Bizim millet olarak çok güzel mana yüklü sözlerimiz var.
Bu sözler öyle sıradan ve akla gelince söylenmiş değiller.
Yaşanmış olayların ardından gelecek nesiller aynı yanlışa düşmesin diye ‘Tarihe not’ düşen ağırlıkta sözlerdir.
Bunlara edebiyat alınanda ‘Türk Atasözleri’ denir.
‘Türk Atasözleri’ anonimdir ve söyleyenleri belli değildir.
Bu sebepten Türk Atasözleri köklü, özdeş ve anlamlıdır.
Yani bir kişinin veya bir kurumun tekelinde değildir.
Telif hakkı milletimizindir.
Bu sözlerden birisi şöyledir.
‘Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur.’
Ne anlatılıyor?
Bir işin veya bir durumun, ya da bir olayın nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağını şimdiki gidişinden anlaşılacağını ima ediyor.
Sığır, koyun ve tavuk etine zam geliyor.
Yumurtaya zam geliyor.
Patates soğan domates biber fiyatına aşırı zam geliyor.
Süte zam geliyor.
Una, ekmeğe zam geliyor.
Güven, enflasyonda eriyor.
Her şey devletten bekleniyor.
Devlette görev alanların bazıları da, bu anlayışı körüklüyor.
Bu tabloya bakınca günü kurtarmadan başka bir icraat akla gelmiyor.
Ne hazin bir durum değil mi?
Kimsenin kimseye güveni yok.
Ya da çok az.
Hayvancılık destekleniyor mu?
Resmi açıklamalara göre her yıl milyonlarca liralık destek veriliyor.
Tarım destekleniyor mu?
Resmi açıklamalara göre her yıl milyonlarca liralık destek veriliyor.
Sebze ve meyve üretimi destekleniyor mu?
Seralar, fideler dahil milyonlarca lira destek veriliyor.
Ama buna rağmen hayvancılık yapanın da, çiftçilik yapanın da yüreği yanıyor.
Tüketici de bunlardan farklı değil.
Üretilsin diye destek var.
İnkar edilemez.
Çünkü rakamlar ortada.
Ancak sonuç niye böyle?
Demek ki bir yerlerde yanlış var.
Hem de çok yanlış var.
Sadece küçük bir örnek.
Tarım Bakanlığı küçükbaş hayvan üretimi için çağrı yapıyor.
Destek verileceği beyan ediliyor.
İnsanlar hevesleniyor.
Koyun, keçi alıyor.
Başta otlatmak için mera sorunu yaşıyor.
Diğer sorunlar da teker, teker buradan başlıyor.
Kısa zaman sonra heves, hem kendisine hem de ailesine zehir oluyor.
Tarımda da böyle.
Hasat sezonu sonunda çiftçinin elinden çıkan buğday, arpa, mısır gibi ürünlerin fiyatı aniden yükselir.
Tavuk dahil büyükbaş ve küçükbaş hayvan besleyenler yem fiyatının hakkından gelemezler.
Çare olarak ya ellerindeki hayvanları kestirip kurtulurlar, ya da yok pahasına satıp kurtulurlar.
Üretim azalınca fırsatçıya gün doğar.
Fiyatlar da her ay katlanır.
Kısa ve öz olarak anlatmaya çalıştım.Durum kısaca budur dostlar…