Artık 15 Temmuz geride kaldı. Her vesileyle 15 Temmuz'la yatıp kalkmanın bir alemi yok! Bu hain darbe girişiminden dolayı herkes hatasını fazlasıyla anladığını ve üzerine düşen dersi de aldığını düşünüyorum.
Geleceğimiz için yeni hedefler belirlerken, geçmişte yaşanan gerginlik ve kutuplaşmaya yönelik söylemlerden kesinlikle kaçınmalıyız. Devlet kurumlarında bir daha FETÖ ve benzeri örgütlerin yapılanmasına asla izin verilmemelidir.
Bu konuda siyasi iktidara, muhalefete, yöneticilere, yargıya, emniyete, kanaat önderlerine, gazetecilere, yazarlara, din adamlarına, sivil toplum kuruluşlarına düşen en önemli görev; adalet, hak, hukuk çerçevesinde suçlu ile suçsuzu, haklı ile haksızı, zalim ile mazlumu ayırt ederek toplumsal barışı, huzuru ve kardeşliği pekiştirmek olmalıdır. Bunu yaparken birilerini kayırmak, birilerini zayıflatmak veya aşağılamak amacı taşımamalıdır.
İşte o zaman millet olarak, bu topraklarda vatanın bölünmez bütünlüğü, milletin birliği adına; huzurlu, refah içinde ve herkesin aynı ideal, aynı ülkü, aynı bayrak altında yaşayacağı yeni bir hedefe doğru yol alırız. Birbirimizi karalamakla, yaralamakla bir yere varamadık. Ekonominin düzlüğe çıkması ve ülkemizin geleceği için topyekun bir tasarruf olacaksa, bu tepeden tırnağa olmalıdır. Bir yanda saltanat, diğer yanda sefalet, eşyanın tabiatına aykırı olur...