Antalya için ilkbahar geldi hatta geçiyor bile. Bir yandan Koronavirüs ile mücadele edilirken, diğer taraftan kentin geleceğini de düşünmek gerekir. Çünkü hayat devam ediyor. Hala ağaç dikimi konusunda kimsenin kılı kıpırdamıyor. Sorumluluk mevkiinde bulunan yöneticiler, Antalya'nın göz göre göre çölleşmesine ne yazık ki seyirci kalıyorlar. Antalya'da ağaç dikim aylarının başladığı ve bitmek üzere olduğu şu günlerde belediyelerin, ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin bir faaliyeti olmadığı görülüyor. Koronavirüs'le mücadele buna engel olmamalı. Belediye ekipleri ağaçlandırma çalışmalarını rahatlıkla gerçekleştirebilir. Antalya'da kaldırımlar, refüjler, parklar, mezarlıklar ağaç dikilmeyi bekliyor. Antalya'daki belediyeler; yeni park ve yeşil alanlar yaratarak, kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırmayı, ağaç dikmeyi herhalde hizmetten saymıyorlar. Antalya'da narenciye bahçelerinden eser kalmadı, yeşil alanlar yok oldu. Bu gidişle Antalya'da yeşile hasret kalacağız.
  
Bundan 40-45 yıl önce Ankara Otogarı'ndaki o zamanki adıyla simsarlar; Antalya için, "yok mu yeşil Antalya'ya bir iki" diye bağırıyorlardı. Kulaklarımda hala o sesi duyar gibi oluyorum. Ama bugün o yeşil Antalya'dan ne yazık ki eser kalmadı. Ağaç katilleri, yeşil düşmanları rant uğruna Antalya'yı beton yığınına çevirdiler. Antalya'daki bu yeşil alanlar yok edilerek, yerine yüksek katlı beton yığınları kondurulmaya devam ediliyor. Kalkıp bu ağaç ve yeşil katliamına ne dur diyen var, ne de Antalya'nın yeniden ağaçlandırılması için çaba gösteren var. Aslında çevreye ve ağaç sevgisine duyarlı ve bilinçli bir toplum olabilsek, belediye başkanları da yeşil alan ve ağaç dikimi konusunda daha duyarlı olmak zorunda kalırlar.

Yerel yönetimlerin, bir kentin kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırmak, ağaç dikmek ve ağaç dikimini teşvik etmek için kampanyalar düzenlemek gibi önemli görevleri vardır. Bunun için de, belediyeler park ve bahçelerle ilgili birimler oluşturmuştur.  Şimdi soruyorum: Acaba bu birimler yan gelip yatma yeri midir, yoksa hizmet yeri midir? Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Komşu illerdeki ağaçlandırma çalışmaları Antalya'yı ikiye katladı. Daha düne kadar çöl olan bu iller yeşile büründü. Antalya, çevre illere göre, ağaç yönünden en fakir il konumunda. Bakın, başta Konya, Isparta, Burdur ve Afyonkarahisar belediyeleri yıllar öncesinden başlattıkları ağaçlandırma çalışmalarının meyvesini aldı ve bu kentler adeta orman gibi oldu.
  
Ama Antalya'daki belediyeler için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Antalya'da hiçbir belediyenin; kişi başına düşen yeşil alan miktarını iki katına çıkarmak, her yıl kent merkezine şu kadar sayıda ağaç dikmek gibi bir hedefi yok. Antalya'da en çok ağaç dikiminin Muratpaşa İlçesi'nde yapıldığını, bunun da yetersiz olduğu gözden kaçmıyor. Ağaçlandırma çalışmaları sadece parklardan ibaret değil.  Yol kenarları, kaldırımlar ve orta refüjler de ağaçlandırma kapsamına alınmalıdır.  Antalya'ya kuş bakışı baktığınızda, çarpık bir betonlaşma ve çölleşmiş bir Antalya görüyorsunuz. Bence ağaç dikmek, bir kentin geleceği için en önemli yatırımdır. Bunun için öyle paraya pula, uzun uzadıya plana ve projeye gerek yok. Belediyelerin imkanları buna yeter ve artar. Yeter ki belediye başkanlarının canı istesin ve bunu bir hedef olarak önlerine koysunlar...  

Koronavirüs salgını var diye, elimiz kolumuz bağlı oturup Antalya'nın çölleşmesine seyirci kalamayız.  "Daha yeşil bir Antalya" sloganıyla ağaçlandırma kapmayası düzenlenmelidir. Böylece Antalya'da ağaç dikilmeyen alan kalmamış olur. Unutmayalım ki, "ağaçlar dünyamızın süsüdür."