Aileye yapılan saldırılar en önemli meselemiz olmalıdır. Aile çökerse toplum da çöker. Son zamanlara kadar en sağlam kurumumuz olan aile, çok yoğun bombardıman altına alındı maalesef. Ailenin tahrip edilmesi kanserden daha tehlikeli bir durumdur.
Çok üzülerek belirtmeliyim ki aileler yıkılıyor, Aile müesseseleri yok ediliyor... Kadın ve erkek cinsiyetiyle oynanılıyor. Affedersiniz lutilik, eşcinsellik, lezbiyenlik… gibi ahlaksızlıklar kanunlaştırılıyor, meşrulaştırılıyor. Allah’ın yarattığı kadın ve erkeğin fonksiyonlarını benimsemeyip, arzu ettikleri misyonu yüklemeye çalışıyorlar. Allahın yaratma biçimine başkaldırıyorlar, erkeğe kadın, kadına da erkeklik misyonunu zorla yüklemeye çalışıyorlar.
Toplumumuzda boşanmalar hızla artıyor, evlilikler hızla düşüyor ve neredeyse 30-40 yaşlarından önce evlenen olmuyor. Pek çok kişi evlenmeye cesaret edemiyor, neye uğrayacağını kestiremiyor. Evlenenler ise işin vahametini genellikle bilmeyenlerdir. Ömür boyu nafaka, çocuk haczi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin… ne olduğunu bilmeyenlerdir genellikle. Evlenen de ya hiç çocuk yapmıyor ya da bir ikiyi geçmiyor. Şer odaklarının bütün mücadelelerine ve engellemelerine rağmen doğan çocukların peşini de asla bırakmıyorlar. O pis ellerini ailelerimizin içinden hiç ama hiç çıkarmıyorlar.
Günümüzde nüfusun azaltılması, doğum kontrollerinin teşvik edilmesi, kürtajın gündemden hiç düşürülmemesi, kısırlaştırıcı gıdaların özellikle üretilmesi, yerli tohumun yasaklanması ve yerine ithal tohumların bizim gibi toplumlara sürülmesi ve teşvik edilmesi… gibi hain projelerini daima hatırda tutmamız ve uyanık olmamız, oyunlarını bozucu karşı tedbirleri mutlaka almamız gerekir. Bazı aileleri, medyayı ve devletin kurum ve kuruluşlarını, bürokratları, STK’ları ve siyasileri buna zorlamaktadırlar.
Yeni neslin, çocuklarımızın Batı kültürü ile ahlaksız bir şekilde yetişmesi için büyük İFSAD gayretleri içine girmiş bulunmaktadırlar. Televizyonlardaki dizilerin pek çoğunun bu amaca hizmet ettiklerini söyleyebiliriz. Toplumu tamamen TEFESSÜH edip, insanımızı, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi kendi benliklerinden, dinlerinden, örf ve âdetlerinden, edep ve hatadan koparmak için büyük çabaları var. Öncelikli hedefleri, yukarıda da belirttiğimiz gibi öncelikle Müslüman nüfusu azaltmak ve hatta yok etmektir. Ardından doğmuş olan Müslüman çocukların ve gençlerin edepsiz, hayasız, zani ve ahlaksız… bir şekilde eğitilmelerini sağlamak ve arzu ettikleri şekilde Batı hayranı olarak yetiştirilmelerini amaçlamaktır. Bu konuda büyük oranda muvaffak olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz maalesef.
Devam edecek