Eldeki verilere göre Türkiye'de yılda ortalama 8 bin çocuk cinsel taciz veya tecavüze uğruyor. Toplam cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işleniyor. 15 yaşın altında tecavüze uğrayarak doğum yapmak zorunda kalan çocuk sayısı 15 bin 937. Söz konusu trajediyle ilgili dava sayısı ise son 10 yılda üç kat artmış olması. Yılda ortalama açılan 17 bin çocuk istismar davasından sadece yüzde 45’i mahkumiyetle sonuçlanıyor. Son 6 yılda anne olan çocuk sayısı 142 bin 298 iken, 2002’den bu yana anne olan çocuk sayısı ise 440 bini geçti. Son 10 yılda devletin izniyle evlendirilen kız çocuğu sayısı ise 482 bin 908. İlginçtir bunların nikahlarının yüzde 62’si tecavüz sonucunda kıyılıyor.
Sonuç olarak çocuk taciz ve tecavüzünde dünya üçüncüsüyüz. Rekor kıramasak bile üçüncü olmayı başarmak! Görüldüğü gibi bu alandaki karnemiz hiçte iyi değil. Tam bir utanç tablosu. Meclis Başkanlığına, çeşitli suçların affıyla ilgili yasa teklifi sunulurken, çocuk taciz ve tecavüzleriyle ilgili cezaların arttırılmasına ilişkin yasa teklifinin Meclise gelmemesi düşündürücü.
Bakınız, daha önce çocuk taciz ve tecavüzüyle ilgili 19 Şubat 2018'de altı bakandan oluşan bir komisyon kurulmuştu. Komisyon raporunu hükümete sunacak, hükümet de o rapor ışığında bir yasa teklifi hazırlayarak TBMM’ne sunacaktı. Komisyonun kurulduğu tarihin üzerinden 7 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen bir gelişme olmadığı gibi, TBMM'ne yeni yasama yılında da bu konuda yasa teklifi gelmedi! Çocuklarımız kaçırılmaya, öldürülmeye, taciz ve tecavüze uğramaya devam ediyor. Sigara içenleri takip ettiğiniz kadar, çocuk taciz ve tecavüz olaylarını da hassasiyetle takip etseniz, çocuklara yönelik bu kadar taciz ve tecavüz olayları yaşanmaz!
BİR NUMARALI MESELEMİZ: ÇOCUKLARIMIZ!
Eğer bir ülkenin parlamentosu çocuklara yapılan cinsel taciz ve tecavüzler hem de arş-ı alaya çıkmış olmasına rağmen önlemler almakta, cezaları artırıcı yasayı çıkarmakta hala kılını bile kıpırdatmıyor, kolay kolay da kıpırdatacak gibi gözükmüyorsa,
Eğer bir ülkede halk, çocuklarını hedef alan taciz ve tecavüzlere yeterince karşı çıkmıyor, evladı kirlenen ebeveynler bile seslerini yükseltmiyorsa,
Eğer bir ülkede ebeveynler çocuklarıyla birlikte olmaktan çok; sosyal medyada vakit geçiriyorlarsa, hayvan severler çocuk sevenlerden daha fazla itibar görüyorsa, hayvan hakları, çocuk haklarından daha fazla savunulur olmuşsa,
Eğer bir ülkede aç çocukların karnı, aç hayvanların karnı kadar bile doyurulmuyorsa, hayvan severlik ilericiliğin, çağdaşlığın, modernliğin, modern insan olmanın göstergesine dönüşmüşse, hayvanlara uygulanan şiddete, çocuklara yönelik şiddetten daha fazla karşı çıkılıyor, hatta çocuğa şiddet hemen hiç gündeme gelmez olmuşsa,
Eğer bir ülkede çocuklardan çok hayvanlarla vakit geçiriliyorsa,
Eğer bir ülkenin sokak çocukları, sokak hayvanları kadar dahi gündeme gelmiyor, hatta ikinciler sürekli gündemde iken diğerleri hiç gündemde olmuyorsa,
Eğer bir ülkenin belediyeleri sokak hayvanlarına, sokak çocuklarından daha fazla hizmet veriyor, hatta o çocuklara hiç vermiyorsa,
Eğer bir ülkede hayvanlar çocuklardan daha çok seviliyorsa,
Eğer bir ülkenin medyasında hayvan severlerin çalışmaları çocuklar için çırpınanlardan daha fazla yer bulabiliyorsa, rezaletler sıradanlaşmış, normal karşılanır hale gelmiş demektir.
Çocuklar adına tek tesellimiz ne mutlu bizlere ki, TBMM'ni çocuklara emanet edecek, çocuğu devlet ricalinin önünde yürütecek, başbakanla arasına oturtacak, yanında bir kralın da bulunduğu masasına alacak kadar çocuklara değer veren ATATÜRK gibi milli bir önderimiz var.