Yazının başlığını okuduğunuzda "bunlarda kim" diye aklınızdan geçireceğinize eminim. Bunlar yaşarken ölenler! Kimler bunlar? Asgari ücretli, emekli ve dar gelirliden başka kim olabilir? Türkiye'de ne zaman ekonomi bozulsa, faturayı asgari ücretliler ile emekliler ödüyor. Gelen vuruyor, giden vuruyor. Bu ülkenin kahrını çeken de emekli, mağdur edilen de emekli! Sayıları 12 milyonu aşan SSK, BAĞ-KUR ve memur emeklilerine 2020 yılı için verilen yüzde 5.49 ila 6.49 zam emeklileri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Bu zam oranından tek bir Allah'ın kulu memnun değil. Nasıl olsun ki, Emekliler kadar sahipsiz ikinci bir kitle yok. Siyasi iktidar zaten emeklileri kafadan silmiş durumda. Onların dünyasında dar gelirliye yer yok, onlar için varsa da yoksa da sermaye çevreleri.
Yıllardır kapısında beklediğimiz Avrupa Birliği ülkelerinin emeklileri yaz-kış ülkemizi ve dünyayı gezerek emekliliklerini mutlu bir şekilde yaşarken, bizim emekliler de, yaşadığı kentin çevresini bile parasızlık yüzünden gezemiyor. Tatili ve seyahati ancak hayallerinde yaşıyorlar. İğneden ipliğe gelen zamlar karşısında verilen zam oranıyla emekli, bırakın insanca yaşamayı adeta ölüme mahkum edildi.
Dünyada 132 ülke nüfusundan daha büyük bir nüfusa sahip olan ülkemiz emeklileri, isteseler hem kendi kaderlerini, hem ülkenin kaderini değiştirebilirler. Ama onlar tam tersine her şeye rıza göstererek ülkenin kaderiyle oynuyorlar. Güçlerinin farkında değiller. Halbuki bu emekliler bir araya gelip parti kursalar, emin olun tek başlarına iktidar olurlar. Hadi parti kuramıyorsunuz, hiç değilse gücünüzü, tepkinizi ortaya koyun, o da yok! Sanki yaşarken ölmüş hepsi!
Emeklilere yapılan zammın bir bölümü Suriyelilere ve sosyal yardımlara gidiyor. Bu yüzden emekliye verilen maaş zammı her defasında düşük tutuluyor. Bu sosyal yardım organizasyonundan, siyasi iktidarın yarattığı ve oy deposu olarak gördükleri kendi yoksul aileleri yararlanıyor ve yandaş şirketler de bu işten çıkar sağlıyorlar. Pek çok yoksul aileye sorduğumuz da, bu yardımların kendilerine yeterince ulaşmadığını söylüyorlar. Demek ki, burada da yolsuzluk, vurgun, talan var! Nereye el atılsa, her taraftan yolsuzluk fışkırıyor...
Eyy emekliler, 17 yıldır insanca yaşama koşullarına kavuşabildiniz mi? 17 yıldır adam gibi zam alabildiniz mi? Göstermelik intibak zammıyla, ağzınıza çalınan bir parmak bala kandınız ve kandırıldınız. Bugün SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin yüzde 80'ni hala asgari ücretin altında sürünmeye devam ediyor. Her defasında emekli aylıklarına sadaka gibi yapılan zamma tepkisiz kalan, hatta maaşlarını her ay aldıkları için buna "şükür" eden emekliler bile var.
Son bir yılda pek çok gıda ve ürüne yüzde 40 ila 60'a varan zammın geldiği bir ortamda, memur emeklisine yüzde 5.49, SSK ve BAĞ-KUR emeklisine verilen yüzde 6.49 zam çoktan uçup gitti. Artık emeklilerin geçinebilmesi gerçekten mucizelere kalmış. Emeklinin sağlık sorunu ise içler acısı. Kamu hastaneleri ile özel hastaneler arasında ücret bakımından fark kalmamış. Parası olan sağlık hizmeti alabiliyor, olmayan ya yatağa mahkum oluyor, ya da ölüp gidiyor! Ey emekliler; ne zamana kadar susmaya devam edeceksiniz? Kendinizi düşünmüyorsanız, ülkenin geleceğini düşünün! Torunlarınızı ve çocuklarınızı düşünün! Üzerinizdeki bu ölü toprağını atın ve artık uykudan uyanın!..