Hayatın ve yaşamın insanlara bugün ağır ve ekonomik bir yük cenderesi içinde, tat almayan, umut ve yaşam direncini frenleyen, bu çıkmaz sokaklardan nasıl, aydınlık yarınlara çıkılacağı sorunlarını, büyük bir ivedilikle kale alıp, alternatif çıkış metotları ve ciddi arayışlar sarf edilmeye muktedir sahiplerini beklemektedir.
İstikrarlı ve mutlu bir dünya ve ülkenin temeli içinde var olan insan yaşam ve hayatlarıyla paralellik taşır. Yokluk ve maddi sıkıntılarla cebelleşen bir dünya insanı bugün gördüğümüz, çoğunlukla mutsuz ve umutsuz bir manzarayı gözlerimizin önüne sermektedir. Hayatın ve yaşamın vazgeçilmez büyük unsuru olan insan hak ettiği yaşamı, insanca bir hayatı ve adil bir yönetilme hakkının tam anlamıyla teslimi yönündeki beklenti ve umutlarının hakkı yönetenler cenahında unutulmamalıdır. Âmâ ne yazık ki bugün sosyal ve ekonomik yaşamların şekillenmesi, yönetime tabi olan iradelerin belirlediği kurallar ve benimsedikleri anlayışlarla son şeklini almaktadır. Anayasaya ve adalete bağlı olan yönetimler ve ülkeler, kendi yönetimi altındaki insanlara asgari bir ferahlık
ve genel geçer bir huzur ve istikrarı buluşturmanın sevincini yaşarken, anayasa ve hukuka bağlı olmayan anlayış ve yönetimler ise ülkeyi kaos ve çalkantılı bir yaşama bırakırlar.
84 milyon nüfusa sahip olan ülkemizde iklimin elverişli, dört mevsimin yaşandığı, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan bir potansiyel maalesef, adil ve dengeli bir yönetimle yönetilmediği için bugün çalkantılı ve kaosla devam eden zorlu bir yaşam hepimizin kapısını çaldı.
Dönmeyen çarklar, yokluk ve yoksulluk çitasını en yüksek seviyelere taşıdı. Pandemi tüm dünyada yoksulluğu artırırken, Türkiye'deki yoksulluk artışına dair Dünya Bankası çarpıcı veriler yayımladı Dünya Bankası'nın Türkiye Ekonomik İzleme raporunda, 2018'de Türkiye'de 6 milyon 939 bin olan mutlak yoksul sayısının 2019'da 8 milyon 420 bine, 2020'de 10 milyon 171 bine yükseldiği tahmini yer aldı..
Tüketici Hakları Derneği’nin hesaplamalarına göre Türkiye’de 16 milyon kişi açlık, 50 milyon kişi yoksulluk yaşıyor. Aç ve yoksul sayısı 66 milyon kişiyi buluyor. Tüketici Hakları Derneği (THD), TÜİK ve Türk-İş'in verilerini kullanarak Türkiye'deki aç ve yoksul sayısını ortaya çıkardı. THD'nin hesaplamalarına göre, 2021 yılı Haziran ayı itibariyle Türkiye'de 16 milyon aç, 50 milyon da yoksul insan yaşıyor. Bu rakamlara göre aç ve yoksulların toplam sayısı 66 milyon kişiye ulaştı. Türkiye nüfusunun 83.8 milyon olduğu dikkate alındığında, ülkede sadece 17.8 milyon kişi aç veya yoksulluk sorunu yaşamadan rahat bir hayat sürüyor.
Ülke yönetmek ciddi ve sorumluluk taşıyan anlayışlı ve adaletli insanların mevcudiyetiyle yönünü ve yolunu bulur. Bugün ülkemizde yaşadığımız bu kaotik ortam ve zorlu yaşamın sizce başaktörleri kimlelerdir dersek umarım yanlış anlamazsınız? Son bir iki yıl içinde on kat artan bir hayat ve yaşamı neye borçluyuz?
Bu ülkeyi ve bu fedakâr milleti bu yokluk ve ekonomik buhranla buluşturanlar kimler? Bunlar bugün ülkenin ve milletin bu hak etmediği tablo karşısında vicdanları müsterih mi? İşte asıl cevap verilmesi gereken ve ülkeyi ve milleti bu cendereden çıkartılması yönünde bu millete hesap vermenin derdi ve endişesini taşımaları elzem olmalıydı. Âmâ gel gör ki bugün yaşanan bu Türkiye’deki yangını başka mezra ve kulvarlara çeken bir anlayışın ve yönetimin talihsiz savunma ve kendilerini haklı gösterir senaryo ve nutuklarına maruz kalmaktayız. Bir atasözümüzde anlatıldığı gibi Acemi katır kapı önünde yük indirir. Bugün bu aziz milletin, iktidara taşıdığı bu anlayış, herkesin evine yangınlarla buluşturmakla suçlulukların tek müesibleri kendileridir.
Saygı ve sevgilerimle