Sokağa çıkıp "bu ülkede adalet var mı" diye sorsanız, inanın tek bir Allah'ın kulu çıkıp da "var" diye cevap vermesi mümkün değil. 50 yıllık meslek hayatımda hiçbir yerde adaletin tam olarak işlediğini görmedim. Devlet ve toplum hayatımızda bu kadar önemli olan adaleti ne yazık ki kaybetmiş durumdayız. Ülkenin Ana Muhalefet Lideri "adalet arayışı" için yollara düştü. Yine de adaleti bulamadık. Ne kadar acı değil mi?
Peki dilimizden düşürmediğimiz nedir bu adalet? Her gün duyup, üzerinde düşünmeden ve kafa yormadan geçtiğimiz bir kavram mı, yoksa günlük yaşamımızı etkileyen, varlığını sadece hukuk kitaplarında ve siyasetçilerin nutuklarında değil de gerçek yaşamda gösteren bir kavram mıdır ADALET?
Adalet; devlet ve toplum hayatını kucaklayan, sistemin arızasız çalışmasını sağlayan, insanlara güven duygusunu aşılayan, haksızlıklara göğüs geren bir kavramdır. Eğer devlet ve toplum hayatında adaleti tesis edememişseniz, demokrasi, hukuk ve özgürlükler bir işe yaramaz. Devlet asla adaletsizlikle yönetilemez. Adaletin olmadığı yerde güven sarsılır, güvenin olmadığı yerde de kargaşa ve kaos olur.
Aslında adalet; Türkiye'nin görkemli adliye saraylarında dağıtılır da, ancak bu adaleti dağıtacak ve savunacak vicdanlı, bağımsız ve tarafsız yargıçlara ihtiyaç var.
Bugün Türkiye'de yaşanan tüm sıkıntıların tek sebebi adaletsizliktir. Yargıda, yürütmede, yasamada, medyada yaşanan adaletsizlikler çok büyük gerginliklere neden oldu ve oluyor. Ülkede bu kadar çok gerginlik ve ayrışma yaratır sanız, bu da toplumun tüm katmanlarına, oradan da hukuk dışı yollara kadar yansır. Peki çare? adaleti her alanda ve her konuda tesis etmek!.. Adalet olmadan hiçbir şeyin olmayacağı artık beyinlere kazınması lazım.