Günümüzde artık yalan söylemek doğal karşılanır hale geldi. Toplumda neredeyse yalan söylemeyen insanı bulmak, karanlıkta iğne aramak gibi bir şey oldu. Son zamanlarda siyasi çevrelerde öyle sözler edildi veya ediliyor ki, bu söylemleri millet şaşkınlıkla izliyor.
Yalan söylemeyi meslek haline getirenler, yalanın, hakaretin ve iftiranın adını "yanlış anlaşıldı" diyerek kılıf buldular.
Sıkıştığında yalana başvurmayı ahlaki sayan insanlar, söyledikleri sözleri inkar ederek, "ben böyle bir şey söylemedim veya böyle demek istemedim, yanlış anlaşıldı" şeklindeki ifadelerle işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Bir anlamda başarılı da oluyorlar.
Ülke gündemine bomba gibi düşen konuşmalar yapacaksın, ekonomik dengeleri alt üst edecek beyanlarda bulunacaksın, insanları birbirine düşürecek sözler sarf edeceksin, tepkiler gelince "yanlış anlaşıldı" diyerek söylediklerini inkar edeceksin. Bu yönteme daha çok siyasetçiler ile futbol kulübü yöneticilerinin başvurduğunu görüyoruz. Bu yüzden de ülkede gerginlik ve şiddet hiç bitmiyor.
Hani deriz ya, "ağzından çıkanı kulağın duysun" diye. İnsanların ağzından çıkanı kulağı duymuyor, ağzına geleni söylüyor. Hele bu sözler basının ve medyanın önünde söylenmişse, işte o zaman olanlar oluyor. Bu durumda kurtarıcı yöntem olan "yanlış anlaşıldı" devreye giriyor ve o sözlerin üzeri bir güzel kapatılıyor. Kendince yalanı, hakareti, iftirayı söyleyen insan, kamuoyu önünde aklanmış oluyor. Ama olan ülkeye oluyor. O çirkin sözlerden sonra yaratılan gerginliklerin ortadan kalkması bir hayli zaman alıyor.
Yalan ve iftira yoluyla birbirilerini karalayanlar ve bunu meslek haline getirenler, önemli bir ayrıntıyı unutuyorlar. Son yıllarda yaşanan yalan-dolan, vurgun-talan, yolsuzluk ve rüşvet gibi sözcüklerden toplumun gerçekten midesi bulanmaya başladı. TESEV, Türkiye’nin rüşvet ve yolsuzluk algısını ölçtü. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 69.4’ü toplumda ahlaki kriz yaşandığını düşünüyor. Yüzde 81’i ise yolsuzluk yapıldığına inanıyor.
Her işte, her koşulda yalana başvurmak çare değildir. "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diye ata sözü vardır. Yok, "bizim mumuz sürekli yanar" diye düşünenler varsa, merak etmesinler bir gün gelir onların da mumu bir daha yanmamak üzere söner. Her türlü ahlaksızlığa, kötülüğe, şiddete giden yolun, yalan söylemekten geçtiğini unutuyoruz...