Türkiye’de son 83 yılda yaşanan en büyük depremler Avrasya-Arap-Afrika levhası arasında yer alan Türkiye, deprem ülkelerinden biri olarak görülüyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı ile deprem kuşağında bulunan ülkemiz, son olarak Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde gerçekleşen depremiyle sarsıldı, ve asrın depremi olarak yüreklerimizi dağladı.
Kahramanmaraş'ın Pazarcık, saat 04.17'de 7,7 ve aradan geçen 9 saat bir süreyle saat 13,24'de merkez üssü Kahramanmaraş ilçesi Elbistan olan 7.6 büyük bir ikinci depremle son seksenüç yılın ikinci büyük depremi gene, bizi can evimizden vurdu.Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Malatya ve Hatay’da Uykuda ve bu kara kışta, tedbirsiz ve habersiz bizi yakaladı. Bu felaket bizim ocaklarımızı başımıza yıktı. Geride binlerce ölü ve yaralı, binlerce enkaz,ve enkazların altında binlerce canlarımızın kaybı ülkemizi yasa boğdu. Saniye içinde bir salınım, unutulması kolay kolay geçmeyecek, bir asrın felaketi olarak kayda geçti.
Kabul etsek de etmesek de bir deprem ülkesiyiz. Maalesef bunu yakın geçmişte pek çok kez gördük. Büyük İstanbul depreminin her an gerçekleşeceğinden bahsedilen bu günlerde, Türkiye’de yaşanan yıkıcı depremlere yakından bakalım ve hatırlayalım ki bir daha bu tür büyük felaketler yaşanmasın. Ufak tefek kırıkları saymazsak bile ülkemizde Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı gibi üç büyük fay hattı bulunuyor. Yani kabul etsek de etmesek de, önlem alsak da almasak da Türkiye bir deprem ülkesi. Ancak maalesef bu gerçeği yalnızca yıkıcı depremler ve sonrasında yaşanan büyük felaketler ile birlikte hatırlamak zorunda kalıyoruz.
Ülkemizde yaşanan en yıkıcı 8 deprem:
1939 Erzincan Depremi - 7.9
1976 Çaldıran Depremi - 7.5
1999 Gölcük Depremi - 7.4
1999 Düzce Depremi - 7.2
2003 Bingöl Depremi - 6.4
2011 Van Depremi - 7.2
2020 Elazığ Depremi - 6.8
2020 İzmir Depremi - 6.6
Değerli okuyucularımız tarihte ülkemizde büyüklük ve küçüklük derecelerine göre birçok depremler olmuştur. Bu depremlerin faturası binlerce canımızı, hayatın baharında sevdiklerinden koparıp, ülkeyi enkazlar la adeta bir cehenneme ülke insanlarımızı da derin bir üzüntüye maruz bırakmıştır. Günümüze o acıların bıraktığı travmaları hala unutmuş değiliz. Fakat ülkemizde 1939 dan bu yana bu kadar depremi yaşayan ve canımız ve malımızla verdiğimiz kayıplar sadece yürekleri yakmış, tedbir sel olarak bir mesafe alamadığımız bir gerçeği de bariz bir şekilde önümüze koymaktadır. Tabi ki kimse böyle bir tablonun yaşanmasını istemez. Âmâ gel gör ki ülkemizde maalesef musibetler, bizlere ders alma noktasında zafiyetlerimizi gözden geçirememişiz. Kolay kolay dersler alıp tedbir ve önlem alma alışkanlıklarımız çok zayıf. Sadece sonucun getirdiği felaketler noktasında harekete geçip, felaket yaraları sarıldığı zaman, önlem ve yapılacak tedbirleri de rafa kaldırmışız. Cenabı Allah'ın emri ve hadislerde ki uyarılara baktığımızda dua etmek iyidir, tedbirli olmak daha iyidir" bizlere nakl ediliyor. Gene bilim insanlarımızın, defaten deprem değil; bina öldürür, ikaz ve uyarıları da kale almayarak gerçekten bugün bu ağır can kaybı ve büyük bir tahribatla karşı karşıya kaldık.
Umut ediyoruz ki bu ağır sonuçlar bir milat olur. Yapılacak önlem ve tedbirlerde, ülke olarak, millet olarak, hükümet olarak, atılması gereken neyse bunun bilincinde ve duyarlılığına erişen bir ülke haline geliriz. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar enkazda kurtulmayı bekleyen canlarımıza, sağ salim kurtulmaları için dualarda bulunuyoruz. Bu acı ve felaketlerin bir daha yaşanmamasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyoruz..