On dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar Filistin ve diğer Osmanlı topraklarında Yahudiler ve diğer azınlıkların devletle problemleri yoktu. Ne yazık ki Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahalesi bu yüzyılın ortalarında başlamıştır. Bu müdahale girişimlerinden birisi de Yahudiler için Filistin’i yurt yapma çalışmalarıdır.1861 tarihinde İngiltere’nin desteği ile faaliyete başlayan “Londra İbranî Kuruluşu” ve aynı sene içinde Fransa’da kurulan “International İsrail Taahhüt Cemiyeti” bu alandaki ilk derneklerdir. Özellikle İngiltere bu tarihten. İsrail Devleti’nin ilan edildiği 1948 tarihine kadar Siyonizm davasının en büyük destekçisi olmuştur.
Türkiye’de, Filistin meselesi denince genellikle Theodor Herzl’in, Sultan Abdülhamit’ten “Filistin’den toprak talebi” akla gelmektedir. Aslında unuttuğumuz veya unutturulan bir gerçek vardır ki, İngiltere’nin XIX yüzyılın ortalarından itibaren Orta Doğu’da Osmanlı hâkimiyetinde bulunan toprakları elde edebilmek için başlatmış olduğu İngiliz siyasetidir. Örneğin Yahudiler için Filistin’i yurt edinme fikrini ilk ortaya atan İngiliz iş adamlarından Edward Cazalet ve İngiliz asıllı Hıristiyan Laurance Oliphant’dır
Birinci Dünya Savaşı devam ederken, 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere öncülüğünde, Fransa ve Rusya’nın da kabul ettiği Sykes-Picot Anlaşması yapıldı. Bu üç devlet oluşturdukları Orta Doğu’nun taksimi haritasında “kahverengi bölge” diye adlandırdıkları Filistin topraklarını, savaştan sonra Avrupa devletleri denetiminde özel uluslararası idareye kavuşturma kararı aldılar. Bu tarihten yaklaşık bir buçuk yıl sonra Kudüs, Aralık 1917’de İngilizler tarafından işgal edilmiştir. İşgalden kısa süre önce, İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour 1917 Kasım’ında, Filistin’de, Yahudiler için bir yurt oluşturulmasını ve bunu İngiltere’nin destekleyeceğini açıklamıştır. 1861’den beri Yahudi faaliyetlerini destekleyen İngiltere, Balfour Deklarasyonu ile de Siyonist projeye destek vereceğini belirtmiştir. Bu deklarasyona İngiltere’nin yanında İtilaf Devletleri’nin tamamı da destek vermişlerdir
1919 Haziran ayında Milletler Cemiyeti Sözleşmesi’nin 22. maddesi ile Osmanlı Devleti’nin toprağı olan eski Arap vilâyetlerine, İngiliz mandası himayesinde bağımsızlık verilmiştir. İngiltere, 1920 Nisan ayında yapılan San Remo Konferansı’nda, Filistin’de manda yönetimini üstlenmiştir. Bu tarihten itibaren Filistin meselesi yeni bir döneme girmiş ve manda yönetiminde Yahudiler önemli görevlere getirilmişlerdir. Böylece, Yahudilerin örgütlenmelerine, toprak almalarına ve Filistin’e göç etmelerine destekler artırılmıştır. Siyonistler, bu destekler ile iktisadî, siyasî, mali güce ulaştılar ve İsrail Devleti’nin kurulması için gerekli alt yapıyı hazırladılar. Sonunda İsrail Devleti 1948 tarihinde ilan edildi. Burada gerçek olan şudur ki,1861’den 1948 tarihine kadar İngiltere, İsrail Devleti’nin kurulmasında çok önemli görevler üstlenmiştir. İsrail Devleti kurulduktan sonra da Birleşmiş Milletlerin kurulmasına ön ayak olan yine İngiltere olmuştur. İngiltere’nin öncülük ettiği ve üstlendiği Yahudilik ve Siyonizm davasının himayesini ve öncülüğünü daha sonra Amerika üstlenmiş ve hala bu devlet yürütmektedir. İslam dünyası bu gerçeği unutmamalıdır.
Belirtilen bu gerçeğin dışında, Birinci Dünya Savaşı sıralarında Basra, Irak’ın tamamı, Akabe, Kutsal topraklar, Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi geniş Orta Doğu topraklarının Türklerin elinden çıkmasının yegâne müsebbibi yine İngiltere ve İngiliz siyasetidir. Günümüzde bölgede insanlık dramı yaşanmakta ve bunun tek sorumlusu büyük güçler ve İsrail’dir.