Toplum olarak sahip olduğumuz en büyük servetimiz; en pahalısından cep telefonumuz ve en pahalısından televizyonumuz var mı? Var. Bu da bize yetiyor. Cep telefonuyla bütün gün zaman, mekan tanımadan, çoluk-çocuk milletçe konuşuyoruz, mesajlaşıyoruz, internete giriyoruz, fotoğraf çekiyoruz, oyun oynuyoruz, müzik dinliyoruz. Öyle ki, cep telefonuyla konuşma yaşı 7 ve altına indi. Okullarda bile öğrencilerin ellerinden cep telefonu düşmüyor. BU DA BİZE YETİYOR…
Akşam oldu mu çoluk-çocuk televizyonun başına geçiyor dizi filmleri izliyoruz. Çoğu zaman televizyonun başında uyuyup kalıyoruz. Geçim derdi diye bir derdimiz de yok. Sosyal yardımlarla karnımız iyi kötü doyuyor. Yaz-kış yiyecek, giyecek, yakacak gibi yardımlar her ay muntazaman geliyor. Arada bir para yardımı da yapıyorlar. Bundan iyisi can sağlığı. BU DA BİZE YETİYOR…
‘Suriye'de savaş varmış, sınır ötesinden ve sınır içinden şehit haberleri gelmiş, her şeye iğneden ipliğe zam gelmiş, haksızlık, adaletsizlik olmuş, ilaç fiyatları artmış, sağlık hizmetleri paralı hale gelmiş, iş ve trafik kazaları, sokak ortasında cinayetler olmuş, vurgun-talan, hırsızlık almış başını gitmiş.’ İnanın kimsenin umurunda değil. Bütün bu olup bitenlerin karşısında ülke nüfusunun tamamı olmasa da, yarısına yakını böyle düşünüyor ve yaşıyor. Türkiye'ye Satürn çarpsa, çoğunun haberi olmayacak.
Çünkü toplum böyle yönetilmeye, böyle düşünmeye ve böyle yaşamaya alıştırıldı. İster bunun adına baskı ve korku deyin, ister başka bir şey deyin. Gerçek bu! Dikkat edin, Türkiye'de son yıllarda insan profili de değişti. Şiddet yanlısı, yalaka, yavşak, saygısız, hoşgörüsüz, bilimden, bilimsellikten uzak, tarih bilgisinden yoksun sözde ilim-bilim adamları, her konuda fetva veren hocalar türedi. Kimsenin kimseye en küçük tahammülü ve saygısı kalmadı.
SEVGİNİN YERİNİ SAYGISIZLIK, SAYGININ YERİNİ ŞİDDET, GÜZELLİĞİN YERİNİ ÇİRKİNLİK, İYİLİĞİN YERİNİ KÖTÜLÜK, PAYLAŞMANIN YERİNİ AÇGÖZLÜLÜK ALDI..!
Eyyüp AYDIN