öyle yağma.”
Bağıran, öfke kusan, hakaret eden siyasetçiler yollarına devam ettikçe, yol oluyor işte. "Kötü örnek, emsal teşkil etmez.” Lakin temelde sıkıntı siyasetten kaynaklanıyor. O kadar çok yanlış yapıyorlar ki, hangi birisini anlatalım? Bunu bir hikâye ile örneklemek gerekirse;  
“Zamanın birinde bir genç, kurban hakkında aklına takılanları sormak için bir hocanın yanına gider ve soruları sormak için izin ister. Hoca: "Tabii ki buyurun" dedikten sonra genç: "Çocuğu olmayan Hz. Davut Allah’a; "Rabbim bana bir kız çocuğu ver. Onu sana kurban edeyim" diye dua etmiş. Duası kabul olmuş. Daha sonra çocuğunu kurban edileceği vakit gelmiş. Hz. Davut, kızını tam kurban edecekken, Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş. Azrail "Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et" demiş.
Sonra hocam deyince, hoca artık daha fazla dayanamamış "Evladım yeter. Ben bunun neresini düzelteyim" demiş. Bir kere "Hz. Davut değil, Hz. İbrahim. Kız değil erkek, Azrail değil Cebrail, keçi değil koç" demiş.
 
İktidarın yanlışları da böyle çok işte… Öncelikle hak hukuk ve adaleti yeniden tesis edip, toplumdaki gerginliği ortadan kaldırmak gerekir. Ayrıca muhalefet belediyelerinin topluma yararlı çalışmalarını engelleyerek, “topal eşek” haline getirmek… Toplumun tepkisini çekiyor. Tabi ki, bunun faturası iktidara kesiliyor.
Toplumda niçin muhalif sesler yükseliyor? Buna tepki göstereceğinize, eleştiri ve ifade özgürlüğü çerçevesinde hür fikrini açıklayana emekli de olsa disiplin cezası keseceğinize… Oturun bir düşünün! Dün sizin yanınızda olan, bugün neden size karşı!
Ben söyleyeyim: Gömleği baştan yanlış iliklerseniz, sonuç böyle olur. "Eğri olanın, gölgesi de, eğridir." Yanlış yapan, kirli ilişkilere bulaşan, hak hukuk ve adaletten ayrılan kim varsa… Baştan bileti kesilmesi gerekirdi.
Sakalı kesmezsen yol olur.
“Geçmiş zamanda sakallı, eski devrin saygın bir insanı, bir ağacın altında uzanmış şekerleme yapıyormuş. Bir süre sonra sakalında gıdıklanma hissetmiş. Gözlerini açınca ne görsün... Sakalının üzerinde bir tarla faresi geziniyor.
Hemen fareyi kovalamış, fırlamış soluğu berberde almış. Berbere durumu anlatmış ve "Hemen sakalımı ve bıyığımı kökünden kazı" demiş. Berber adamcağızı yatıştırmaya çalışmış.
"Aman efendi, alt tarafı bir tarla faresi, kaç yıllık sakalı ve bıyığı kesmeye değer mi?" demiş.
"İyi güzel söylüyorsun da, o fare sakalımda yürüdü bir kere, bu durumu diğer fareler de görür, bıyığım yol olur. Hemen kazı" diye ısrar etmiş.
Sedat Peker’in ve muhalefetin; bazı siyasiler ve bürokratlar hakkındaki açıklamaları ve iddiaları yenilir yutulur cinsten değil. Belki de doğru değil. Bunun yolu, bir soruşturma açılması ve yargıda aklanılmasıdır. Bu yapılmazsa ne olur?


Gelecekte hiç bir devlet görevlisinin, dürüst ve yasalara uygun çalışmasını bekleyemezsiniz!
Çünkü yol olur!
Kültürümüzde sakal bıyık örneğiyle açıklanan “yol olur” darbımeseli, günümüzün modern psikologları tarafından “Kırık Cam Teorisi” olarak açıklanmaktadır.
"Kırık Cam Teorisi", psikologların yaptıkları bir deneyden ilham alınarak geliştirilmiştir. Psikologlar, suç oranının yüksek olduğu ve yoksulların yaşadığı bir semt ile daha yüksek yaşam standardına sahip zengin bölgeye birer otomobil bıraktılar.
Araçların plakası yoktur ve motor kaputları aralıktır. Sonra olup bitenleri izlediler. Yoksul semtteki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından psikologlar “sağ kalan” otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdılar. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zenginler bile) da olaya dâhil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. "Demek ki" dediler psikologlar:
"İlk camın kırılmasına, ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerekli. Aksi halde kötü gidişatı engellemek mümkün değildir."
Kıssadan Hisse…
DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Bugün Susmak… 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Böcek Büyük Yara Aldı 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Kimin hissesine düşerse alsın! 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 Pudra Şekeri ve Darbe! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Uyuyanlara Ağıt 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Değerli Yalnızlık! 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00