Geçen her gün bizi ömrümüzün sonuna doğru yaklaştırmakta.
Aldığımız her nefes kıymetini bilemediğimiz en kıymetli sermayemizdir.
Aylar, yıllar derken birde bakmışınız ki, ecel kapıya dayanmış, bu güzel dünyaya veda etme anımız gelivermiş.
Her ne kadar hayatı hiç bitmeyecekmiş gibi yaşasak ta hepimiz bu kaçınılmaz son ile karşılaşacağız.
Miladi bir yılı daha geride bıraktık.
Seneler su gibi akıp giderken, biz bunun muhasebesini ne kadar yapabiliyoruz?
Maddi ve manevi yönden 2018 bizden ne aldı ne verdi?
Geçen günler bireysel olarak bizden birçok şeyleri alıp götürmüş, birde toplumsal olarak bizden götürdükleri var.
Her yıl olduğu gibi bu yılda Milli Piyango bileti basıldı.
35 milyon biletin basıldığı ve bu biletlerin tamamına yakınının satıldığı söyleniyor.
Türkiye nüfusunun 80 milyon olduğunu düşünürsek ortalama her iki kişiden biri bilet almış.
Hadi diyelim ki üç kişiden biri olsun.
Türkiye'de hane ile ilgili istatistik yapılırken genellikle dört kişilik bir aile diye farz edilerek bunun üzerinden yapılıyor.
Öyle ise biz de bu yolu takip edersek, bu hesaba göre yine ortalama her eve tahmini iki bilet düşüyor.
Günler öncesi başlayan yılbaşı kutlanmaması hususunda gösterilen duyarlılık, yeni yıl çekilişi adı altında ismi Milli Piyango da olsa kumar mikrobu için gösterilmemiş gibi duruyor.
Temmuz ayında 18 maddelik bir torba yasa çıkartılmıştı.
Bu yasa içinde, şans oyunlarına ödenecek ikramiye tutarı arttırıldı, hasılat yüzde 59'dan 83'e yükseltildi.
Şans oyunları oynatanların teminat oranı azaltıldı.
Ayrıca haftada bir gün oynanan bu oyun! haftada iki güne çıkartıldı.
Bu torba yasa ile yasa dışı bahisle ticari açıdan aktif bir şekilde mücadele edilerek kamu geliri artırılması planlanmış.
Kaldı ki bu kumar illeti sadece senede bir kere yılbaşı çekilişi ile kalmıyor!
Her ayın 9-19-29'unda rutin şekilde yıl boyunca çekilmeye devam ediyor.
Şans oyunlarının oynanması sair günlerde de devam ediyor, peki öteki günlerde neden hiç gündeme gelmiyor ya da getirilmiyor?
Yine bununla birlikte loto, toto, iddia, at yarışları vs bir çok kumar her hafta ve yaklaşık olarak her gün oynanmaya devam ediyor.
Allah aşkına haramın azı da çoğu da aynı değil midir?
Her kesimden yılbaşına dönük birçok eleştiri geliyor ancak ne hikmetse 35 milyon bilet basılmasına hiç kimseden itiraz gelmiyor.
Bu 35 milyon bileti kimler alıyor peki?
Kapitalizm iştahla bugünleri bekler.
O gece su gibi para harcanırken...
Yeni yılın ilk günü tatil edilirken...
Kabahatli umumiyetle asgari ücretle geçinmek zorunda kalan, umudunu bir yılbaşı çekilişi biletine bağlayan gariban oluyor nedense.
Sözde Müslüman kesim inancı gereği zekatını verseler bu milletin kaçta kaçı bu illet piyangoya tevessül eder acaba?'
Her dönem zorluğunu kendi içinde barındırır.
Osmanlı'da ''Sadaka Taşları'' vardı.
Fakir ihtiyacı kadarını alır, ne alan vereni ne de para veren alanı bilir kimse kimseye minnet etmezdi.
Açgözlülük nedir bilmezdi.
Velhasıl Peygamber Efendimiz (sav): ''Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.'' buyurmuş.
Başında Milli ibaresinin olması piyangonun dinimize göre haram olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Basılması, satılması, çekilişinin yapılmasını kabullenmiyoruz...