Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir.Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Ülke gündeminin içte ve dışta, o kadar alarm ve acil müdahale ve çözüm bekleyen sorun ve olayları varken, malzeme olarak, hukukun ve adaletin, bağımsız kararlarına kancayı takmak , ve atıflarda bulunularak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en üst mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi kararlarına müdahale ve söz düelloları, zaten yara bere içinde olan adaletimizi bir de bitkisel hayata koyarak tamamıyla işleyemez bir hale getirmeyelim
Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnalerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar... Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Bu saydığımız görevleri yerine getirmek için kurulmuş Anayasa Mahkememizin görevlerine ve verdiği bağımsız kararlara müdahale ve haksız ve ithamlarda bulunmak, devletin bağımsızlığına, hak ve hürriyetlerine, adalelet ve hukuk dinamiklerine ve demokrasiye yapılan bir kıyımdır.Nasıl namaz dinin direği ise; adalette mülkün temeli ve devletin direğidir.
Günümüz Türkiye’sinin genel geçer bir Profiline baktığımız zaman, adaletsizliğin birinci sırada merkezinden uzaklaşıldığı için, bugünkü Türkiyemiz bir türlü rayına girememekte buna paralel olarak, günümüzdeki adalet kavramı sosyal adalet, ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesini, toplumdaki zayıf ve güçsüzlere devletçe yardım edilmesini de zorlaştırmakta ve giderek güven ve istikrardan uzaklaşan bir ülke konumuna adeta yelken açmaktadır.
Ülke yönetimine talip olanlar bugün içinde bulunduğumuz çıkmaz sokaklardan kurtulma, çare ve yöntemlerini enine boyuna, anamuhalefet ve muhalefet siyasi partilerin uzlaşmacı ve getirecekleri çözüm paketleriyle, biran önce önce vatan millet deyip, siyasi çekişme ve ihtiraslarını bir tarafa bırakıp ülkeyi hak ettiği konuma ve rayına getirmek olması gerekir.
Zaten yönetmek fedakarlık demektir. Ülkem ve milletim kaybedeceğine, ben ve partim kaybedeyim felsefesi, hakim olduğu zaman, gerçek yönetime talip olan iradelerin siyasi çekişmeler ve kişisel ihtirasları da bitireçektir. Ülkemizi, milletimizi, adaletimizi, geleceğimizi, siyasi ihtiras ve çıkarlara kurban etmeyelim, adaletin gölgesi altında yarınlara hep birlikte güneş olalım.
Saygı ve sevgilerimle