Aslında insanoğlu istese, içindeki kıpırtıyı, sevinci, mutluluğu, yaşamın anlamı olan pozitif duyguları hep canlı tutarak solmayan bir bahar misali, bir nevi her zaman kendi bayramını yaşayabilir.
İnsanlar çok yönlü duyguları içlerinde barındırırlar. Hangi duyguları kendi içlerinde daha iyi beslerlerse, o duygular açığa çıkar. Tıpkı içimizdeki iyilik ve kötülük duygularımız gibi.
Hz. Ali'nin dediği gibi, insanların günahsız geçen her bir günü onlar için birer bayramdır.
Evet, değerli okuyucularımız, hareketiyle, sözüyle, ahlakıyla, içindeki vicdan ve insan sevgisiyle hayat yolculuğundaki direksiyon bizlerin elinde. Bizler dümeni nereye çevirirsek oraya savruluruz.
Hayat akışımız maalesef bizden daha hızlı. Geçen güzellikler ve yaşam sahnesinde, bir gaflet uykusundan halen uyanmış değiliz. Ne zaman bir mola verdiysek, o zaman geçen güzellik ve fırsatları biraz sorgulama imkânı buluyoruz. Zamanın bizden alıp götürdüğü, bizim ise anlamını ve önemini yaşayamadığımız şeyler için pişmanlık duyuyor, fırsatları kaçırmanın üzüntüsüyle teselli buluyoruz.
Bakın, biraz önce aldığımız nefes bile geride kaldı. Tıpkı dün gibi, bir misafir gibi bizleri ziyaret eden on bir ayın sultanı Ramazan ayı gibi... Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı derken zaman bizden alıp götürdü ve geriye sadece mazisi kaldı.
İşte, değerli okuyucularımız, farkında olmadığımız zaman bizden atalarımızı, sevdiklerimizi, güzelliklerimizi birer birer alıp maziye gömmüyor mu?
Bizler, her günün güzelliğini kendi içimizde farkına vararak, yaşama sevinç ve mutluluğumuzu insanlarla paylaştıkça maziye esir kalmayacağız. Gelecek güzel günlerin düşüncesini kurarak, her bir günümüzü bayrama çevirebiliriz.
Hz. Mevlâna'nın dediği gibi:
Ne dün senindir, ne bugün senindir. Ne düne üzül ne de bugüne... İçinde yaşadığın o an senindir, o anı yaşa.
Ömür sermayemizi imkânsıza, boşa geçecek zamana, insanları kırmaya, hayatı zorlaştırmaya, darılmaya ve sürekli dert yanmaya hiç gerek yoktur. Bu fani dünyada, son durağı kara toprak olan insanın iyilik ve hayırlı amellerden başka bir yatırımı yoktur.
Onun için değerli okuyucularımız, dünyaya değil, Allah'a ve gideceğimiz asıl yurdumuz olan ebedi yuvamıza azık toplayalım. Unutmayalım ki yaşarken geçirdiğimiz her hayırlı günümüz, bizlerin asr-ı saadetimize ve ebedi hayatımıza birer biletimiz olacaktır.
Rabbim cümlemizi yaşarken idrakli bir kul olanlardan eylesin. İnşallah...