Onlar; Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda hep vardılar ve hep cephede oldular...
Karadeniz’de “Çepni”, Doğuda “Türkmen”, Ege’de “Tahtacı”, Anadolu’da kimi zaman “Aşiret”, kimi zaman “Kızılbaş”, kimi zaman da ALEVİ dediklerimiz TÜRK’ÜN özbe öz “OĞUZ BOYU” dan olan vatansever insanlardır.
Hz. Muhammed’i “PEYGAMBER”, Ali’yi “PİR”, On İki İmamı “DÜSTUR”, Ehlibeyti “ŞİAR” edinmişlerdir. Düşüncelerinde, sosyal ve içtimai yaşantılarında İslam Tasavvuf Felsefesinin inanç ve ahlak boyutuna fazlasıyla önem vererek, “ELİNE, BELİNE, DİLİNE” hakim olma şuuru ile yaşamayı ve yaşatmayı ilke haline getirmişlerdir. Asla bu ilkelerinden taviz vermemişlerdir.
Hassasiyet ve Adalet anlayışları, Cem Evlerindeki icra ettikleri “Müsahiplik” CEMİ’nde, kapılarını ve gönüllerini “Hırsıza, Katile, Yolsuza ve de art düşüncelere” tamamen kapatarak camianın kirlenmesine asla müsaade etmezler.
Sazın sözün ve muhabbetin, semah dönerek vücut bulması, Muhammed ve Ali’nin isimleri her geçtiğinde dökülen gözyaşları, İSLAM’A bağlılık ve hürmetlerinin en güzel tezahürüdür. ALEVİLER, bu coğrafyada içinde yaşattıkları, vatan ve memleket sevgisi ile yoğrulmuş, TÜRK’ÜN örf ve adetini özümsemiş, İSLAMI kendi kültür ve değerleriyle güzelleştirerek inancımızın zenginleşmesine neden olmuşlardır.
Tarihin hiçbir döneminde milletine ve devletine asla ihanet, delalet etmeden ve husumet beslemeden etle tırnak olmayı bilmişlerdir. Alevi kardeşlerimiz ve dostlarımız hakkında, art niyetli ve önyargılı itibarsızlaştırma düşünceleri ve çirkin politikalara meze edilmek istenmeleri bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olarak görmekteyim. Her dönem Alevileri sokağa dökmek isteyenler olmuştur. Ama onlar her zaman demokrasinin, Atatürkçülüğün, laikliğin yılmaz savunucuları olmuş, yaşananlar karşısında sağduyularını hep muhafaza etmişlerdir. Eğer Alevilerle arkadaş olduysanız, komşuluk yaptıysanız onların ne kadar candan dostlar olduğunu ve insanı satmadıklarını göreceksiniz.
Onlar; bizim gözümüz de, HACI BEKTAŞİ VELİ’nin Anadolu’yu “Türkleştirmek ve İslamlaştırmak” üzere çıktığı bu Mübarek yolunu yol bilenlerle, PİR SULTAN’ın hakka teslimiyetin deki incelik şuuruyla “Evveli Muhammed, Ahirim Ali” diyen CAN’lardır. Onlar; bu ülkenin sigortasıdır.
Türkiye’de Türk Alevileri, Kürt Alevileri, Arap Alevileri gibi etnik Alevilikler bulunmaktadır. Aleviler Türkiye’de en çok Hatay, İstanbul, Sivas, Çorum, Malatya, Kahramanmaraş, Tunceli, Amasya, Yozgat, Adıyaman, Bingöl, Erzurum, Balıkesir, Kars, Manisa, Aydın, Adana, Mersin, Muğla, Erzincan gibi şehirlerimizde bulunuyor.
Anadolu’da bir çok kişinin gönlünde taht kurmuş olan Hacı Bektaşi Veli ile ilhamını ve temel sistemini ondan alan Bektaşilik felsefesinde sevgi ve hoşgörünün ayrı bir önemi vardır. Bu nedenle Alevi felsefesinin, Alevi inancının özü; insan sevgisidir, hoşgörüdür