Pudra Şekeri ve Darbe!

Ali YILMAZ

11-04-2021 16:43

AK Parti Genel Merkezi'nde büro çalışanı olduğu açıklanan Kürşat Ayvatoğlu, Türkiye’de en çok konuşulan kişi unvanını kazandı. Ne mi yaptı? Savcılık ifadesine göre burnuna iddia edildiği gibi kokain değil, pudra çekeri çektiğini öne sürdü. Ve lüks bir araçta pudra şekeri kullanırken çekilen resimleri sosyal medyayı salladı.

Hâkimde inandırıcı bulmuş olacak ki, adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Kokain kullanan birisi gözaltına alındıktan hemen sonra nasıl olup da “pat” diye serbest bırakılabiliyor? Muhtemelen devreye birileri girdi. Ardından kamuoyunun baskısı sonucu, savcılık talimatı ile tekrar gözaltına alındı. Ve ev hapsine mahkûm edildi.

İfadesinde özetle : "Daha fazla güçlü görünürsem her kapının açılacağını düşündüm. Daha fazla nüfuz sahibi olma, olduğundan farklı görünme çabasıyla gücün yanında görünme, hükümetteki güçlü insanlarla fotoğraf vererek kendime yeni kapılar açma düşüncesi beni her gün başka bir yanlışa sürükledi Ardından uyuşturucu batağına sürüklendim" demiş.
Yalan da değil. İlk yola çıkanlar bir dava, bir ideal ve hizmet için yola koyulmuşlardı. Lakin yolda buldukları ile yola devam edildiği için partiye girmek zenginleşme aracı olarak görüldü.

“Partililerden helallik istiyorum.” Bu olay helallik isteyerek kapatılacak bir olay değildir. Ortada bir nüfus ticareti vardır. Başka türlü ayda 3000 TL maaş alan bir eleman bu kadar serveti nasıl kazanacak, revü yıldızları ile süslediği lüks yaşamı nasıl sürdürecektir?
Diyecekler ki, “elinde bilgi ve belge olanlar yargıya versin!” Bu sözler bana yakın tarihte meydana gelen bir olayı hatırlattı.
“Bir "Dava" vardı... Banka genel müdürlüğü yapan Engin Civan ile dönemin ünlü iş adamı Selim Edes arasındaki dava. Selim Edes... Mahkemede... Engin Civan'ın rüşvet istediğini... Kendisinin de verdiğini söylemişti.

Engin Civan... Savunmasında... "Hani verdiğin rüşvetin belgesi" demişti. Selim Edes'in "Biraz poşetlik olan" tepkisi "tarihe" geçmişti:
-Rüşvetin belgesi mi olur lan pezevenk.”
"Sizin yanınızda çalışan birisi eroin kullanırsa suçlu siz mi olacaksınız?” Heyhat doğru! Şahsi bir olayı siyasallaştırmak doğru değildir. Suçlar şahsidir ve suç işleyen cezasını çeker. Lakin CHP’li bazı yöneticilerin adının karıştığı taciz ve tecavüz olaylarını günlerdir yandaş medyada dillendirenler… Ve CHP’yi kurumsal olarak işin içine çekenlerin bu konuda söylemleri inandırıcı olmaz.

“Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni tartar.”
İçişleri Bakanı Soylu: “Satın alıp temin ettiği yönünde bulgulara eriştik” açıklamasını yapınca olay açıklığa kavuşmuştur. Böylece pudra şekeri kokaine dönüşüvermiştir! “Pudra şekeri kullandık.” Olayın içeriğinden ziyade  “pudra şekeri” söylemi tepki çekti ve gündeme oturdu.  Bu delikanlı yalan mı söyledi? Eski bir narkotikçi olarak yalan söylediğini düşünmüyorum! Kullandığı maddenin teknik adını değil, kullananlar arasında söylendiği gibi yani argo tabiri ile ifade etmiştir.  Şöyle ki; Kokainin yabancı ülkelerdeki onlarca argo tabirlerinden biri ve en çok kullanılanı “Powder”  yani pudradır. “Velhasıl şahsın yasal davranış biçimi sorgulanabilir ama yalan söylediği asla!” Pudranın yanına şekeri ekleyerek uyuşturucu argosundan “kısmi alıntı” yapmış olabilir.
Ne günlere kaldık yarabbi! İktidarda olan muhafazakâr bir partinin torpille işe alınmış bir yandaş çalışanın yaptıklarını, lüks yaşamlarını ve hoyratça paylaşımlarını görüp de hayıflanmamak… Daha da ötesi isyan etmemek mümkün değil.
Muhalefet ise işin peşini bırakmıyor. "AK Parti'nin yolsuzluk çarkının, büro çalışanı Kürşat Ayvatoğlu üzerinden ifşa olduğunu" vurguluyor. Bu tür olaylar buz dağının görünen yüzüdür.

Hiçbir varlığı yokken birden zengin olanların, nasıl koyu bir partili olduğu mutlaka sorgulanmalıdır. Buna tepki olarak ben de sosyal medyada bir paylaşım yaptım: “Üniversite mezunuyum. Yüksek lisans ve doktora eğitimimi tamamladım. Kamuda üst düzey görevlerde bulundum.  Özel sektörde üst düzey yöneticiliği yanında kendi kurduğum 2 şirketin genel müdürüyüm. STK Başkanlığı ile birlikte sivil toplum örgütlerinin yer aldığı Güç birliği Platformu'nun Başkan V. ve köşe yazarıyım. Yayınlanmış 4 adet kitabım var. İngilizce biliyorum. Parti genel merkezinde veya uygun görülen bir yerde büro personeli ya da danışman olmak istiyorum. Zengin olmanın başka bir yolunu bulamadım! Bu para ile bu teker dönmüyor! Büyüklerime duyurulur!”

Şimdi ben haksız mıyım?
AK Parti yönetimi, olayın sadece ‘suç boyutu ’ile ilgilenirse büyük hata yapar. Tam teşekküllü organize olanlar nasıl oluyor da AK Parti Genel Merkezi’nin personeli sıfatını elde edebildi? İşin püf noktası burada saklıdır. Parti fikriyatı ile alakası olmayan çeteleri, “partide işe yerleştiren, alan veya aracılık edenler” kimlerdir? Yetkililer bunu kamuoyuna açıklamadan işin içinden sıyrılamaz. Gerçekler, üstüne pudra şekeri dökerek örtülemez! Necip Fazıl’ın dediği gibi,  “Ağlayın su yükselsin, belki kurtulur gemi...” Bu olay, belki de körleşmenin nedenini sorgulamak… Çürüme, yozlaşma, nüfuz ticareti ve milleti söğüşlemeyle mücadele için iyi bir fırsattır.
 
***
Bazı okuyucular, emekli amirallerin yayınladığı bildiriyi değerlendirmemi istiyor. Neyini değerlendireyim? Bildiride yer alan hususların çoğunu muhalefet zaten dile getiriyor. Halkın bilmediği bir şey de yok. Bildiriye imza atanlar emeklidir. Beylik silahı ile darbe yapacak halleri de yoktur. Montrö Sözleşmesi denizcilerin uzmanlık alanıdır.  Görüş bildirmeleri de normaldir. Herkesin yazıp konuştuğu bir ülkede emekli amirallerin de ifade özgürlüğü çerçevesinde görüşlerini ortaya koyması demokrasilerde normal karşılanır. Lakin emekli de olsa silahlı bürokrasinin gece yarısı bildiri yayınlamasına… İçerisinde vesayeti veya darbeyi çağrıştıracak cümleler kullanılmasına hoşgörü gösterilemez.
Amaç gerçekleşti mi? Halkın gerçek gündemini değiştirmek isteyenlere gün doğdu. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in bildirinin bazı bölümleri için "zevzekliktir" sözü eleştirilmektedir. Ne deseydi? Böyle bir olayı abartmak, siyasi malzeme yapmak ne kadar yanlışsa,  destek vermek veya alkış tutmak da o kadar yanlıştır. “Gri bir alan…” her zaman olmalıdır.

Bildiri sonucunun yayınlanmadan öngörülmesi gerekirdi. "Karşı oldukları kişi ve sistemin değirmenine su taşımak" buna denir. Bu millet 28 sürecinden ve darbelerden çok çekti. Bugünkü ortamın yaratılmasında o dönemdeki askeri yöneticilerin siyasi tutum ve davranışlarının etkisi büyüktür. Tarihten hiç ders alınmıyor. Alınsaydı... Akif’in dediği gibi tarih tekerrür mü ederdi. Bununla birlikte, bu bildirinin günlerdir tartışma konusu yapılması… Her önüne gelenin hadsiz beyanatları TSK’ne zarar verir, moralleri bozar.  Neticede ordu bizim ordumuzdur ve bekamızın teminatıdır.
DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Bugün Susmak… 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Böcek Büyük Yara Aldı 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Kimin hissesine düşerse alsın! 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Kırık Cam Teorisi 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Uyuyanlara Ağıt 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Değerli Yalnızlık! 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00