Her geçen yıl bir önceki yılı aratıyor.AKP hükümeti 2002 yılında seçim yarışında birinci parti olup, halkın umut ve beklentilerine cevap vermesi beklenen ve özlenen bir Türkiye’nin ortak rüyasıydı.Bu rüya gerçek olmadı mı? desek yanlış olur.Bir, birbuçuk dönemlik türkiye de yatay bir seyirde, zam ve enflasyondan uzak, devlet yönetiminde uluslararası arenada bir saygınlık, millet nezlinde bir umut ve güvenin tesisinde bir kıvılcım olup, istikrar ve huzurlu bir yaşam sürecini hep beraber yaşamıştık.Bu yaşanmış bahar iklimini inkar edemeyiz.Ama bugün gel gör ki ne oldu da bugün tüten ocaklarımız, tütmez, yeşeren umut ve beklentilerimiz, birdenbire alabora olmuş bir gemi misali, tüm yaşanmış olan güzellikleri silip süpürüp, yaşanan hayatları bir kara kabus gibi kaplayarak yaşamlarımızı maalesef kara kışa çevirdi.
Maalesef bugün bu kara kış iklimini hepimiz yaşıyoruz.Her ne kadar da AKP hükümeti bugün ülkemizde yaşanan anormal durumu görmemezlikten ve bu gidişatın nedenini başka yön ve mezralara çeksede başarılı bir yönetim, ülkeye ve millete hakim bir irade hissine sakın kapılmasın.Çünkü bu ülkenin ve milletin yönetim ehliyetini elinde bulunduran, tek devlet organı olarak bu kötü gidişatın tek sorumluları ve hesap vermeleri gereken birer muhataplardır.Aslında iyi bir anamuhalefetin de olmaması meydanı iyice AKP hükümetine bırakmada daha da güç vermiştir.Daha önce sürekli Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan beyfendinin ağzından hiç düşmeyen biz bize yeteriz, Türkiye ekonomisi çok güçlü bir seyirde gittiğini her defasında tüm kamuoyunda paylaştı.
Albayrak, 8 Kasım 2020'de resmî Instagram hesabından yaptığı bilgilendirmede 2018'den beri sürdürdüğü hazine ve maliye bakanlığı görevinden sağlık sorunlarını ve ailesi ile zaman geçirmek istediğini gerekçe göstererek istifa ettiğini açıkladı.Ve bu istifanın ardından Türkiye ekonomisinin sağlam bir temelde olmadığını, ve boşalan bir hazinenin ve sadece sözle şişirilmiş bir ekonominin de gerçek yüzünü göstermiş oldu.Bu istifanın ardından da burnundan kıl aldırmayan AKP hükümeti, ve sayın Erdoğan güçlü bir ekonomi izlenimini Türk milletine lanse etme masalını kendi itirafları İle bitirmiş oldu.
Mademki ekonomi iyi gitmiyordu neden hazinemizin başına işin ehli olan bireyler getiril medi?Başkanlık sistemine geçmekle büyük bir tarihi hata yaptığınızı neden itiraf etmediniz AKP hükümeti başkanlık sistemine geçmeden önce, olumlu giden başarı gidişatını meclis hükümeti sistemine borçlu olduğunu unutmamalıdır.Başkanlık sistemine geçişle bu olumsuz gidişata bir nevi davetiye çıkartılmış oldu. Buda bizlere gösterdiki başkanlık sistemi türk devleti ve milletimin yönetilmesinde bir uyumluluk, ve başarı getirememiş, bilakis başarısız bir tablonun yaşanmasında en büyük etken olmuştur.Bugün belki cumhuriyet tarihinde bu kadar kısa bir sürede ağır bir enflasyon ve kötü bir ekonomik buhranın az örneklerine rastlamaktayız.En iyi yol bildiğin yoldur sözüyle bir daha Türkiye cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze kadar meclis hükümeti sisteminin payının büyüklüğü bir kez daha anlaşılmıştır. Şimdi hükümetten istenen tek şey yapılan hata ve yanlışlara bir an önce dört elle sarılıp, ülke ve milletin bekası için ülkeye bir sıç-
rama hamlesi, millete de istikrar ve huzurlu bir yaşama kavuşması için bir kurtuluş seferberliğine girerek, bu sıkıntılı cendereden bir an önce çıkmamız lazım.Aksi taktirde bu ağır ekonomik buhrana dayanacak bir gücün millete kalmadığını, sosyal bir patlamaya varacak bir tehlikenin bizleri beklediği gerçeğini gözardı etmemek, şimdiden bunun tedbirlerini almak zorundayız.
Yıllarca bu devlet ve bu millet için hizmet etmiş, hayatının emeklilik yıllarında başını sokacak bir evim olsun umudunu taşıyan insanlarımızın umudu için, evlilik çağına gelipte bu ekonomik darlıktan bir türlü evlenemeyen gençlerimiz için, iş ve aşı olmayan insanlarımız için, üniversite bitiren işsiz kalan gençlerimiz için, bu gün yaşadığımız hayat bizlere bir kaç beden büyük gelmiştir. Sanırım bugün bizi yöneten iktidarın bu sancıları görmemezlikten gelmesi ve bunların farkında olmaması mümkün olamaz.Bu ülkenin dört bir yanından geçinemiyorum diye çığlık atan bu fedekar millete hak ettiği yaşamı vermek için, var gücüyle hükümeti göreve ve bu ağır geçim kaygısını olumlu bir gidişatla bahara çevirmek için bunu bekliyoruz.Seçim için değil, insan ve insanlık
hayatına verilen değer için bunu yapmalıyız. Gerçekten bugün yaşadığımız hayat altından kalkabileceğimiz bir yaşam değil, bu yanlış yötimler sonucu maruz kaldığımız bu ağır yükü hükümet kanadı olarak, belteraf etmek için ekonomik bir kurtuluş seferberliğine bir an önce girilmelidir.
Saygı ve sevgilerimle