Uyuyanlara Ağıt

Ali YILMAZ

14-03-2021 15:45

 

Ölüm yıldönümü nedeniyle, bu yazımda size ilginç bir insanı… Büyük Türk milliyetçisi Galip Erdem’i tanıtmak istiyorum.
Bizim nesil ve bizden öncekilerin çok iyi tanıdığı, fıkraları ile güldüğü, yazıları ile düşündüğü bir yazardı.  
Bu ismi yeni nesil pek tanımaz. Zira “kral çıplak” diyen açık sözlü bir insan olduğu için tanıtmak ve düşüncelerini öğretmek işlerine gelmez. Onlara biat eden, ne derlerse, “baş üstüne” diyen gerekli…
Ne yazık ki, değerlerimizin kıymetini ancak yitirdikten sonra anlıyoruz. Ve her sözü, ok gibi hedefe doğrudan gittiği için de özlüyoruz.
Galip Erdem, 1930’da Rize’nin Fındıklı ilçesinde doğmuştur. “Ofluoğlu” adı ile bilinen bir aileye mensuptur.
Devlet memuriyetinden emekli olduktan sonra avukatlığa başlamış, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ünlü MHP ve Ülkücü Kuruluşlar dâvasının avukatlığını üstlenmiştir.
Ülkücülük kırmızıçizgisiydi.
Günümüzde ülkücülükten geçinenleri ve farklı fikirlerinden dolayı ülkücü dövenleri görseydi, zamanından önce kahrolur ve ölürdü!
“Tercüman”, “Yeni İstanbul”, “Zafer”, “Bizim Anadolu”, Ortadoğu gibi gazetelerde fıkra, çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapmıştır. “Ülkücünün Çilesi”, “Sosyalizm ve Milliyetçilik üzerine Mektuplar”,  “Suçlamalar” (iki cilt) ve  “Mektuplar…” Başlıca eserleridir.
Bir ideali ve varmak istediği bir hedefi olduğu için İlkelerinden ve inandığı kutsallardan hiç taviz vermedi.
 “Türk Milliyetçiliği, ırkçılık temeline dayanan bir dünya görüşü değildir. Bizim milliyetçiliğimiz başlı başına dil, tarih ve kültür anlayışına bağlıdır.”
Bu düşünceye sahip biri ırkçı olabilir mi?
Bu milleti bölüp parçalamak için bugün olduğu gibi o dönemlerde de oyunlar oynandı. Siyasi istismarlar yapıldı.
Gençlerin fikir özgürlüğü çerçevesinde tartışması ve birbirlerini anlamaları engellendi. Birbirlerine karşı gençler kışkırtıldı. Aynı silah ile iki taraftan gençlerin öldürülmesi gibi… Bu durum ideolojik çatışmayı getirdi.
Ve 12 Eylül Askeri Darbesi.
İki taraftan da… Memleket meselelerine duyarlı, okuyan, araştıran ve sorgulayan bir nesli yok ettik!
Ya cezaevlerine ya da toprağa göndererek…
 “Dört ayaklıya sormuşlar masal anlat diye, başlamış anlatmaya, 40’ı da armut üzerine. Benim de masalım derdi hep din, devlet, vatan, millet üzerine, benim başka masalım olamaz ki…”
Ahi Evran… Hacı Bektaş-i Veli… Yunus Emre misali bir gönül eri olması sebebi ile Türklük gurur ve şuurunu, İslam ahlakı ile işlemişti.

Çıkarı ve makamı için yalpalamadı ve kimseye payanda da olmadı.
"Bizler davayı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkaracaktık. Yola koyulduk, bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu ama küçük (!) bir noksanımız olduğunu fark ettik: davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz dâvayı değil, kendimizi zirveye çıkartmışız..."
Bu sözleri kimler için söyledi, dersiniz?
Vatan tehlikeye düştüğünde,  şaşmaz bir isabetle ; “Vatan-millet-din” uğruna şehit ve gazi olanların yanında…“Haram helal ver Allah'ım, Senin kulun yer Allah'ım…“ diyen bir anlayış türedi.
Birincilere, “Ver mehteri…” Nasıl olsa; Ticareti bilmezler… İhale istemezler… Kul hakkı yemezler…
“Bazılarının beyni bölüm bölümdür, kompartımanlara ayrılmıştır; kompartımanlar arasında bütünlük, geçiş ve iletişim yoktur; beynin bir bölümünün ak dediğine diğer bölüm kara diyebilir...”
Galip Erdem’in öngörüsüne bakar mısınız?
Dün kara dediklerine bugün ak diyenler… İlke ve inançlarını zamana göre değiştirenler… Ve bunu bildikleri halde elleri çatlayıncaya kadar alkışlayanlar sahnede…
“Yandı Yürekler Yandı.”
Galip Erdem’in ders niteliğinde birçok anlamlı sözü bulunmaktadır. Bunu anlatmaya ne benim bilgi dağarcığım ne de bu sayfalar yeter. Fikir ve düşünceleri ile bir külliyat oluşur.
Galip Erdem; 12 Mart 1997’de Ankara’da vefat etmiştir. Kabri, Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Ruhu Şad olsun.
Uyuyanlara Ağıt!
“Derin bir uyku içindesiniz. Rahatsınız, huzurlusunuz, memnunsunuz! Olup bitenleri görememenin, uyandırılacağınızı düşünememenin keyfini sürüyorsunuz.
Saadetinizin hep böyle devam etmesini, hiç uyandırılmamanızı isterdim.

Ama maalesef bir gün gelecek, siz de uyandırılacaksınız. Yazık ki o zaman, “Artık çok geç” olacak! Bir daha uyumak böyle dursun, yatak bile bulamayacaksınız.
Ve o vakit, sizin hesabınıza üzülmek yine bize düşecek.
Biliyorum: Düşünmeyi sevmiyorsunuz. Düşünürseniz rahatınızın kaçmasından korkuyorsunuz. Yuvanızın temeline dinamit koymak istiyorlar, diyoruz, aldırmıyorsunuz.
Sözümüze kulak verirseniz tedbir almak gerekeceğini anlıyor, zahmete girmek istemiyorsunuz. Bir tek endişeniz var: Gününüzü gün etmek, dilediğiniz gibi yaşamak.
Mücadeleden ürküyorsunuz. Öylesine ürküyorsunuz ki, sizin için yapılan mücadelelerle ilginiz olmadığını göstermek ihtiyacını duyuyorsunuz.
Memleketimizin bin bir davası var. Nizamımızı yıkmak isteyen düşman kuvvetler sayılamayacak kadar çok. Diken üzerindesiniz. Fakat dikenli bir yolda ayağınızı yaralamadan yürümenin mümkün olmayacağını unutuyorsunuz.
Tehlikeyi görünce, korkulu bir rüya görmüşçesine, sırtınızı dönüyor, yeni ve eskisinden daha derin bir uykuya dalıyorsunuz.
Canınıza kastedenler, her geçen gün yatağınıza daha fazla yaklaşıyor, korunma imkânlarınızı gittikçe azaltıyorlar. Hiçbir feryat sizi uyandıramıyor, tehlikeyi anlamanızı temin edemiyor.
Yaklaşan düşmanın ara sıra yumruğunu yiyor, hassas bir yerinize iğne batırılmış gibi şöyle bir sıçrıyor, şaşkın şaşkın bakıyor ve sonra da sayın başınızı yastığa gömüyorsunuz.
Kurtulup ümitlerine veda etmeden uyanmanızı istiyoruz. İyi niyetimize akıl erdiremiyor, gayretlerimize yabancı kalıyorsunuz. Hatta biz olmasak daha rahat uyuyacağınızı sandığınız, bu yüzden bize düşman kesildiğiniz bile oluyor.
Yine de başucunuzda davul çalmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Gözünüzün açılması için ne mümkünse yapacağız. Gafletten sıyrılmağa biraz da sizin çalışmanızı bekliyorsak, acaba haksızlık mı ediyoruz?”
Galip Erdem
DİĞER YAZILARI Nereden baksan tutarsızlık… 01-01-1970 03:00 Bir zamanlar AKP içinde bir BAKAN vardı 01-01-1970 03:00 Umutlar Başka Bir Bahara Kaldı! 01-01-1970 03:00 Gaziantepli Mennan Usta! 01-01-1970 03:00 Bugün Susmak… 01-01-1970 03:00 Yeter Söz Milletindir! 01-01-1970 03:00 “Ol Mahkemenin Hükmüne Derler mi Adalet...” 01-01-1970 03:00 Muhammedi İslam’ı Arıyorum! 01-01-1970 03:00 İYİ Günler Göreceğiz Güneşli Günler 01-01-1970 03:00 “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” 01-01-1970 03:00 Benim Liyakatim Herkese Yeter! 01-01-1970 03:00 Baş Başa Bağlı, Baş Meşverete Bağlıdır! 01-01-1970 03:00 Güngörmüşler’ ‘İn Doğuşu 01-01-1970 03:00 Geliyor Gelmekte Olan 01-01-1970 03:00 Böcek Büyük Yara Aldı 01-01-1970 03:00 Milli birliğimizi zedeler. Halkı ayrıştırır ve ötekileştirir. 01-01-1970 03:00 ​Duyarsız Toplum Ve Kelebek Etkisi 01-01-1970 03:00 Haydi Hep Birlikte Düşünelim! 01-01-1970 03:00 Sen-Ben Bizim Oğlan 01-01-1970 03:00 Susan Toplum Ölü Toplumdur 01-01-1970 03:00 Öküz Bokunu ‘’Altın’’ diye Yutturanlar 01-01-1970 03:00 Görmezse Gözün Beni Kör Değilse Görür Beni 01-01-1970 03:00 İçene değil, içilen zehire karşı olun!.. 01-01-1970 03:00 Kimin hissesine düşerse alsın! 01-01-1970 03:00 Seçimde belirleyici parti hangisidir? 01-01-1970 03:00 ​Eski Günlerimiz Olaydı Keşke 01-01-1970 03:00 ​Övücülerin Suratına Toprak Saçınız! 01-01-1970 03:00 Ağustos Böceğinin Şarkısı 01-01-1970 03:00 Ne Olacak Memleketin Hali? 01-01-1970 03:00 Ankara Kulisleri ve İzlenimlerim 01-01-1970 03:00 Demokratik Türk Milliyetçiliği 01-01-1970 03:00 Kırık Cam Teorisi 01-01-1970 03:00 Metafizik Şiirin Üstadı: Sezai Karakoç 01-01-1970 03:00 Kurtarıcılardan Kurtulmak 01-01-1970 03:00 Bırakın Rahat Çalışsınlar!.. 01-01-1970 03:00 Sistem Seçimi ve Muhalefet 01-01-1970 03:00 Var mı Ötesi? 01-01-1970 03:00 Üç kapıdan geç de gel!.. 01-01-1970 03:00 Halep Oradaysa Arşın Burada 01-01-1970 03:00 ​Demagojiyi ve Demagogları Seviyoruz! 01-01-1970 03:00 Bu hayra alamet değil 01-01-1970 03:00 Organize İşler! -1- 01-01-1970 03:00 CAATSA ve Eyy Biden! 01-01-1970 03:00 “Havuç-Sopa” ve Hadsiz Bir Açıklama 01-01-1970 03:00 Pudra Şekeri ve Darbe! 01-01-1970 03:00 İnsanlık Onuru Her Şeyin Üstündedir 01-01-1970 03:00 Üşüyorum 01-01-1970 03:00 Yandı Yürekler Yandı 01-01-1970 03:00 Maskeli Hırsız- Kravatlı Hırsız 01-01-1970 03:00 Okurlardan Gelenler 01-01-1970 03:00 ​Bir Hekimin Feryadı 01-01-1970 03:00 Değerli Yalnızlık! 01-01-1970 03:00 Dayı, yeni 1 TL basılmış gördün mü? 01-01-1970 03:00 Muhalifsin Sen Muhalif Kal! 01-01-1970 03:00 Dost Acı Söyler 01-01-1970 03:00 Milli Devlet ve Otorite 01-01-1970 03:00 “Güneş balçıkla sıvanmaz” 01-01-1970 03:00 Sular durulur, CHP durulmaz YEĞEN 01-01-1970 03:00 Hayata pozitif bakın 01-01-1970 03:00 Sosyal medyada deprem oldu 01-01-1970 03:00 Yiyin Efendiler Yiyin! 01-01-1970 03:00 Dayı, herkes esnaf olmuş 01-01-1970 03:00 Düttürü Leyla Bandosu! 01-01-1970 03:00 Algı Yönetimi ve Manipülasyon 01-01-1970 03:00 Antalya bu haber ile çalkalanıyor 01-01-1970 03:00 Ne demiş YEĞEN? 01-01-1970 03:00 Ümidim yok YEĞEN 01-01-1970 03:00 Millet sokağa daldı 01-01-1970 03:00 Nedir bu iş? 01-01-1970 03:00 Güç sahibi olan mülktedirler 01-01-1970 03:00 Ne olacak bu milletin hali? 01-01-1970 03:00 Sence politika nedir? 01-01-1970 03:00 Dayı ABD niçin zengin bir devlettir? 01-01-1970 03:00 Şimdi ne olacak? 01-01-1970 03:00 Başka bir TÜRKİYE yok 01-01-1970 03:00 Son Söz Milletindir... 01-01-1970 03:00 Erdemli Şehrin Yöneticisi 01-01-1970 03:00 Yeni Oluşumlar 01-01-1970 03:00 ​ Dayı "dostluk" nedir? 01-01-1970 03:00 Günaydın Dayı 01-01-1970 03:00 Rahmi Turan kuyuya bir taş attı 01-01-1970 03:00 Dipsiz Göl diye bir yer varmış 01-01-1970 03:00 Düşünseler yapmazlar YEĞEN! 01-01-1970 03:00 ​Bu mektup olayı nedir DAYI? 01-01-1970 03:00 ​Bu film izlendikçe gösterimden kalkmaz 01-01-1970 03:00 Bu işte kim kazandı 01-01-1970 03:00 "Büyük İsrail Projesi"nden Suriye ile ilgili bir kesit... 01-01-1970 03:00 Hiç olmazsa başın dik geziyorsun 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin yaptığı 'Barış Harekatına' borçludur 01-01-1970 03:00