Aziz Türk milleti: daha önden sık sık ısrarla biz bu ülkede seksen iki milyon insan olarak hepimiz, tek vücut tek yürek olarak güzelim ülkemizin yanlış yönetimler, yanlış uygulanan Politikalar sürecinin vermiş olduğu zarar, maalesef, beraberinde ekonomik buhranı, buhranla birlikte milletimize ve devletimize ağır bedeller getirmiştir.
Sosyal, toplumsal ve ekonomik anlamda milletimizin umut ve hayalleri bir nevi gasb edilmiş, yarınlara ve geleceğe azimle bakabilme sevkini de kırmıştır. Bu yaşanan olayları görmezden gelmek, yok saymak, insani olarak vicdanımız el vermediğinden, hem kamuoyunu hem de seksenikimilyon insanımızın hissiyatlarına tercüman olarak bu düşüncelerimi siz değerli okuyucularımızla paylaşıyor, ve her zamanda Ülkem ve milletimizin menfaati için doğruları yazmaya devam edeceğim.
Peki, sizlere soruyorum? Bu bir kader midir? Hayır, bu bir kader değildir. Tamamıyla yönetenlerin bir amaç için değil; bir araç olarak yola çıktıklarının bir kanıtıdır. Bu millet ne yaptı da yıllarca önetilenler tarafından hak ettiği karşılığı göremedi. Bunu unutmayın yönetenler, sizi seçen, size bu yönetme imkânını veren, rüya gibi bir hayatı yaşatan bu millete vefa borcunuzu böyle yöneterek mi ödeyeceksiniz? Bu muydu adalet, bu muydu insana ve insan hayatına verilen değer, kusura bakmayın tek taraflı adalet olmaz. Bu ülke kişilerin, bir gurubun, aile şirketlerinin, rantçıların ve şakşakçıların hizmetine sunulan bir ülke değildir. Canı ve kanı pahasına ülkeyi düşmanlardan kurtarmak için, mücadele eden, Mehmetlerin, Hasanların, Nene Hatunlar gibi kucağındaki üç aylık bebeği son kez emzirip, savaşta şehit düşen ağabeyinin silahını alarak cepheye koşan, benim bebeğim ekmeksiz büyür; fakat vatansız yaşayamaz dediği, atalarımızın kanlarıyla yoğrulmuş seksen iki milyon insanımızın ülkesidir.
Kimse bu ülkede affedersiniz öküzün altında buzağı aramasın. Bir Türkiye Cumhuriyetinin bir evladı olarak, vatan ve milletin bütünlüğü, bayrak ve millet sevgisi benim için her şeyden önce gelir. Demokratik bir ülkede doğruları konuşmak, adaletli olmak her bir vatandaşın asli görevi olduğu gibi, bizde vatandaşlık görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Yönetilenlerin yanlışlık, ve eğrilerini eleştireceğiz ki yönetenler doğru yolu bulup, adalet dağıtabilsin. Türkiye cumhuriyeti devletinin sayın Cumhurbaşkanı, ve değerli Genel Başkanlarına sesleniyorum:
Bu ülke hepimizin, bu ülkeyi ekonomik dar boğazdan kurtarmak ta hepimizin asli görevi. Bu ülkede yönetimde ilk önce zihniyetlerin değişmesi lazım. Bu ülke ve kaynakları yönetenlerin tapulu malı değildir, milletindir, doğru adreslerde kullanılması gerekir.
Ülkenin tekrar ekonomik sıçrama yapması için, üretime geçilmesi lazım. Yolsuzluk ve rantla kesinlikle mücadele edilip bitirilmesi lazım. Türkiye’de mevcut olan Belediyeler, ve Bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarının harcamaları, şeffaf olup, haksız kazançlara dur demek lazım. Bir komisyon kurulup Bakan, milletvekili, Belediye Başkanları, tüm kamu ve kuruluşları yöneticilerinin mal varlığı tespiti yapıp, haksız bir kazanç var ise bunların tekrar hazineye aktarımını yapmak. Kısacası şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi etkin şekilde devreye koyulması gerekir. İşte bu saydıklarım var olan yapılması gereken reçetedir. Söz konusu vatan ve millet ise gerisi teferuattır. Bu temenni ve önerilerle tüm partileri, ve hükümeti birlik ve beraberlik ülküsü içinde ülkenin ve milletin bekası için, ellerini taşın altına koymalarını, güzel yarınlar ve büyüyen bir Türkiye için, elele, gönülgönüle verip, tükenen milletimizin umutlarını yeniden yeşertmek dileğiyle
Saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.