Ülkemizde her şey baştan aşağı yanlış, her şey yarım yamalak. Ne tam anlamıyla hukuk devleti olabildik, ne demokrasi standardımızı yükseltebildik, ne sosyal bir devlet olabildik, ne de doğru dürüst adaleti tesis edebildik. Özgürlük karnemiz ise hala çok gerilerde. Her şeyin başı denetim diyoruz ama denetlemekten ve denetlenmekten sürekli kaçıyoruz. Hep senin adamın, benim adamım anlayışıyla ülke yönetiyoruz. Bunun sonucunda gıda sektöründe çok büyük sahtekarlık yaşanıyor. Resmen sağlığımızla oynanıyor.
Yıllardır denetimsizliğin faturasını çok ağır ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Bu denetimsizliğin ucu, dönüp dolaşıp siyasi iktidarlara kadar uzanıyor. Neden mi? Çünkü her dönemde siyasi iktidarlara yakın yandaşlar oluşturuluyor. Bu yandaş iş yerlerinde devletin iş müfettişleri doğru dürüst denetim yapabilir mi? Yandaş medyayı vergi denetim elemanları denetleyebilir mi? Denetleyemez! Hal böyle olunca, ihmaller zincirine bir de sorumsuzluğu eklediğimiz de, işte o zaman felaketler kaçınılmaz hale geliyor. Maden ocaklarındaki kazaların tek sorumlusu bence denetimi doğru dürüst yapmayan kurumlardır. Düşünün, devlete ait inşaatlarda iş güvenliği olmazsa, o zaman biz hangi denetimden söz edeceğiz. Denetim mekanizmasını çalıştırmayanlar, bu ülkede "bostan korkuluğu mu?" Aslında Türkiye'deki kurum ve kuruluşlarda yaşanan gerçek şu: Yetkinin olduğu yerde sorumluluk yok, sorumluluğun olduğu yerde de yetki yok!
DENETİMSİZLİK;
- İŞ KAZALARINDA FACİA DEMEKTİR...
- TRAFİK KAZALARINDA KATLİAM DEMEKTİR...
- SAHTE GIDA ÜRETİMİ VE GIDA TERÖRÜ DEMEKTİR...
- SAHTE İLAÇ ÜRETİMİ DEMEKTİR...
- KİRLİLİK VE KÖTÜ BİR ÇEVRE DEMEKTİR...
- DÜZENSİZLİK VE BAŞIBOŞLUK DEMEKTİR...
- İNSANLARIN ZEHİRLENMESİ DEMEKTİR...
- YOLSUZLUK VE RÜŞVET DEMEKTİR...
- ADALETSİZLİK VE HAKSIZ KAZANÇ DEMEKTİR...
- CAN VE MAL GÜVENSİZLİĞİ DEMEKTİR...
- HIRSIZLIK VE DOLANDIRICILIK DEMEKTİR...
- SAĞLIKSIZ BİR TOPLUM DEMEKTİR...
Denetimsizliğin yarattığı ihmaller saymakla bitmiyor. Başta maden ocakları olmak üzere pek çok sektörde aylık ve yıllık eğitim seminerleri olurdu. Bu eğitim seminerlerine ne oldu? Çünkü denetim yok. Nerede başarısızlık varsa, nerede yanlış varsa, nerede ihmal varsa orada mutlaka denetimsizlik vardır. Bu denetim öyle bir şey ki, bir milletin, bir ülkenin geleceği demektir. Her alanda gelişmiş ülkeler, bu gelişmişliğe denetim sayesinde ulaşmışlardır. Biz de ise denetimsizliğin bedelini çok ağır ödemememize rağmen, bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Bu ülke bir gün batarsa, denetimsizlikten batar!